tag:blogger.com,1999:blog-25986894205381504242024-03-13T23:11:13.306-07:00Şiirsel HislerŞiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.comBlogger453125tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-33874943149176850372021-01-11T13:41:00.009-08:002021-04-22T05:27:51.843-07:002021'de Neler Yapıyorum?<p><span style="color: #783f04; font-family: times;"> Yine ve yine ne yazık ki uzun bir aradan sonra blogda bir şeyler yazıyorum. Geçen sene yapmayı düşündüklerime dair yazdığım yazıya göz gezdirdim ve çok kısa geçen senenin genelinde neler yaptığımı özetleyeyim; Özel dikime devam ettim ve bunun yanı sıra bir modaevinde satış danışmanlığı yaptım. İki buçuk ay süren bu serüvenimde yabancı müşterilerle İngilizce konuşarak bugüne kadar hiç yapmadığım kadar iyi bir pratik yapmış oldum. Pandemi dönemini yaza kadar evde geçirdim ve bu süre zarfında uzun zamandır öğrenmek istediğim nakış işine merak saldım. Hazirandan ekime kadarki zaman dilimini ise Gökçeada'da bol bol denize girerek, bisiklet sürerek ve kitap okuyarak geçirdim. Ayrıca hastalık çok yakınlarımıza uğrayacak kadar bize yaklaşsa da bizim ailede hamd olsun ki henüz hiç geçirmedik. Ocak ayının girmesiyle beni yine yeni yıl buhranları almaya başladı. Evde durmayı çok seven ve mesleğimi de evden yürüten biri olarak herhangi bir failiyette bulunmamak, kurslara gidememek ve şehir dışı gezilerine katılamıyor olmak beni mental açıdan sıkıştırmaya başladı. Bu yüzden ben de geçen sene evde geçirdiğim vaktin aynısını tekrarlamamak adına neler yapabilirim diye düşünmeye başladım.</span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-PP80l3nz5jo/X_zEuLcOhjI/AAAAAAAAFvc/Q3amn_iN58sSS7hzPGzWGf9KMK3R5R7CwCLcBGAsYHQ/s749/1c2a5938-66d2-4450-93ec-a2bd0abd49b4.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #783f04; font-family: times;"><img border="0" data-original-height="749" data-original-width="693" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-PP80l3nz5jo/X_zEuLcOhjI/AAAAAAAAFvc/Q3amn_iN58sSS7hzPGzWGf9KMK3R5R7CwCLcBGAsYHQ/s320/1c2a5938-66d2-4450-93ec-a2bd0abd49b4.jpg" /></span></a></div><p><span style="color: #783f04; font-family: times;">Öncelikle aslında bakarsanız hayatım gerçekten tıkırında gidiyor. Çok yoğun olmasam da dikiş siparişlerim oluyor. Bunun haricinde nakış işini baya ilerlettim ve gördüğüm her modelin aynısını yapabilecek dereceye gelebildim. Nakış işinde bu kadar yetenekli olduğumu gören tüm tanıdıklarım ve ailem beni bu işe daha fazla yoğunlaşmam için ikna etmeye başladı. Ben de bir cesaretle dikişin yanı sıra farklı bir dalla da para kazanmak için kolları sıvadım. Gökçeada'daki son günlerimde bu satış fikri aklımda oluşmaya başlamıştı. Sonrasında neler yapabilirim diye ürün belirlemeye başladım. Şu anda da belirlediğim ürünlerin numunelerini bitirmek üzereyim. İnstagram'da yazdan bu yana oldukça aktif kullandığım bir dikiş hesabım var. Aldığım kumaşları, dikmeyi düşündüğüm parçaların aşamalarını ve nakışa dair her şeyi oradan paylaşıyorum. O hesap varken ayrıca bir satış hesabı açma fikri kafamı çok karıştırıyordu, ben de dikiş hesabımı hem aynı formatta ilerletmeye hem de satmayı düşündüğüm ürünleri yüklemeye karar verdim. Özel dikim yaptığım giysi parçalarının yanı sıra, nakışlı panolar, nakışlı kitap kılıfları ve bez çantalar, farklı çanta modelleri, kalemlik, suluk, seramik broş, baskılı bez kanvas çanta gibi ürünler üzerine çalışıyorum. </span><span style="color: #783f04; font-family: times;">Çok fazla siparişim olduğu günler sabah çok erken saatlerde uyanıyorum, sabah namazından sonra uyumuyorum, böylece gün bir türlü bitmek bilmiyor. Bu durum da beni fazlasıyla motive ediyor.</span><span style="color: #783f04; font-family: times;"> </span><span style="color: #783f04; font-family: times;">Ayrıca evden ürettiğim bir iş olduğu için de zaten hem dikimden hem nakıştan büyük keyif alan biri olarak bu işleri bir şeyler izleyerek ya da müzik dinleyerek icra ediyorum. O yüzden dükkan tarzı bir yerde tam zamanlı çalışmaktansa kendi işimi üretmek beni daha çok heyecanlandırıyor.</span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-3w25_Wld2wY/X_zE7ABOe1I/AAAAAAAAFvk/tHLjW17esa8cTpVaFNA1E4F_kumFXjuEACLcBGAsYHQ/s1600/42ea1b75-a3b4-4284-8f60-7fdd392d5405.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #783f04; font-family: times;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-3w25_Wld2wY/X_zE7ABOe1I/AAAAAAAAFvk/tHLjW17esa8cTpVaFNA1E4F_kumFXjuEACLcBGAsYHQ/s320/42ea1b75-a3b4-4284-8f60-7fdd392d5405.jpg" /></span></a></div><p><span style="color: #783f04; font-family: times;">Bu kadar iş konuşmak yeter sanırım. Ama birkaç şey daha eklemek istiyorum ki dikiş ve nakışın yanı sıra İngilizce bilmemin büyük artı getirdiği Utest adında bir platform üzerinden de para kazanmaya çalışıyorum. Dolar üzerinden para kazanılan bir site ve gerçekten de şimdiye kadar 25 dolar kazanabildim. Para kazanma kısmına varana kadar uzun bir online eğitimden geçiyorsunuz, sonrasında site zaten sizi yönlendiriyor. Aslında biraz daha dikkatli olsaydım şimdiye kadar daha fazla para kazanmış da olurdum ama dikkat eksikliğim her zaman kendini gösteriyor. Site bana iş imkanı bulmaya devam ettiği sürece ben de uğraşıyorum. Bunun dışında da benim tam zamanlı bir yerde çalışmıyor olmamın en büyük nedeni katıldığım kurslar ve gezilerdi. Şu an itibariyle hepsi kapalı olduğu için para biriktirmek adına birkaç ay kısa dönemli çalışmayı düşünüyorum yine, tabi kendime uygun bir yer bulabilirsem.</span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-xIVUzp2t8ao/X_zFFToG3UI/AAAAAAAAFvs/0VqjWvqCuEomtcYmq0da8Lt66Y9LLT7ZwCLcBGAsYHQ/s1600/bdf1735f-8a66-44ed-9968-1cbe5e118297.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #783f04; font-family: times;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-xIVUzp2t8ao/X_zFFToG3UI/AAAAAAAAFvs/0VqjWvqCuEomtcYmq0da8Lt66Y9LLT7ZwCLcBGAsYHQ/s320/bdf1735f-8a66-44ed-9968-1cbe5e118297.jpg" /></span></a></div><p><span style="color: #783f04; font-family: times;">Biraz hobiler üzerinden ilerleyecek olursak bu sene beni en çok heyecanlandıran şeylerden biri kesinlikle kitap hesabım üzerinden yayınlandığım videolar. Ay boyunca okuduklarım ve sırada okuyacaklarım şeklinde kitapları göstermek adına hikayeden paylaşım yapıyordum. Ama o kadar çok "youtube açmalısın" önerisi geliyordu ki ben de bu durumu yine İnstagram üzerinden igtv yardımıyla yapmaya karar verdim. Her ayın sonunda o ay boyunca okuduğum kitapları ve her ayın başında da o ay boyunca okuyacağım kitaplara dair video paylaşıyorum. Beğenerek izlenilmesi beni çok ama çok mutlu ediyor. Kitap okumak derken dört senedir aktif kitap okuyan bir okur olarak okuma serüvenim gitgide evriliyor ve bu sene itibariyle daha fazla kurgu dışı kitaplar okumaya ve dünya edebiyatıyla klasiklere daha fazla yer ayırmaya başladım. Bazen bazı kitap listelerine denk geldiğimde birçoğunu çoktan okumuş olduğumu görünce endişelenmiyorum değil, çünkü okumadan yapamıyorum ve aslına bakarsak yakın geçmişte yazılan binlerce kitap da yok. Anlayacağınız umarım ileride kitapsız kalmam. Bu yıl özellikle okumak istediğim birkaç seriyi sizlere de sıralamak isterim ki; Kayıp Zamanın İzinde, Dune, Dar Zamanlar, Otostopçunun Galaksi Rehberi, Yerdeniz Öyküleri bu sene kesinlikle okumak istediğim seriler. Bunların dışında birçok dünya edebiyatından ve klasiklerden kitaplarla dolu bir listem var. Ayrıca tabii ki kütüphaneleri kullanmaya da devam ediyorum. Her ay düzenli olarak İstanbul Laleli'deki Orhan Kemal Kütüphanesi'ne gidiyorum. Kütüphanelere gitmek benim için her zaman çok heyecanlı olmuşken, bu sene bu ritüeli scooter sürerek yapmak bu ritüeli daha keyifli kılıyor.</span></p><p><span style="color: #783f04; font-family: times;">Blogum üzerinden de önceden beri sürekli film önerileri yapıyordum. Geçen seneden bu yana film keyfim de gitgide evrilmeye başladı. Arthouse sinema ve yönetmen üzerinden film önerileriyle izleme listelerimi oluşturuyorum artık. Aslında bu tamamen ben farkına varmadığım bir şekilde değişti. Kitap okumak kadar film izlemeye vakit ayırmayan biri olarak bir süredir film izlemekte seçiçi olmaya çalışıyordum. Ve yeni filmler keşfede keşfede artık daha çok festival filmlerine veya ödüllü filmlere öncelik veriyorum. Birkaç aydır annem ve kızkardeşimle genel de İran sinemasından oluşan ama bunun yanı sıra benim bulup izlemek istediğim seçimlerle film geceleri yapıyoruz. Bazen benim film aramama denk gelmeden TRT 2 kanalı sağolsun yayınladığı harika filmlerle bizi televizyonun başına oturtuyor.</span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-no52wlrVQ64/X_zFm2lYVvI/AAAAAAAAFv8/rT8JoMLjEso6ALIUHcuPvcg9kYy1oCWdgCLcBGAsYHQ/s1600/40318610-4978-4ba9-8e93-29839a11c324.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #783f04; font-family: times;"><img border="0" data-original-height="1062" data-original-width="1600" src="https://1.bp.blogspot.com/-no52wlrVQ64/X_zFm2lYVvI/AAAAAAAAFv8/rT8JoMLjEso6ALIUHcuPvcg9kYy1oCWdgCLcBGAsYHQ/s320/40318610-4978-4ba9-8e93-29839a11c324.jpg" width="320" /></span></a></div><p><span style="color: #783f04; font-family: times;">Ayrıca geçen seneden beri Arapça öğrenme hedefim yine zıpladı. Uzun süredir tam teşekküllü bir kurs eğitimiyle sıfırdan başlamak istiyordum ama ne kadar gün boyu istediğim kadar zamanımı verimli geçirmeye çalışayım, kesinlikle boş vakitlerim oluyor. O yüzden bu sene için en büyük hedeflerimden biri Arapça pratik konuşma üzerine vakit ayırmak. Bir diğer en büyük hedefim ve hani her şeyi bir kenara bırakıp en çok gerçekleşmesini istediğim şey; tırnaklarımı yemeyi bırakmak. Yemek diyince yutmak demek değil yalnız onun altını çizeyim. 23 yaşında biri olarak bu huyum artık o kadar gözüme batıyor ve beni bazen o kadar üzüyor ki bu sene sadece bunu başarabileyim bana yeter. Sırf bu huyumu bırakmak için sürekli yüzük alışverişi yapıyorum, estetik açıdan istediğim gibi görünsünler diye ama o gıcık huyum hep baskın çıkıyor. İnşallah bunu değiştirebilmek dileğiyle.</span></p><p><span style="color: #783f04; font-family: times;"><br /></span></p><p><span style="color: #783f04; font-family: times;">E eğitim ne olacak diyenlere? Geçen sene o kadar sıkıldım ki bu üniversite durumundan, gerçekten hiç umursamamaya başlamıştım. Sonrasında bir anda yüksek lisans hayalim olduğunu hatırladım ve yine kanıma girdi :) O yüzden bu sene sanırım kesin gireceğim sınava. Çalışma hedefi koymuyorum kendime çünkü geçen sene hiç çalışamadım. Yani anlayacağınız ne kadar gelgitli olsam da bir bölüme kayıt yaptırmadan kafam rahat etmeyecek.</span></p><p><span style="color: #783f04; font-family: times;"> <a href="https://1.bp.blogspot.com/-Z-cRb9sKfuk/X_zFObWXDmI/AAAAAAAAFvw/DpfGWiGwQIQD9jxyOE5ihUNnVPZx-_2QQCLcBGAsYHQ/s1600/340929cc-7c44-42f7-92fc-ebcd362872c9.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-Z-cRb9sKfuk/X_zFObWXDmI/AAAAAAAAFvw/DpfGWiGwQIQD9jxyOE5ihUNnVPZx-_2QQCLcBGAsYHQ/s320/340929cc-7c44-42f7-92fc-ebcd362872c9.jpg" /></a></span></p><p><span style="color: #783f04; font-family: times;">Sonuç olarak bu seneden ürettiğim meslek açısından kendimden bazı beklentilerim var. Onun dışında yeni bir dil için kesinlikle kolları sıvamak istiyorum. Şu anda da hayatımdan gerçekten memnunum. İstediğim kitapları okuyorum, merak ettiğim filmleri izliyorum. Gerçekten severek ürettiğim bir işi yapıyorum. Nakış ya da dikişe dair bir ihtiyacım olduğunda scooter'a atlayıp Eminönü'ne gidiyorum. Müşterilerimin provaya gelme heyecanını yaşıyorum. Daha tutumlu bir üretici olmak adına kendime yeni bir giysi dikerken en az üç kez düşünüyorum, ani kumaş harcamaları yapmamaya çalışıyorum. Aynı şekilde okuma listemdeki kitapları kütüphaneden buldukça satın almadan ödünç işlemiyle okuyorum, kendi giysimi üretmeye devam ediyorum. Daha tutumlu olmaya çalışarak önümüzdeki zamanlarda yapmak istediğim geziler için ve satın almak istediğim elektronik aletler için para biriktiriyorum. Geçen kasım ayında Kapadokya'ya gittim ve benim için o kadar unutulmaz bir geziydi ki bu yıl Güneydoğu gezisine katılmak en büyük hedeflerimden biri. Tabii ki bu hedefleri gerçekleştirmek için çaba harcıyorum. Aslında lafın kısası kendimi her alanda geliştirmek için uğraşıyorum. Umarım keyifli okumuşsunuzdur. İnşallah bu sene blogda da içerik üretebilirim. Görüşmek üzere.</span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-e6R_ozmRgKE/YIFrHWtx7KI/AAAAAAAAF48/-vXOqsGI_FECQGTOS-7yzRU4c0oCyvXwACLcBGAsYHQ/s2048/DSC_0520.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1360" data-original-width="2048" src="https://1.bp.blogspot.com/-e6R_ozmRgKE/YIFrHWtx7KI/AAAAAAAAF48/-vXOqsGI_FECQGTOS-7yzRU4c0oCyvXwACLcBGAsYHQ/s320/DSC_0520.JPG" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-SrGN2OmUeYM/YIFrM4JxSOI/AAAAAAAAF5A/cPqA3En6HdIaZrMisZXRGiyDZ6P57IcRgCLcBGAsYHQ/s2048/DSC_0522.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1360" data-original-width="2048" src="https://1.bp.blogspot.com/-SrGN2OmUeYM/YIFrM4JxSOI/AAAAAAAAF5A/cPqA3En6HdIaZrMisZXRGiyDZ6P57IcRgCLcBGAsYHQ/s320/DSC_0522.JPG" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-jnG8C5G8tMI/YIFrReFNQYI/AAAAAAAAF5E/kPGtkqnQBMcBugkoifKZnXf6mdsPKpIlwCLcBGAsYHQ/s2048/DSC_0526.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1360" data-original-width="2048" src="https://1.bp.blogspot.com/-jnG8C5G8tMI/YIFrReFNQYI/AAAAAAAAF5E/kPGtkqnQBMcBugkoifKZnXf6mdsPKpIlwCLcBGAsYHQ/s320/DSC_0526.JPG" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><span style="color: #783f04; font-family: times;"><br /></span><p></p>Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-64216118504517293312020-01-12T11:37:00.037-08:002021-03-21T08:14:44.328-07:00Evelyn Hugo'nun Yedi Kocası | Taylor Jenkins Reid<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-dE0ByyN5rHM/Xhtz2Njo--I/AAAAAAAAFQY/bh5QSSIcjlkv1YwOo4qy9zOTJfqPhxCKACLcBGAsYHQ/s1600/2020-01-12%2B22_30_02-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="color: #274e13;"><img border="0" data-original-height="420" data-original-width="598" height="280" src="https://1.bp.blogspot.com/-dE0ByyN5rHM/Xhtz2Njo--I/AAAAAAAAFQY/bh5QSSIcjlkv1YwOo4qy9zOTJfqPhxCKACLcBGAsYHQ/s400/2020-01-12%2B22_30_02-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="background-color: #d9ead3; color: #274e13;">Kitap Adı: Evelyn Hugo'nun Yedi Kocası</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="background-color: #d9ead3; color: #274e13;">Orijinal Adı: The Seven Husbands of Evelyn Hugo</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="background-color: #d9ead3; color: #274e13;">Yazar: Taylor Jenkins Reid</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="background-color: #d9ead3; color: #274e13;">Yayınevi: Yabancı Yayınları</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="background-color: #d9ead3; color: #274e13;">Sayfa Sayısı: 432</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="background-color: #d9ead3; color: #274e13;">Goodreads Puanı: 4.32/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="background-color: #d9ead3; color: #274e13;">Benim Puanım: 4,5/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="color: #274e13; font-size: large;"><i><b style="background-color: #d9ead3;">Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="background-color: #d9ead3; color: #274e13;"><span style="text-align: start;">Hollywood’un en parlak ikonlarından olan Evelyn Hugo, şaşaalı ve skandallarla dolu hayatıyla ilgili gerçekleri anlatmaya nihayet hazırdı. Fakat bunun için tanınmamış bir muhabir olan Monique Grant’i seçtiğinde, buna ne iş ne aşk hayatında başarılı olabilmiş Monique’ten daha fazla kimse şaşıramazdı. Ancak Evelyn’in neden onu seçtiğine kafa yormaktansa bunu bir sıçrama tahtası olarak kullanmanın tam sırasıydı.</span><span style="text-align: start;"> </span></span></div>
<span style="background-color: #d9ead3; text-align: start;"><span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="color: #274e13;">Evelyn, kendisini 50’li yıllarda Los Angeles’a sürükleyip 80’lerde şov dünyasından ayrılmasına yol açan sebepleri ve tabii ki bu süreçteki yedi evliliğinin ardındaki sır perdesini kaldırırken, büyük yasak aşkların ve onulmaz hırsların gerçek yüzü ortaya çıkacaktı. Efsanevi yıldızla arasında bir bağ kurulurken Monique, kendi yaşamını da yepyeni bir bakış açısıyla gözden geçirmek zorunda kalacaktı.</span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-LHQi3DJeiLg/Xht0tWnyc1I/AAAAAAAAFQg/OQaYA-drx4sWWWLZ2Bm0lmPleLtDXxj6ACLcBGAsYHQ/s1600/images%2B%25281%2529.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="color: #274e13;"><img border="0" data-original-height="262" data-original-width="750" height="138" src="https://1.bp.blogspot.com/-LHQi3DJeiLg/Xht0tWnyc1I/AAAAAAAAFQg/OQaYA-drx4sWWWLZ2Bm0lmPleLtDXxj6ACLcBGAsYHQ/s400/images%2B%25281%2529.jpg" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: white; text-align: left;"><span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="color: #274e13;">Taylor Jenkins Reid'in daha önce Başka Bir Hayatta kitabını okumuştum ve özgün kurgusuna bayılarak favori yazarlarım arasına girmişti. Bu kitabını ise çok uzun zamandır İngilizce okumak istiyordum çünkü yazarın daha önce kaleme aldığı kitapları sollayarak inanılmaz okunup beğenilen bir kitaptı. Fakat İngilizce okumaya bir türlü fırsatım olmadı ve bir anda kitabın çevrilip elime geçtiğini görünce okumak için deli gibi sabırsızlanıyordum. Elime alıp başından kalkamayacağım akıcılıkta bir roman olduğuna adım gibi emindim ve öyle de oldu. Kitabın konusuna ufacık değinirsek; Evelyn Hugo 1960ların sineması kuşağında bir dünya starıdır fakat filmleriyle adını tarihe kazıdığı kadar yedi kere evlenmesiyle de popülerliğine popülerlik katmıştır.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="color: #274e13; margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-u_nTVdN3aOM/Xht1CY-TdRI/AAAAAAAAFQs/NqxvxOSjfsULPQcmciblgvz6btp5t0rPgCLcBGAsYHQ/s1600/images%2B%25282%2529.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="406" data-original-width="256" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-u_nTVdN3aOM/Xht1CY-TdRI/AAAAAAAAFQs/NqxvxOSjfsULPQcmciblgvz6btp5t0rPgCLcBGAsYHQ/s320/images%2B%25282%2529.jpg" width="201" /></a></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #b6d7a8; text-align: left;"><span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="color: #274e13;"><i>"Tek istediğim gerçekten benim olmandı. Ama sen asla benim olamadın. Ben her zaman senin yalnızca bir parçanla yetinmek zorunda kaldım. Dünya da diğer yarısını aldı."</i></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: white; text-align: left;"><span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="color: #274e13;">Evliliklerinin içeriğine dair bugüne kadar hiçbir detay vermeyen Evelyn işinde yükselmek isteyen ve serbest yazar olmak isteyen sıradan bir yazar olan Monique'ye tüm hayatını anlatmaya karar verir ama kitabı ilk baştan ilgi çekici kılan ise Evelyn'in ya Monique'ye ya da başka kimseye hayatını anlatmama kararıdır. Böylece Evelyn'in küçüklüğünden günümüze uzanan hayatını dinlemeye başlıyoruz. 1960lı zamanlarının ünlülerinin neden bu kadar çok boşanıp evlendiklerine her karşılaştığımda çok şaşırıyordum, bu kitapla beraber merak ettiğim bu sır ortaya çıkmış oldu. Evelyn Hugo'nunsa ilk evliliğinden sonuncusuna kadar her birinin yaşantısı şok edici olaylar ve nedenler içeriyor. Evelyn'in sıra dışı hayatı üzerinden kitap ilerlerken bir yandan da anlattıklarının nihayetinde Monique'in ondan nefret etmesini sağlayacak bir neden yatmaktadır. Böylece röportajları hız kesmeden ilerlerken bir yandan da Evelyn'in hayatının Monique ile ne gibi bir ilgisi olabilir diye tahminler kafamda uçuşup duruyordu. Sonunda Evelyn'in hikayesi bittiğinde ve Monique ile bağı ortaya çıktığında yazar yine beklenmedik bir şekilde şaşırtmayı başardı. Evelyn ile kızının ilişkisi sonucunda ise gözyaşlarımı tutamadım.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-XL1Oq7OZolQ/Xht0zYvetJI/AAAAAAAAFQk/JIa3t7chTtQuqZCMeqrGjiKY3J6jcC6BgCLcBGAsYHQ/s1600/images.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="color: #274e13;"><img border="0" data-original-height="554" data-original-width="554" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-XL1Oq7OZolQ/Xht0zYvetJI/AAAAAAAAFQk/JIa3t7chTtQuqZCMeqrGjiKY3J6jcC6BgCLcBGAsYHQ/s320/images.jpg" width="320" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: white; text-align: left;"><span face=""trebuchet ms" , sans-serif" style="color: #274e13;">Bir diğer yandan eleştirebileceğim kısımsa her ne kadar Evelyn'in hayatı soluksuz anlatılıyor ve kesilmesini hiç istemeyeceğim kadar akıcı ilerliyor olsa da Monique biraz pasif bırakılarak onun hakkında çok az şey öğrenebildik. Hatta bazen Monique'nin kişisel hayatına hiç girilmeyip baştan sona kesintisiz Evelyn'in hayatını okusaydık hiç sırıtmazdı diyebilirim. Kitap gerçekten harikaydı, roman severlerin bayılacağı türdendi. Sizleri bilgilendirmek adına kitabın lgbt temalı olduğunu da söyleyeyim, bu konu üzerinden ilerleyen bir kitaptı. Evelyn'in yaşadığı aşk ilişkileri, kurduğu unutulmaz dostlukları ve sona yaklaşırken üzerinde durduğu pişmanlıklarıyla gerçekten uzun süre unutmayacağım bir kitap oldu. Sizlere de keyifli okumalar dilerim..</span></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-h6jNIT8Owfg/YEuBUQdf6UI/AAAAAAAAF18/6kMa25f_7MkRNvSvRPQiEGsZHKxbRQwxwCLcBGAsYHQ/s2048/DSC_0501.JPG" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1360" data-original-width="2048" src="https://1.bp.blogspot.com/-h6jNIT8Owfg/YEuBUQdf6UI/AAAAAAAAF18/6kMa25f_7MkRNvSvRPQiEGsZHKxbRQwxwCLcBGAsYHQ/s320/DSC_0501.JPG" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-ndC3_f9fN-E/YFdi3ShoqBI/AAAAAAAAF2w/z6AqUllhMZQux9DMuX4GF77Lahkr7xF0ACLcBGAsYHQ/s2048/DSC_0505.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1360" data-original-width="2048" src="https://1.bp.blogspot.com/-ndC3_f9fN-E/YFdi3ShoqBI/AAAAAAAAF2w/z6AqUllhMZQux9DMuX4GF77Lahkr7xF0ACLcBGAsYHQ/s320/DSC_0505.JPG" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-42814648351416086532019-10-26T02:26:00.001-07:002020-02-28T10:23:58.270-08:00Bu Sene Neler Yapıyorum? <div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #783f04; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Böyle bir yazıyı yazmak uzun zamandır aklımda vardı ama planlarım sürekli değişkenlik gösterdiği için bu senenin programı hali hazırda bir yerine otursun öyle burada gitmek istediğim kursları, programları ve hedeflerimi yazmak istedim. Öncelikle bildiğiniz üzere geçen sene Tekstil ve Moda Tasarım bölümü için uzun soluklu ve gayet boğucu bir üniversite hazırlık dönemi geçirdim. Sonucu üzücü olsa da ben yine de sosyal hayatımı neredeyse sıfıra indirerek sınavlara hazırlandım. Böyle olunca bu kış benim için o kadar değerli oldu ki bir an önce neler yapmak istediğime karar vermem gerekiyordu. Önce İngilizcemi daha ileri seviyeye taşımak için Dialouge kursuna başvurdum, almam gereken son iki kur vardı ama sonrasında Dialogue'a gitmeyi bazı sebeplerden ötürü geciktirdim. Ve tabii ki bu sene için şu anda yaptığım mesleğim olan özel dikim terziliğini öğrenmeme katkısı olan İsmek kurslarını tabii ki es geçemezdim. Blogumdaki yazılarda da gördüğünüz kadarıyla mutfağa da aşırı bir merakım ve el yatkınlığım var. Ben de aşçı çırağı tarzı kursları araştırdım fakat çok uzun süreli ve haftanın çoğunu kapladığı için pasta kurslarından vazgeçtim. İngstagram'da takip ettiğim birkaç hesabın sürekli muhteşem ekmekler pişirmesine uzun zamandır çok özeniyordum. Ekmek yapım workshoplarına katılmayı da çok istiyordum ama sadece iki günü için bin lirayı aşkın ücret isteyen kurslara pek sıcak bakamadım. Böyle olunca ben de bir süredir aklımda olan ekşi mayalı ekmek yapımını öğrenmek için İsmek'in Ekşi Maya Workshop ve Butik Artisan Ekmekçilik adlı bir buçuk aylık kurslarına kayıt oldum. Bunun yanı sıra da ikinci dönem için uzun zamandır öğrenmek istediğim ve kültürü hakkında aşırı meraklı olduğum Japonca'ya yazıldım. Ekmek kurslarına kayıt oldum ama mülakatı geçtikten sonra kaydım asile dönüşeceği için bloguma da bir şeyler kesinleşene kadar yazmak istemedim. Bir diğer geçen seneden devam ettiğim Tezhip kursuna da cumartesi günleri devam etmeye haftaya başlayacağım. Tezhip kursunda artık renkli boyalar kullanacağımız için şimdiden heyecanlıyım.<span id="goog_248776681"></span></span></div>
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-L87FlsIf6Iw/Xa9nOP0R8KI/AAAAAAAAFGo/wc2bt8RIRPMSZB1LfqqmHkbF3aK1c4E_wCLcBGAsYHQ/s1600/6e9d6c02a81f9ba91d2ddad00fa74d38.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #783f04; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="564" data-original-width="564" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-L87FlsIf6Iw/Xa9nOP0R8KI/AAAAAAAAFGo/wc2bt8RIRPMSZB1LfqqmHkbF3aK1c4E_wCLcBGAsYHQ/s320/6e9d6c02a81f9ba91d2ddad00fa74d38.jpg" width="320" /></span></a></div>
<span style="color: #783f04; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Peki ekmek kursları dışında neler yapıyorum? Öncelikle ekmek kursları gerçekten aşırı keyifli ve yaptığımız tüm ekmekler çok lezzetli. Eve haftada dokuz ekmek getirdiğim oluyor ve hepsi hazır fırınlardan aldıklarımız kadar lezzetli ve çok sağlıklı oluyor. Elbette kendi ekşi mayamı oluşturmayı öğrendim ve onun bakımıyla uğraşıyorum. Ekmek kurslarına gitmeye karar verdiğimde ilk niyetim kendim ve ailem için öğrenmekti ama sonrasında kurstan ekmekleri etrafa dağıttıkça sipariş almaya da başladım. Kurs bitiminden sonra evde pişirmeyi de biraz geliştirirsem evden de sipariş ekmek yapacağım. Her neyse, bir diğer aklımdaki şeyse bu sene pratik Arapça öğrenmek. Ortanca kız kardeşimin ciddi anlamda ileri derecede Arapçası var ve ben de onunla ufak bir anlaşma yaptım. Ben ona bir parça diktiğimde ne kadar saat veriyorsam o da bana karşılığında o kadar Arapça pratik ders verecek. Bunu ilk üç hafta çok güzel yaptık ve o da kendini dil öğretme konusunda geliştirdi. Fakat her sene olduğu gibi bu sene de sene başı adapte problemi yaşıyorum, bir dahaki ay düzeleceğini bildiğim için bir dahaki ay dersleri daha güzel bir düzene oturtacağım.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-ePKxk5fvQYM/XbQMy5CVvvI/AAAAAAAAFG0/7TQvXbt0CzMLwhoV4hIBam2cyuB_rGv6wCLcBGAsYHQ/s1600/5ae09ec6-9773-4387-8723-5c250588559d.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #783f04; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="1079" data-original-width="1080" height="319" src="https://1.bp.blogspot.com/-ePKxk5fvQYM/XbQMy5CVvvI/AAAAAAAAFG0/7TQvXbt0CzMLwhoV4hIBam2cyuB_rGv6wCLcBGAsYHQ/s320/5ae09ec6-9773-4387-8723-5c250588559d.jpg" width="320" /></span></a></div>
<span style="color: #783f04; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Ve tabii ki aktif bir şekilde kitap okumaya geri döndüm ama öyle kuru kuru dönmedim. Geçen senenin açlığıyla bir sürü etkinlik oluşturdum. Bookstagram hesabımdan iki adet okuma etkinliği kurdum. Bu etkinlikliklerde her ay bir tane Türk edebiyatı, bir tane de dünya klasiklerden okuyup booksgram hesaplarımız üzerinden yorumluyoruz. Beni asıl heyecanlandıran okuma etkinliğiyse bu sene kurduğum kitap kulüpleri! İlk kurduğumun üyelerini ben belirlemiş gibi oldum ama öyle tatlı bir ortam oldu ki buluşmaları dört gözle bekliyorum. Bibliyofil Kitap Kulübü'mde her ay bir ya da iki kitap belirleyip ayrıca bir de sanat filmi izliyoruz ve buluştuğumuzda bunlar üzerine bolca konuşuyoruz. Diğer kitap kulübümü ise arkadaş ortamımla kurdum. O kulübümde ise her ay bir tane Türk edebiyatından ünlü bir ismin kitabıyla, daha İslamı konu bazlı kitaplar okuyoruz. Mesela ekimin kitapları Puslu Kıtalar Atlası ile İslamın Dirilişi..</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="color: #783f04; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-3krQdA7Mxag/XbQNnX6uuOI/AAAAAAAAFHE/retQ7f0eCzk6wOezIIBnlIy8RBfH9BRqQCLcBGAsYHQ/s1600/2019-10-26%2B12_10_40-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="412" data-original-width="600" height="219" src="https://1.bp.blogspot.com/-3krQdA7Mxag/XbQNnX6uuOI/AAAAAAAAFHE/retQ7f0eCzk6wOezIIBnlIy8RBfH9BRqQCLcBGAsYHQ/s320/2019-10-26%2B12_10_40-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></a></span></div>
<span style="color: #783f04; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bunun dışında bu sene kendime büyük bir hedef koydum. Şu anda geçen seneden dikiş dikmemi bekleyen arkadaşlarımın siparişlerini yetiştirmeye çalışıyorum. Ayrıca yeni girdiğim ortamlarda ya da diktiğim parçaları giyen arkadaşlarımın reklamları sayesinde yeni müşteriler ediniyorum. Tabii ki kendime de bol bol dikmeye çalışıyorum, bendeki hayal gücü asla suyunu çekmiyor. Bu sene istediğim bölümü tutturamayınca ben de ailemin yardımıyla kendi modellerimi fason bir atölyeye diktirip bir marka kurma kararı aldım. Bu işte en başta çok hevesli ve heyecanlıydım ama sonrasında bir araştırma yapınca yüklü miktarda bir meblağa ihtiyacımız olduğunu fark ettim. Ayrıca annem bana sürekli dikim sektörünün arka planını öğrenmem gerektiğini söylüyor. Dikim sektöründe özellikle özel dikim yapıyorsanız en çok istek abiyede olduğu için ben de annemin de mantıklı ısrarıyla ekmek kurslarım bittikten sonra part-time çalışabileceğim kendi dikim ve kesim atölyesi olan, kalıplarını, haute coutre nasıl çalışıldığını yakından izleyebileceğim bir gece elbisesi&gelinlik dikim atölyesine girmek istiyorum. Böylece hem markam için ihtiyacım olan meblağı biriktirmeye başlarım hem de çok merak ettiğim sektörün arka planını incelemiş olurum. Açıkçası bu çalışma işinde hala kesin emin değilim çünkü yerinde duramayan bir insanım ve bu sene daha gitmek istediğim başka sanat kursları var. Özellikle bir arkadaşımın önerisi olan seramik kursuna gitmeyi çok istiyorum. Kendi kafama göre bir atölye bulabilirsem belki çalışırım diyorum ama zora gelmeyeceğimi de biliyorum. Geçen sene sosyal hayatım bu kadar kısıtlanmışken bu sene de aynı şeyleri yaşayamam.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-o9PC-bif1ag/XbQNFje7DsI/AAAAAAAAFG8/-E1Cx6IImmUMWvcW7Qk9yyQLPH_0YaXsQCLcBGAsYHQ/s1600/788.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #783f04; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="485" data-original-width="466" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-o9PC-bif1ag/XbQNFje7DsI/AAAAAAAAFG8/-E1Cx6IImmUMWvcW7Qk9yyQLPH_0YaXsQCLcBGAsYHQ/s320/788.png" width="307" /></span></a></div>
<span style="color: #783f04; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bunların dışında bu sene farklı seminerle katılmaya çalışıyorum. Bisav'ın güz seminerlerinden iki tanesine yazıldım. Bunun dışında düzenlenen sergilere de gitmek istiyorum ama ekmek kursları beni biraz engelliyor. Ve son olarak önümüzdeki sene üniversite sınavını tekrar deneyeceğim. Bu sene ikinci dönemde aralıklarla ders çalışarak aklımdaki birkaç bölümden birini tutturmaya çalışacağım. Kendimi belirli bir seviye çerçevesinde her geçen sene geliştiriyorum ama akademik alanda eksikliğim olmazsa olmuyor. Bu yüzden sanat tarihi, sosyoloji, Fransızca tercümanlık, Türk dil edebiyatı gibi birçok bölüm var aklımda. Tekstil ve moda tasarım için özel bir üniversitenin sınavına ikinci kez girmeyi de düşünüyorum. Hiç biri olmazsa da artık açıköğretimden bir şeyler yazmaya çalışacağım. Çünkü bu sene hangi geziye katılsam, nereye gitmek istesem önüme öğrenci indirim engeli çıkıyor, böylece toslayıp yetişkin ücret ödemek zorunda kalıyor.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-VHl0Mo9Nt6w/Xe64o_66mrI/AAAAAAAAFMY/0CK-4N6ySRAZN-F1z1L-neGBJUUXC4J-QCLcBGAsYHQ/s1600/2019-12-10%2B00_11_29-Bet%25C3%25BCl%25F0%259F%2590%2587%2B%2528%2540betultsun%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="567" data-original-width="445" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-VHl0Mo9Nt6w/Xe64o_66mrI/AAAAAAAAFMY/0CK-4N6ySRAZN-F1z1L-neGBJUUXC4J-QCLcBGAsYHQ/s320/2019-12-10%2B00_11_29-Bet%25C3%25BCl%25F0%259F%2590%2587%2B%2528%2540betultsun%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="251" /></a></div>
<span style="color: #783f04; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bu seneyi gerçekten dolu dolu ve çok güzel geçirmek istiyorum. Aklımda bir English Speaking Club projesi de vardı ve bazı ayarlamalar yapıldı ama tam rayına oturmuş değil o etkinlik. Umarım bu sene Tüyap kitap fuarında da çalışabilirim, o ortamı çok ama çok özledim. Hem de kendime yeni ve ultra sessiz bir dikiş makinesi almak istediğim için harçlığa ihtiyacım var. Evet, bu sene yapmaya niyetlendiklerim bu kadarcık.. Umarım size de ufak bile olsa ilham olabilmişimdir. Kendim çok alanlı bir insan olduğum için benim gibi her şeye yetişen insanlarla çok karşılaşmıyorum ve bu sene cıvıl cıvıl hissediyorum kendimi. Kumaşlarla, fırçalarla, yeni öğrenilecek dillerle, kitaplarla, buluşmalarla sarılı olmak harika bir duygu. Bu sene muhtemelen şu anki yapmayı düşündüğüm bazı şeyler değişecek ama değişmeler olursa ya da beni çok sevindiren bir şeyler tekrar bir blog yazısı kaleme alırım.</span>Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-29316942417027681112019-10-19T01:57:00.002-07:002019-10-19T01:57:27.296-07:00Değersiz Bir Hayat - Hanya Yanagihara | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-UISYRC7ngkA/XarOZMtMvMI/AAAAAAAAFFg/g4d6kLxQDag27aSdsUMLVXSgMzxZ6xsSACLcBGAsYHQ/s1600/de%25C4%259Fersiz.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><img border="0" data-original-height="1063" data-original-width="1600" height="265" src="https://1.bp.blogspot.com/-UISYRC7ngkA/XarOZMtMvMI/AAAAAAAAFFg/g4d6kLxQDag27aSdsUMLVXSgMzxZ6xsSACLcBGAsYHQ/s400/de%25C4%259Fersiz.JPG" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Kitap Adı: Değersiz Bir Hayat</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Orijinal Adı: A Little Life</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Yazar: Hanya Yanagihara</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Yayınevi: Doğan Kitap</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Sayfa Sayısı: 864</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Goodreads Puanı: 4.30/5</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Benim Puanım: 4,5/5</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif; font-size: large;"><i><b style="background-color: #eeeeee;">Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Üniversiteden tanışan dört erkek arkadaş: Nazik, yakışıklı ve oyunculukta kariyer yapmak isteyen Willem. Sanat dünyasına hızlı bir giriş yapmak isteyen, zeki ama bazen kalpsiz davranabilen JB. Hayallerini gerçekleştirememiş, aileden zengin mimar, Malcolm. Bu arkadaş grubunun merkezinde duran, tam bir kapalı kutu olan avukat Jude. Yıllar içinde dörtlünün dostlukları bağımlılık, şöhret ve kibirle dönüşür ve derinleşir. Üç arkadaşın karşılaştıkları en büyük zorluk, hem bedensel hem de duygusal olarak ağır yaralı arkadaşları Jude’un yanında yer almak olacaktır. Jude’un üstesinden gelemediği çocukluk travmaları tüm yaşamını etkileyecek ve dostları onu hayatta tutmak için ellerinden geleni yapacaklardır.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Dostluk, aşk, kalp kırıklığına dair dokunaklı, müthiş bir hikâye... </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-YcuBeH8r2c0/XarPPOuGHrI/AAAAAAAAFFs/S3bSh7m5-qgcU1SBSopxjtZiXjMvp_iCACLcBGAsYHQ/s1600/Michaud-The-Subversive-Brilliance-of-A-Little-Life.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><img border="0" data-original-height="414" data-original-width="552" height="240" src="https://1.bp.blogspot.com/-YcuBeH8r2c0/XarPPOuGHrI/AAAAAAAAFFs/S3bSh7m5-qgcU1SBSopxjtZiXjMvp_iCACLcBGAsYHQ/s320/Michaud-The-Subversive-Brilliance-of-A-Little-Life.jpg" width="320" /></span></a></div>
<span style="color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">İlk patladığından beri hep İngilizce okumak istediğim bir kitaptı. Ama İngilizce okuyacağım kitaplara Türkçe okuyacaklarım kadar hızlı atılamadığım için hep ertelemiştim ve birkaç yıl sonra çevrildiğini görünce hemen okuma listeme ekledim. Daha çevrilmeden önce bile insanların nasıl deli gibi övdüğünü görmüştüm ve sadece kapağıyla bile içinde nasıl bir hüzün barındırdığına dair ikna eden bir kitaptı. Beni acı dolu bir girdabın beklediğini bildiğimden resmen derin bir nefes alarak kitaba başladım. Ayrıca gerçekten çok uzun da bir kitaptı ki yine de 860 küsur sayfa olmasına rağmen ben çok kısa sürede okudum çünkü elimden ciddi anlamda bırakamadım. Kitabın sadece arka kapağını okumak bile karakterleri aşırı merak etmemi sağlamıştı. Hadi Willem, Malcolm ve JB karakterleri neyse de Jude nasıl bir karakterdi ki bu arkadaşlık çemberi onu hayatta tutmak ve geçmişini aydınlatmak için kendilerinden feragat edeceklerdi? Daha ilk sayfalarda bile Willem'in alçakgönüllü tavrına, Jude'un naif tarafına bayıldım. Malcolm ve JB'yi sorarsanız o konuda yazarı ciddi anlamda eleştirmeliyim çünkü orijinal kitap kapağında bile dört karakterden öyle bir söz ediliyor ki sanki en başında nasıl dördünü detaylı okuduysak kitabın sonuna kadar dördü bir arada olacaklar ya da bir arada olmasalar bile yazar her birinden tek tek söz edecek sanıyorsunuz ama çok kısa bir süre sonra sadece Willem ve Jude'un dostluğunu okumaya devam ediyoruz. JB yine ilgiyi biraz üstüne çekerek hikayeye arada sırada dahil oluyor ama Malcolm'un resmen hakkı yenmiş. Oysa ilk başlarda onun bakış açısından birkaç bölüm okuduğumda hayatı nasıl devam edecek çok merak etmiştim. Bu dörtlü karakterler için en net şunu söyleyebilirim ki; Jude'un bizim okuduğumuz günümüz kısmına gelene kadar geçmişe dokunulduğunda Malcolm ve JB'ye çok fazla değiniliyor fakat sonrasında ikisi birden silikleşiyor. Bu da kitapta büyük bir kurgu hatasına yol açmış.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-NygEH29L0BM/XarPd7doDZI/AAAAAAAAFF0/Pxy0wNWfxA8a-TF-0H2v-MZWoNrgbAj4QCLcBGAsYHQ/s1600/5bdd724d6963a41dd630b7e7478492f8.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1143" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-NygEH29L0BM/XarPd7doDZI/AAAAAAAAFF0/Pxy0wNWfxA8a-TF-0H2v-MZWoNrgbAj4QCLcBGAsYHQ/s320/5bdd724d6963a41dd630b7e7478492f8.jpg" width="228" /></span></a></div>
<span style="color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Kitabın kendi haline dönersek bir kere bu kitabı gerçekten kalbi kaldıramayan kesinlikle okumasın. Eğer okuduğunuz karakterle kendinizi içselleştiriyor ve empatinin dozunu biraz kaçırıyorsanız kesinlikle sağlam bir kalbe sahip olmak zorundasınız. Bugüne kadar birçok kitap okudum ama hiçbirinde bu kitaptaki gibi artık yazılan acı dolu satırlara dayanamayıp kitabı bir kenara bırakıp ara verdiğim hiç olmadı. Açıkçası bana sorarsanız yazarın mazoşist bir kalemi olduğunu inkar edemeyiz. Jude gibi geçmişi gerçekten çok büyük acılarla dolu bir karaktere günümüzde de bunca fenalığa boyun eğmesini sağlayan bir yazarın kalemini ağzım açık okudum. Artık feraha, mutluluğa ulaşmasını beklerken Jude'un daha da dibe çökmesini okumak içimi inanılmaz bir daralmayla doldurdu. Kitap boyunca kesinlikle her okurun merak ettiği en net şey Jude'a neler olduğuydu ve tüm geçmişi ortaya çıkınca aslında bunları keşke öğrenmeseydim diyecek kadar mahvoluyorsunuz. Kitap ilerledikçe Jude'un özellikle hayatında hiç yaşamadığı anne-baba ilişkisi ilk defa tatmasını ve çocukluğunda hiç yaşamadığı şımarıklığı ilk defa yetişkinliği bile geçmiş bir yaşta yaşamasının sıcaklığı okurken beni mahvetti. Birçok yerde gözlerim dolsa da birkaç bölüm kadar sürecek şekilde ağlamam bir kez oldu. Onun dışında okuduklarımın etkisiyle sarsılırken hüzne boğulup ağlamak yerine o hüznün keskinliğiyle öfkem daha da arttı.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-5_N3g-m-ifg/XarPsm5Vd4I/AAAAAAAAFF8/OmAf7xBLez02F5zU3g_r4OgaMJa0ZlhkACLcBGAsYHQ/s1600/44258751_1102219739988553_7836542829441581056_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="900" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-5_N3g-m-ifg/XarPsm5Vd4I/AAAAAAAAFF8/OmAf7xBLez02F5zU3g_r4OgaMJa0ZlhkACLcBGAsYHQ/s320/44258751_1102219739988553_7836542829441581056_n.jpg" width="320" /></span></a></div>
<span style="color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Okumak konusunda ufak bir adapte sorunu yaşadım ki o da karakterleri on sekizlerinde tanıyıp altmış yaşlarına kadar okuyor olmaktı. Benim kafamda hep hazır biçilmiş bir Jude ve Willem suratı vardı; o yüzden ne zaman onları kırkını dayanmış karakterler olarak okumaya çalışsam hayal gücümde bir şeyler birbirleriyle çatıştı. Kitap boyunca Jude ile empati kurmanın yanı sıra nasıl bir insan böyle şeyleri düşünür ve kaleme alır diye yazar üzerine de uzun süre kafa patlattım. Kitabı çok severek okudum demek doğru bir tabir olmaz çünkü insanın sevineceği veya mutluluk duyacağı satırlara çok az rastlanan bir kitaptı. Daha çok etkileyici bir şekilde okuru mahvetmeye kurulmuş bir bomba gibiydi. Büyük bir heyecanla okuduğum ve hiç unutmayacağım bir kitap oldu. Sanki gerçekten yaşamış gibi aklımın hep bir köşesinde Jude diye bir karakter belki sonsuza dek yerinde duracak. Tüm kitap boyunca o sayfaların içine uzanıp bir karakteri avutmayı hiç bu kadar istememiştim. Aslında bir yandan da kitaptaki tüm karakterler de başından sonuna kadar bunun için uğraşıyordu. Ve son olarak bence bu kitap hayatın gerçekleri hakkında bir tokat gibi acı ve keskin. Geçmişte hatta geçmişin daha da gerilerine gidersek çocuklukta yaşanan bazı olayların telafisi olmadığı, insanın ruhuna, zihnine, duygularına, kişiliğine nasıl büyük zarar verdiğini ve öyle filmlerde gördüğümüz gibi büyüdükçe ya da yetişkinliğe ulaşıldığında geçmişin zehrinden kolay kolay hatta belki de hiç kurtulunmadığını göstererek hayal gücümüzde canlanan pembe rüyayı alaşağı ediyor. Belirttiğim gibi kaldırabilecek okurların okumasını öneririm. Benim asla unutamayacağım bir kitap olacak, bakalım sizde nasıl bir iz bırakacak..</span>Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-42667262141614470302019-09-28T03:39:00.000-07:002020-06-12T10:33:43.400-07:00• Ufkumu Açan Kitaplar •<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Merhabalar! Arada hülyalara dalıp blogumda sırada neler yazsam diye düşünüyorum ve başka başka fikirler keşfediyorum. Sırada kaleme alınmayı bekleyen yazılar olsa da önceliği bu yazıya verip taze taze bu güzelim kitapları listelemek istedim. 2016 yazından beri aktif bir şekilde kitap okuyorum ve bir okur olmanın o yazdan bugüne kadar beni nasıl geliştirdiğini kendim çok net bir şekilde deneyimledim. Sadece kişiliğim, dünyaya bakışım, bilgi birikimi olarak bana apayrı şeyler katarken bir yandan da okur olarak okuma kalitemi belirli bir seviye nasıl yükselttim, nasıl daha farklı türlere yoğunlaştım bu serüveni sizlere de sunmak istedim. Beni kitap hesabım <a href="https://www.instagram.com/harmonyofbooks/" target="_blank">harmonyofbooks</a>'dan takip edenler yazıyı okursa adeta hesabımda bir yolculuğa çıkmış gibi hissedecekler. Özellikle Türk edebiyatı ve ağır klasikleri okumaya önceden benim gibi ön yargılıysanız ya da genç yetişkin, fantastik okumaktan asla vazgeçemem diyorsanız umarım bu yazım size bir şeyler katar.</span><br />
<div>
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-J3rvWqaBsj4/XY5nkT0U2GI/AAAAAAAAFAA/_4OT-RmKOEUp8WN2dmfUv2P_xwInM2GpwCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_16_23-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="432" data-original-width="586" height="235" src="https://1.bp.blogspot.com/-J3rvWqaBsj4/XY5nkT0U2GI/AAAAAAAAFAA/_4OT-RmKOEUp8WN2dmfUv2P_xwInM2GpwCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_16_23-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div>
<i><b><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">• Çılgın Kalabalıktan Uzak | Thomas Hardy •</span></b></i></div>
<div>
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Benim için yeri o kadar ayrı bir kitap ki! Ve adından haddinden fazla öyle çok bahsettim ki bu listede bu kitabın olmaması imkansız. Kitabı 2017'nin Aralık ayında okuyarak resmen sonraki senenin açılışını yapmışım. Kitabı okuduğum tarihe kadar dünya klasiği romanlara o kadar uzaktan bakıyordum ki asla okumak içimden gelmiyordu. Meğerse bir gün aralarından birini büyük bir keyifle okumam için beni bekliyorlarmış. Çılgın Kalabalıktan Uzak sayesinde klasiklere karşı okunması çok zor ve ağır olduğuna dair ön yargılarım yıkıldı ve bir klasiği bu kadar büyük keyifle okuduğuma göre bu türden daha çok okumalıyım diyerek bir anda kelimenin tam anlamıyla gözümdeki perde açıldı.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-MFUvKTvZqcw/XY5qolWmKOI/AAAAAAAAFAM/dWUUflxC-ooEkVyP6eaPUWezMW3H9uAdQCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-27%2B23_01_18-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="401" data-original-width="600" height="213" src="https://1.bp.blogspot.com/-MFUvKTvZqcw/XY5qolWmKOI/AAAAAAAAFAM/dWUUflxC-ooEkVyP6eaPUWezMW3H9uAdQCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-27%2B23_01_18-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div>
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><b><i><span style="background-color: #fafafa; text-align: center; white-space: nowrap;">• Dokunmadan | Nermin Yıldırım </span><span style="white-space: nowrap;">•</span></i></b></span></div>
<div>
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Nermin Yıldırım'ın bu muhteşem kitabını okuyana kadar günümüz Türk edebiyatının bu kadar kaliteli olduğunun farkına varamamıştım. Evet, bilindik yazarlar çok fazla mevcut ama beni bu kadar etkileyecek ve henüz yeni yazılmış Türkçe bir kitap olduğunu hiç tahmin etmemiştim. Günümüz edebiyatına ön yargılı olanların kesinlikle eline alıp, sonrasında fellik fellik Türk yazarların kitaplarını aramalarına vesile olacak bir romandı.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-OMdhWRqmYKI/XY5rfPsoc3I/AAAAAAAAFAU/q_BaCoFKOd0evk9BLEPLKhtdzEajOBd4wCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_15_44-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="396" data-original-width="578" height="219" src="https://1.bp.blogspot.com/-OMdhWRqmYKI/XY5rfPsoc3I/AAAAAAAAFAU/q_BaCoFKOd0evk9BLEPLKhtdzEajOBd4wCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_15_44-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div>
<b><i><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">• Körlük | Jose Saramago •</span></i></b></div>
<div>
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Evet, okur olarak ödüllü kitapları keşfetmeme öncü olan eserle karşılaşma vaktiniz geldi. Körlük kitabını okuduktan sonra içimde bastıralamaz bir istek oluşmuştu. Bu kitabın şok edici kurgusuyla, hiç alışık olmadığım yazı stiliyle ama elimden bırakmadan deli gibi okuduğum merakla kitabı bitirdiğim gibi Nobel, Pulitzer, Man Booker ödüllü tüm kitapları araştırmaya başladım ve uzun bir süre her ay bir tane Nobel ödüllü yazar okumaya başlayarak okuma türümü değiştirmeye ufaktan bir adım daha atmış oldum.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-6lUv3myUyqQ/XY5shud5iSI/AAAAAAAAFAg/VCIRwXDgzHUtAp_B4ZLqjH74iqDa8EQSACLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_15_12-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="426" data-original-width="595" height="229" src="https://1.bp.blogspot.com/-6lUv3myUyqQ/XY5shud5iSI/AAAAAAAAFAg/VCIRwXDgzHUtAp_B4ZLqjH74iqDa8EQSACLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_15_12-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div>
<b><i><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">• Karamazov Kardeşler | Fyodor Dostoyevski •</span></i></b></div>
<div>
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Elbet bir gün her okur Rus Edebiyatından bir kitaba tutulacak. Benim hangi kitabı ömrümün sonuna kadar en çok seveceğim biraz çabuk belli oldu. Bu kitaptan sonra birçok Rus edebiyat eseri okudum fakat Karamazov Kardeşler'in yerini hala kimse sarsamadı, ama ona denk olmaya yakın olanlara karşılaştım sayılır. Bu kitabın muhteşemliğiyle sarsıldıktan sonra kendimi bir anda Rus edebiyatının ünlü yazarları Gogol, Tolstoy, Çehov, Puşkin, Turgenyev gibi yazarların varlığını gerçek anlamda keşfetmek üzere çerçevelenmiş buldum. Büyük ön yargıyla yaklaştığım bir edebiyat dünyasının daha arka perdesine ulaşabilmenin mutluluğu içindeydim.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-8NUnozDypjs/XY5tmCLHsOI/AAAAAAAAFAs/fpRqlL8kapUaRRD-1kwBwoWXWnMiLjgWACLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_14_52-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="433" data-original-width="591" height="234" src="https://1.bp.blogspot.com/-8NUnozDypjs/XY5tmCLHsOI/AAAAAAAAFAs/fpRqlL8kapUaRRD-1kwBwoWXWnMiLjgWACLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_14_52-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<i><b><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">• Cymbeline | William Shakespeare •</span></b></i></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Belki aranızda birçoklarınız benim aksime tiyatro metinlerine, tragedya veya şiir okumaya pek ön yargılı değildir. Fakat okur olmayı geliştirmem gerçekten uzun vakit aldı dersem hiç abartıyor olmam. Pek uzun bir süre kurgusu olmayan ve roman olmayan hiçbir şeyi okumamaya yemin etmiş gibiydim. Sonrasında bir kitap fuarında tanıştığım ve şu anda hala arkadaş olduğum tatlı bir kitap okurunun önerisiyle Cymbeline'yi okuyarak roman olmayan muhteşem eserleri okumaya başladım. Shakespeare'den birçok eser okudum ama elbet Cymbeline'nin yeri bir başkadır bende.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-WQEltqhkQVs/XY5uhr9aLzI/AAAAAAAAFA4/RK8yMRy_XoA129g5mv3zvOCogz5oWVAQACLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-27%2B23_17_55-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="417" data-original-width="598" height="223" src="https://1.bp.blogspot.com/-WQEltqhkQVs/XY5uhr9aLzI/AAAAAAAAFA4/RK8yMRy_XoA129g5mv3zvOCogz5oWVAQACLcBGAsYHQ/s320/2019-09-27%2B23_17_55-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<b><i><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">• İnce Memed | Yaşar Kemal •</span></i></b></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Evet, buyurunuz beni kendi edebiyatımızın yüceliğine inandıran kitaba gelelim. Sadece fantastik, romantik, distopik romanlar okurken yine aynı şekilde bu türleri okuyan bir arkadaşımın önerisi üzerine İnce Memed'i okumak içimde hep bir ukdeydi ve nihayet bir yıl önce buna son verdim. Duygularımı şaha kaldıran ve dört kitabını da bağrıma bastığım Yaşar Kemal'in kaleminin ve edebiyatımızın değerini anlamamı sağlayan kitap oldu diyebilirim. İnce Memed'den sonra kendimi Orhan Kemal, Tarık Buğra, Orhan Pamuk'un kitaplarının arasında buldum. Benim için mucize gibi bir şeydi.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-58kD9G7xKHw/XY5votVF-cI/AAAAAAAAFBE/N1OUzaz2vWw6FxH71nQ_X9oJ4sLjmBCZACLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_13_39-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="437" data-original-width="569" height="245" src="https://1.bp.blogspot.com/-58kD9G7xKHw/XY5votVF-cI/AAAAAAAAFBE/N1OUzaz2vWw6FxH71nQ_X9oJ4sLjmBCZACLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_13_39-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><b><i>•</i></b><i><b> Mutluluk | Zülfü Livaneli </b></i><b><i>•</i></b></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Okuyan birçok kişi için çok beğenip bir diğer kitaba geçtikleri bir roman olabilir bu kitap ama benim çok farklı bir açıdan beklemediğim bir şekilde ufkumu açıp adeta bir aydınlanma yaşamamı sağlamıştı. O nedenle bu kitabın yerini asla unutamam. Yaşattığı aydınlanma haricinde gerçekten çok güzel bir kitaptı ve benim birçok Türk yazara karşı ön yargılarımı inanılmaz şekilde kırmayı başarmıştı. </span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-lLwY4eFWJj8/XY5wT5qYuOI/AAAAAAAAFBM/7SyT3KWkQwolO6keVXBidzfuPvnlUg-owCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_12_53-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="397" data-original-width="519" height="244" src="https://1.bp.blogspot.com/-lLwY4eFWJj8/XY5wT5qYuOI/AAAAAAAAFBM/7SyT3KWkQwolO6keVXBidzfuPvnlUg-owCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_12_53-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<b><i><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">• Kafamda Bir Tuhaflık | Orhan Pamuk •</span></i></b></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Yazardan okuduğum ikinci kitabıydı ve Masumiyet Müzesi'ni de çok sevmeme rağmen bu kitaba neredeyse bayılmıştım. Sonrasında yazardan üç kitap daha okudum ama hala bu kitabın yeri bir başka. Orhan Pamuk'a karşı ön yargımı kırmamda bana okuduğum ilk kitabından çok az önce bahsettiğim Livaneli'nin kitabındaki aydınlanma yardımcı olmuştu. Yazarın kalemini hala çok beğeniyorum ve kaleminin bu üne kavuşmasını kutluyorum. Orhan Pamuk'un kaleminin hem Türk edebiyatına olan merakımı hem de bir okur olarak beni geliştirdiğini kesinlikle söyleyebilirim.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-ad_R5ayfUZ0/XY5xRTpjq-I/AAAAAAAAFBY/vTHAqV0VwlcDD7-SoABBSEXEtsePxVqDACLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_13_13-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="399" data-original-width="569" height="224" src="https://1.bp.blogspot.com/-ad_R5ayfUZ0/XY5xRTpjq-I/AAAAAAAAFBY/vTHAqV0VwlcDD7-SoABBSEXEtsePxVqDACLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_13_13-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<b><i><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">• Troleybüs Problemi | Thomas Cathcart •</span></i></b></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Bu kitabı henüz sadece yabancı yazarlarda roman okuduğum günlerde kitap fuarında çalışırken almıştım. Almamın sebebi de satış yaparken psikoloji okuyan bir kızın kitabı almadan önce hakkında birkaç şey söylemesiydi. Ee tabi benim bu kitabı merak edip okumak isteyeceğim seviyeye gelmem biraz vakit aldı. Belki ilk defa bir kurgusu olmayan ve insanı hakkında düşündürmeye iten okuduğum ilk kitaptı. Hazır yazara değinip bu kitabını hatırlamışken artık diğer kitaplarını okumaya daha hazır bir kıvamda olduğumu hatırlayarak okuma listeme ekliyorum diğer kitaplarını da.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-zqjsZlXuycA/XY5yTt9Bj6I/AAAAAAAAFBk/OPNfxKwKDN0ZNOuwJ0uXTx5dbTQeW8uLACLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_11_36-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="434" data-original-width="559" height="248" src="https://1.bp.blogspot.com/-zqjsZlXuycA/XY5yTt9Bj6I/AAAAAAAAFBk/OPNfxKwKDN0ZNOuwJ0uXTx5dbTQeW8uLACLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_11_36-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<b><i><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">• Nietzsche Ağladığında | Irvın D. Yalom •</span></i></b></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Gözlerim doldu dolacak, Nietzsche'yi doğru yazmayı ezberlemişim meğer en sonunda. Geldik mi benim okuduğum ilk felsefi bazlı romana! Düşünüyorum da bu kitabı okumayı isteyene kadar ne uzun yollarda yürüdüm de geçtim. Bu kitabı okuyana kadar aralanan ufkum bu kitaptan sonra artık kapıyı aralayamayacağım denli açılmıştı. Ayrıntı yayınlarından çıkan her kitabı deli gibi okumak istiyordum, bir anda felsefeye karşı büyük bir merak oluşmuştu içimde. İşte tüm bunları bu güzelim eser sağlamıştı.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-Et3mjrWKmDg/XY5z-Hj9nCI/AAAAAAAAFB0/apF49iem67U3MhPQMncrfdNMqJ5moLoVgCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_09_35-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="471" data-original-width="556" height="271" src="https://1.bp.blogspot.com/-Et3mjrWKmDg/XY5z-Hj9nCI/AAAAAAAAFB0/apF49iem67U3MhPQMncrfdNMqJ5moLoVgCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_09_35-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><b><i>•</i></b><i><b> Bir Son Duygusu | Julian Barnes </b></i><b><i>•</i></b></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Tam da Ayrıntı yayınlarından çıkan tüm kitaplara karşı olan büyük sevgimden bahsediyordum ki bu listeye hemen bir tanesi daha girdi. Bu kitap bana hiç beklemediğim bir şekilde hayatımda hep huy edindiğim bir özelliğimin farkına varmamı ve bunu daha aza indirmemi sağlamıştı. Kendine has kurgusu olarak da çok güzel ve anlaması zor ama okuması çok keyifli bir kitaptı. Hem bir okur olarak hem de kendi karakterime bir şeyler kattığı için bu listeye eklemesem olmazdı.</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-bu5jpRq1eNo/XY50nfafNOI/AAAAAAAAFB8/UgMac7dvBS8S1kWV1sh4gTAps84RpP6BgCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_08_54-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="529" data-original-width="599" height="282" src="https://1.bp.blogspot.com/-bu5jpRq1eNo/XY50nfafNOI/AAAAAAAAFB8/UgMac7dvBS8S1kWV1sh4gTAps84RpP6BgCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_08_54-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><b><i>•</i></b><i><b> Babalar ve Oğulları | İvan Turganyev </b></i><b><i>•</i></b></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">İşte gözümde Karamazov Kardeşler'e rakip çıkan o ünlü diğer Rus edebiyat eseri.. Bu kitabı okuduğumda sarmalandığım hisleri hiç unutamıyorum. Hatta unutmaya başladığım an hemen ikinci kez elime alacağım. İlk defa bir klasik kitabı okurken okumayı duraksatıp geçen cümleler üzerine uzun uzun kafa patlattığıma bu kitapta tanık oldum. Benim için yeri tartışmasız, kendisini kütüphaneden okumuştum, şimdi fark ettim de benim bu kitabı kesinlikle satın alıp tekrar okuyup bir yerlerini okur sıfatımla işaretlemem gerekiyor.</span></div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-nzu9LGyIH_o/XY51ahOfn-I/AAAAAAAAFCI/nOz-xm21IR8sivQQ93uWR1Z--rWoJbdOQCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_09_08-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="418" data-original-width="580" height="230" src="https://1.bp.blogspot.com/-nzu9LGyIH_o/XY51ahOfn-I/AAAAAAAAFCI/nOz-xm21IR8sivQQ93uWR1Z--rWoJbdOQCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_09_08-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><b><i>•</i></b><i><b> Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer | Laurent Gounelle </b></i><b><i>•</i></b></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Okuduğum ilk kişisel gelişim türündeki kitap diyebilirim ama bu kitabın ayrıca bir de romanımsı bir havası vardı. Kendine has kurgusu yavaş yavaş ilerlerken hayata dair bir çok öğüt ve öneriyle doluydu. Tabii ki yine kendi payımı çıkarttığım ve öz güvenim konusunda bana yardımını hiç unutmayacağım bir kitap oldu. Yazarın diğer kitapları da okunmak için sırasını bekliyor.</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-D1UJtfDzL6Q/XY52QPllo5I/AAAAAAAAFCQ/NMn4DjOioLYWjVfWfJpz02FanQ35Q7xFACLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_08_19-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="398" data-original-width="584" height="218" src="https://1.bp.blogspot.com/-D1UJtfDzL6Q/XY52QPllo5I/AAAAAAAAFCQ/NMn4DjOioLYWjVfWfJpz02FanQ35Q7xFACLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_08_19-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<b><i><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">• Hayvanlardan Tanrılara Sapiens | Yuval Harari •</span></i></b></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Bir bakmışsın bir zamanlar okumanın aklının ucundan geçmeyeceği kitapları eline almış deli gibi okuyorsun. Evet, zaman sillesini savurarak beni bir şekilde asla kurgusu olmayan, asla roman niteliği taşımayan kitapları okumaya şevk edecek kadar geliştirdi. Böylece elime Sapiens kitabını alarak hem içeriğiyle çok fazla bilgi edindim hem de bu kitabı bitirdiğimde bu tarz bilgi dolu kitaplara aç bir şekilde bambaşka bir okur kimliği kazanmaya adımlarımı atmaya başladım.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-E5djIhrlzXg/XY52_2lrA6I/AAAAAAAAFCY/V6gq7NtKxRM2nDp9kiggEj-Csh95Gd7lwCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_08_01-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="471" data-original-width="599" height="251" src="https://1.bp.blogspot.com/-E5djIhrlzXg/XY52_2lrA6I/AAAAAAAAFCY/V6gq7NtKxRM2nDp9kiggEj-Csh95Gd7lwCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_08_01-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><b><i>•</i></b><i><b> Harfler ve Notalar | Hasan Ali Toptaş </b></i><b><i>•</i></b></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Ee artık kurgu olmayan roman kitaplarındaki tadın bambaşkalığını almış biri olarak elbette bunu tek bir türle sınırlandıramazdım. Bu nedenle kendimi yine şaşırtarak deneme kitaplarına yönelmeye başladım. İlk başlangıcımı kendimce öyle harika bir kitapla yaptım ki Harfle ve Notalar'ın benim için inanılmaz ayrı bir yeri var. Kitabı okurken resmen okuma serüvenim gözlerimin önünden geçti ve bu kitabı bayılarak okuyor olmak, bana bir şeyler kattığını görüyor olmak gerçekten kendimle ufak da olsa gurur duymamı sağladı.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-e2ZpV7ghQ0Q/XY53qVVHDlI/AAAAAAAAFCg/YHmKRaomSsEF_7HwQ6lqnE4zqlNMXkqxQCLcBGAsYHQ/s1600/b.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="418" data-original-width="597" height="224" src="https://1.bp.blogspot.com/-e2ZpV7ghQ0Q/XY53qVVHDlI/AAAAAAAAFCg/YHmKRaomSsEF_7HwQ6lqnE4zqlNMXkqxQCLcBGAsYHQ/s320/b.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><b><i>•</i></b><i><b> Sofie'nin Dünyası | Jostein Gaarder </b></i><b><i>•</i></b></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Sıra geldi okuduğum ikinci felsefi romana! Ama bu seferki öyle bir roman ki felsefenin başladığı günden günümüze kadar yolculuğunu anlatarak felsefeye olan ilgimi kamçıladı. Kişisel anlamda düşünce yapıma çok bir şey kattığını söyleyemeyeceğim ama bilgi anlamında hakkını asla yiyemem.</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-BTOVtSTOjKY/XY54S944GBI/AAAAAAAAFCs/-YCcnMUz4vwhbPRLPxMgPrDidVCLTFEvwCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B20_07_47-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="395" data-original-width="596" height="212" src="https://1.bp.blogspot.com/-BTOVtSTOjKY/XY54S944GBI/AAAAAAAAFCs/-YCcnMUz4vwhbPRLPxMgPrDidVCLTFEvwCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B20_07_47-Bet%25C3%25BCl%2B_%2B22%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><b><i>•</i></b><i><b> Sanat Kitabı | Adam Butler </b></i><b><i>•</i></b></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Evet, işte son zamanlardaki en büyük tutkuma değinmenin vakti geldi. Gözümü kapayıp bir açtım ki artık kütüphanelerde, kitapçılarda gözlerim daha farklı kitapları arıyor. Sanat, tarih, felsefi, psikoloji ve daha birçok farklı alanlarda kitapları not alırken buluyorum kendimi. Özellikle hep metis yayınlarının farklı konular üzerine basılan kitaplarını ne zaman okuyacağımı merak ederdim, anlamadan o kıvama gelmişim meğer. Son zamanlarda özellikle dünya tarihi ve sanat tarihi kitaplarını okumaya bayılıyorum. Sadece son birkaç ay içinde inanılmaz bir bilgi birikimi edindim bu tarz kitapları okumaya vakit ayırarak. Sanata olan ilgimin başlangıcı da bu gördüğünüz kitap oldu. İçerisinde incelediği 500 eserin her birine ait detayları okumak, incelemek gerçekten ufkumu açtı.</span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Her tatlı şeyin bir sonu olduğu gibi bu yolculuğumuz da sona erdi. Kemerlerinizi bir süreliğine gevşetebilirsiniz çünkü daha istediğim okuma kıvamına yeni gelmişken önümde okuyup bu şekilde bahsedeceğim çok fazla kitap olacak. Daha doğru düzgün keşfedemediğim okuma türleri bile beni bekliyor. Hikaye, öykü, şiir ve daha bir çoğu bu yazının devamını getirecek ikinci seferinde umarım yerlerini alırlar. Kendim için bile bu kitapları hatırlamak çok faydalı oldu. Umarım size de bir şeyler katabilmişimdir. Okur olarak hala aynı yerde sektiğinizi düşünüyorsanız ya da bazı türleri okumak konusunda çekingeleriniz varsa bu yazıdan sonra fikirleriniz artık farklıdır diye tahmin etmek istiyorum. Vakit ön yargıları kırma vakti, en azından benim listemden bile birkaç kitabı not edip okursanız umarım ki değişimi göreceksiniz. Kanıtı burada sonuçta :) Ama şunu da söylemeliyim ki ben zaman içinde okuduğum türlerin, kitapların şekil değiştireceğini bu denli tahmin etmemiştim. Ve bugüne kadar okuduğum hiçbir roman vb. kitaba ayırdığım vakitten pişman değilim. Onları okurken de inanılmaz güzel zaman geçiriyordum ki hala arada o tarz okumayı da çok seviyorum. O kitaplar olmasaydı şu an bu bahsettiğim kitapları okuyacak duruma gelecek yolu çizemezdim, dünya bakışımı ve kişisel bilgi birikimimi geliştiremezdim. Lafın kısası zamanında okuduğunuz hiçbir kitabı da yabana atmayın, her kitap birbirinden değerli, bunu sakın unutmayın..</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-mBt5qG5H6WU/XuO6jrDUhSI/AAAAAAAAFeE/l2rcYd-tVTgQ22gTJsWGnpj0mtYod1uSQCLcBGAsYHQ/s1600/DSC_0366.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1063" data-original-width="1600" height="212" src="https://1.bp.blogspot.com/-mBt5qG5H6WU/XuO6jrDUhSI/AAAAAAAAFeE/l2rcYd-tVTgQ22gTJsWGnpj0mtYod1uSQCLcBGAsYHQ/s320/DSC_0366.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-UqJYnvOgOwA/XuO6xuDSruI/AAAAAAAAFeM/WuRzLUrcK-gU17SGO_SftPxyKWEUGBaRgCLcBGAsYHQ/s1600/DSC_0369.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1063" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-UqJYnvOgOwA/XuO6xuDSruI/AAAAAAAAFeM/WuRzLUrcK-gU17SGO_SftPxyKWEUGBaRgCLcBGAsYHQ/s320/DSC_0369.JPG" width="212" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/--ASCtGp2u0s/XuO6lX_1rMI/AAAAAAAAFeI/L8-vR5CQnskMomEZcbRf-TbqWyk3qV4LgCLcBGAsYHQ/s1600/DSC_0372.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1063" data-original-width="1600" height="212" src="https://1.bp.blogspot.com/--ASCtGp2u0s/XuO6lX_1rMI/AAAAAAAAFeI/L8-vR5CQnskMomEZcbRf-TbqWyk3qV4LgCLcBGAsYHQ/s320/DSC_0372.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-Q3wvHsETSQI/XuO7QipHcqI/AAAAAAAAFec/0Q0Kwr5PXUYcWN5T8gxjsoAvyRe6U8BYgCLcBGAsYHQ/s1600/DSC_0373.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1063" data-original-width="1600" height="212" src="https://1.bp.blogspot.com/-Q3wvHsETSQI/XuO7QipHcqI/AAAAAAAAFec/0Q0Kwr5PXUYcWN5T8gxjsoAvyRe6U8BYgCLcBGAsYHQ/s320/DSC_0373.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-_BOI_6nsM_c/XuO7Uvif_1I/AAAAAAAAFeg/JtTTGJoSK9woqdLhVNkxbzFVkn8IT2bYwCLcBGAsYHQ/s1600/DSC_0383.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1063" data-original-width="1600" height="212" src="https://1.bp.blogspot.com/-_BOI_6nsM_c/XuO7Uvif_1I/AAAAAAAAFeg/JtTTGJoSK9woqdLhVNkxbzFVkn8IT2bYwCLcBGAsYHQ/s320/DSC_0383.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-4oNM0mPQlho/XuO7nHirqNI/AAAAAAAAFes/A_JI_Dm-LaU1gK0Zx6cY4Ld4UxSS3dLjgCLcBGAsYHQ/s1600/DSC_0385.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1063" data-original-width="1600" height="212" src="https://1.bp.blogspot.com/-4oNM0mPQlho/XuO7nHirqNI/AAAAAAAAFes/A_JI_Dm-LaU1gK0Zx6cY4Ld4UxSS3dLjgCLcBGAsYHQ/s320/DSC_0385.JPG" width="320" /></a></div>
<span style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span></div>
</div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-15122988709503700652019-09-26T09:37:00.002-07:002020-08-08T06:59:36.050-07:00Hayaller Nasıl Suya Düşer ve Onları Geri Nasıl Canlandırırız?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face="" style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms", sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-LXwHV5pTpAE/XYznmA7SVAI/AAAAAAAAE_s/ZHnSqfYMPdgZ_phKXm9v8akqpbPwRFyDQCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B19_29_34-Bet%25C3%25BCl%2BTosun%2B%2528%2540betultsun%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><span face="" style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms", sans-serif;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="484" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-LXwHV5pTpAE/XYznmA7SVAI/AAAAAAAAE_s/ZHnSqfYMPdgZ_phKXm9v8akqpbPwRFyDQCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B19_29_34-Bet%25C3%25BCl%2BTosun%2B%2528%2540betultsun%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="256" /></span></a><span face="" style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">Evet, oldukça komik bir yazı başlığıyla geçen seneki üniversite hazırlanma maceram nasıl sonuç verdi ve bu sene neler planlıyorum blogumda yer vermek istedim çünkü beni çeşitli mecralardan takip eden birçok kişi üniversite işini ne yaptığımı oldukça merak etti ki gayet mantıklı bir merak; tüm sene kendimi sadece sınavlara adamıştım desem yalan olmaz. Ben de hem tekstil moda tasarım okuma hedefim nasıl sona erdi bir blog yazısında derlemek istedim. Öncelikle sizi çok merakta bırakmadan hemen söylemem gerekir ki üniversite hedefimi gerçekleştiremedim. Tekstil ve Moda Tasarım okumayı en çok istediğim okul olan Bilgi Üniversitesi'nin sınavlarına girdim fakat istediğim bursla kazanamadım ve ailemin öyle yüksek bir meblayı ödemesindense mesleğimde ilerlemek adına bana daha kalıcı bir şekilde yardımcı olmaları gerektiğini daha mantıklı buldum. Geçen sene üniversite hedefini bazı sebeplerin üst üste gelmesiyle birlikte kendime şart koşmuştum ve tüm sene boyunca kitap okumayı bıraktım, arkadaşlarımla görüşmeyi, gezmeyi, şehir dışına çıkmayı ve daha birçok şeyi duraksattım. Hatta en büyük feragatı ailemi yazlığa gönderip İstanbul'da kalarak bu hedefimi gerçekleştirmeyi ne kadar çok istediğimi kanıtladım.</span></div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<span face="" style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">
<span face="" style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">Tüm sene boyunca üniversite sınavına çok yoğun bir şekilde hazırlandım fakat haziranda sınava girdiğimde inanılmaz bir heyecan ve bocalama yaşadım. Tüm sene boyunca hayal ettiğim ve kesinlikle elde edeceğimi düşündüğüm puanın altında bir başarı yakaladım. Tam bu sırada artık devlet üniversitelerini denemekten kurtulduğum düşündüğüm bir puan almışken tüm güzel sanatlar fakülteleri baraj puanlarını düşürdü ve gittiğim gsf hazırlık kursu çok yoğun bir tempoya girdi. Böylece ben de en çok istediğim üniversite için kaliteli bir portfolyo hazırlık aşamasına girdim ve tam da hazirandayken artık eskisine oranla daha iyi çizebildiğimi keşfettim. Fakat tüm sene boyunca içinde bulunduğum psikoloji beni o kadar çok rahatsız etti ki bu durum tüm hayatım boyunca uygulayacağım bir kararı almaya beni şevk etti. Tüm sene boyunca devam ettiğim gsf kursunda genel olarak çizim yeteneği gerçekten çok iyi olan, çizim yeteneğini geliştirmiş okul çıkışlı ya da iki senedir aynı kursa devam eden öğrencilerle bir aradaydım. Ve ben çizimimi sıfırdan başlattığım için o kursta gittiğim her gün bunun ezikliğini hissettim. Neredeyse tüm sene boyunca çizimlerimi diğer öğrencilerin görmesinden rahatsızlık duydum. Aslında onların bu yetenekle doğduklarının farkında olduğum için böyle bir ruh haline girmemem gerektiğini biliyordum ama bazen buna engel olamıyordum ve böylece bir daha asla genel ortamla aynı seviyede olmadığım uzun soluklu bir işe kalkışmayacağıma yemin ettim. Fakat şöyle ki; bu bir dil ya da zamanla ortalamaya yetişebileceğiniz bir olay değil, o nedenle tüm sene boyunca defalarca kez kursu bırakmayı, bu üniversite hedefini aklımdan silmeyi düşündüm. Açıkçası ailemin ya da arkadaşlarımın yarıda bırakacağım için verecekleri tepkiyi zerre umursamıyordum, sadece kendime bunu yediremediğim için onlarca kez bırakma düşüncesini reddettim.</span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span face="" style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms", sans-serif;"><br /></span></div>
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-g3wxBWHXCAY/XYzoIKKc70I/AAAAAAAAE_0/wZ7WNrJc8dwm_CWyZS7s7FmAHnZveC4nwCLcBGAsYHQ/s1600/2019-09-26%2B19_32_09-Bet%25C3%25BCl%2BTosun%2B%2528%2540betultsun%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: center;"><span face="" style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms", sans-serif;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="512" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-g3wxBWHXCAY/XYzoIKKc70I/AAAAAAAAE_0/wZ7WNrJc8dwm_CWyZS7s7FmAHnZveC4nwCLcBGAsYHQ/s320/2019-09-26%2B19_32_09-Bet%25C3%25BCl%2BTosun%2B%2528%2540betultsun%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="273" /></span></a><span face="" style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">Peki nihayetinde ne oldu? (Sağ taraftaki fotoğraf benim yıl içindeki moodumu temsil etmektedir(derbeder bendeniz) Bilgi Üniversitesi'nin sınavında bazı talihsizlikler yaşasam da genel olarak sınav ve mülakat güzel geçti. Ardından devlette tekstili kazanacak bir çizim yeteneğim olmadığını fark ederek devlette tekstil kazanma ümidimi ardımda bırakmaya başladım. Tamamen hedefimi değiştirip belki de gsfde girilmesi en kolay ve size en az meslek getiresi olabilecek bir bölüm olan Geleneksel Türk Sanatları bölümünü düşünmeye başladım. Kurs hocam da beni bu yönde motive etmeye başladı ve ben de o bölüme girip belki tekstil bölümüyle çift anadal yaparım ya da tekstil üzerine yüksek lisans yaparım diye düşünmeye başladım. Tam bu düşünceler içindeyken annem ve babam bu sırada hac ibadetlerini yapmak üzere Arabistan'a yola çıktılar ve annem her ne kadar benim zaten mesleğim olduğunu düşündüğü için üniversite konusunda çok desteklemese de köstek olmamakla beraber bu süreç boyunca yanımda olmaya çalıştı. Ve ondan bana kalben dua etmesini ve benim için en hayırlısı neyse ona dilemesini istedim. Tam da o günlerde kursa yine gerçekten pek istemeyerek gidiyordum ve artık zihinden çizemediğim için figür, obje, mekan ezber çizimleri yapmam gerekiyordu. Neredeyse temmuz ayına kadar sürekli bakarak çizim yapmıştım ve kendimi hep "ya ben sınavda da çizerim, bakarak iyi çiziyorsam ezberim de gelişmiştir" diye avutuyordum ve o yoğun haftanın temposunda aslında ezberden adam gibi hiçbir şey çizemediğimi fark ettim. Ve eğer devlet sınavlarına girersem bir şey çizemeyecek olmanın o sınavda bende nasıl bir yara ve belki de kapanmayacak bir başarısızlık deliği açacağını fark ettim. Böylece ağustosun bir günü kursu kesin olarak bırakmaya karar verdim ve devlet sınavlarına girmekten de kesin olarak vazgeçtim. Ama bu kararı verdiğim ay benim için o kadar mutsuz, depresif bir aydı ki hiçbir şeyden zevk alamıyordum ve sürekli aklımın köşesinde kursu bırakma ihtimali asılı duruyordu. Hayatımın en derbeder günleriydi. Hatta yaşımdan küçük gösteren biri olarak bu sene kesinlikle üç dört yaş aldığıma dair içimdeki sıkıntıyı etrafımdakileri kanıtlamaya çalışır laflar ediyordum.</span><br />
<span face="" style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;"><span face="" style="color: #444444; font-family: times, "times new roman", serif;"><br /></span>
<span face="" style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">Peki bu tüm sene bana neler kattı? Açıkçası kattığından çok şey götürdü. Bir çok müşterimi meşguliyet yüzünden reddettim, birçok etkinlikten geri kaldım, birçok kez arkadaşlarımı, kuzenlerimi ve ailemi dahi ihmal ettim, bana nefes aldıran tüm zevklerime ara verdim. Ama eğer bunları yapmasaydım da çok pişman olacaktım, eğer bu saydıklarımı yapsaydım da bunları yapıp sınavlara odaklanmadığım için pişman olacaktım. O yüzden saydığım şeylere ara verdiğim için pişman da sayılmam. Sadece resim sınavları için biraz daha çabalayabilirdim, çizim yapmayı gerçekten çok sevmediğimi fark ettim ama mesleğimin bölümünü okumak için zorla bile olsa çizdim. Keşke daha çok çizseydim, çizim olayını daha çok ciddiye alsaydım diyorum. Gittiğim kursun hocalarında da bazı hatalar buluyorum ama onların hatalarını telafi edecek kadar çizseydim de hatalarını görmezden gelebilirdim. Tek pişmanlığım çizime yeteri ciddiyeti yüklememiş olmak ama bir yandan da sıfırdan çizime başlayan birine "sana şu bölümü kazandırırız" denmesini tam anlamıyla doğru bulmuyorum çünkü çizim gerçekten bir yetenek. Ben kurs arkadaşlarımın zihinden çizdiklerini gördükçe şaşırıyordum, o desenler, o kırışıklıklar, o tonlamalar gerçekten insanın buna doğuştan yeteneği olması gerekiyor. Diğer türlü istediğiniz kadar ezber yapmayı deneyin, sizce gerçekten o bölümü okumayı hak ediyor musunuz? </span></span><br />
<span face="" style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;"><span face="" style="color: #444444; font-family: times, "times new roman", serif;"><br /></span>
<span face="" style="color: #444444; font-family: "trebuchet ms", sans-serif;">Bir de bu sene çok pişman olduğum bir diğer olay AYT sınavına girmemek oldu. Eğer AYT sınavına girseydim en azından bu sene açıköğretim fakültesi veya uzaktan eğitimden felsefe ya da sosyoloji okumaya başlayabilirdim. Fakat gsf için sadece TYT ham puanı yeterli olduğundan, AYT aklımın ucundan bile geçmedi. Hep son bir çare açıköğretim yazmayı düşünüyordum ama istediğim bölümlerin EA sistemiyle puan aldığına akıllı kafam hiç dikkat etmemişti. Anlayacağınız bu sene de öğrenci indirimlerini kaçırıyorum :(</span></span><br />
<span face="" style="font-family: "trebuchet ms", sans-serif;"><span style="color: #444444;"><br /></span>
<span style="color: #444444;">Böylece en azından Güzel Sanatlar Fakültesi okuma maceram sona erdi. Herkes üniversiteyi herkesin okuduğu yaşlarda okumak zorunda değil sonuçta. Ben geriye dönüp baktığımda bu senenin benden neler aldığını da neler kattığını da rahatlıkla görebiliyorum. Karakterimi geliştirmemde çok yararı olan, çok farklı insanlarla yolumu kesiştiren, genel kültür olarak bana ciddi anlamda çok fazla bilgi katan bir sene geçirdim. Artık dünyaya karşı daha açım, bilgiye ve gündeme daha meraklı atlıyorum. Geçen yazımda üniversite okumakla ilgili belirttiğim tepkilerim de biraz hafifledi. Kin tutmaya hiç müsait bir karakterim olmadığı için bu konuda da artık insanları suçlamamaya karar verdim. Ben günden güne kendimi geliştiriyorsam ve kendimi kanıtlayacak öz güvenim varsa her şeyi başarabileceğime inanıyorum. Geçenlerde bir şeylerden bahsederken üniversite okumanın etiket olduğunu söylemiştim ama sonrasında bunun üzerine oldukça düşündüm. Evet, ülkemizde herkes okuduğu mesleği yapmıyor ve büyük bir çoğunluk hiç sevmeyerek bölümlerini bitiriyor. Ama herkes benim kadar şanslı değil. Ben üniversite okumadan yeteneğimi keşfedip terzilik mesleğini elde edebildim ama alan değiştirenler için mesleğini yapmayacakları bir üniversiteden mezun olmak bile çok önemli. Bazı ülkeler için üniversite okumak sadece burjuva kısma hitap edebilir ama biz öyle bir ülkede yaşamıyoruz. Ve insanların kendilerini gerçekten üniversite okuyarak geliştirdiği bir ülkede nefes alıyoruz. Bazılarımız bunu bu eğitime bağlı olmadan da ailenin yetiştirmesiyle sahip olabilir ama herkes bunun farkında olmasa bile o kadar şanslı değil. Her neyse, istediğim kadar üniversite sınavına gireyim, elbette bir gün bir yeri kazanıp akademik alanda hedeflerime ulaşacağım yaşı devireceğim. Sadece üniversite hedefimin sonucunu yazmak bile tahmin ettiğimden daha uzun bir iç döküş olduğu için bu seneki planlarımı başka bir blog yazısına geçireceğim. O yazıda görüşmek üzere.</span></span>Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-65685340539162054532019-09-17T12:33:00.003-07:002019-09-23T08:42:26.167-07:00Çilekli Tart Tarifi<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Merhabalar! Çok uzun zaman oldu blogumda tarif paylaşmayalı çünkü uzun bir süre mutfağa küstüm. Yalnızca eski tariflerimi denemek için annemin misafir için mutfağa sokmasıyla fırının başına geçiyordum. Geçen baharda Minoa Cafe'de çilekli tart yedikten sonra senelerin tart deneme birikimiyle artık bu tartı yapmayı çözmenin şart olduğunu anladım ve başladım tarifleri yoklamaya ama gerçekten gerçek bir tart hamur tarifi arıyordum. Bugüne kadar bulduğum çoğu tariflerdeki margarin sağolsun her seferinde büyük hayal kırıklığına uğramıştım. Hem böylece pastacı kremasını da deneme fırsatı buldum. Her neyse, yıllardır aradığım o tarifi Cafe Fernando'nun sitesinde buldum ve detaylı bir şekilde okuyup yapmaya koyuldum. Öncelikli margarinli tart hamur tariflerini ve yumurta sarısı olmayan krema tariflerini tamamen unutmanızı baştan belirteyim.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-DySJk7Zmcro/XYEyT3NPEbI/AAAAAAAAE-c/xd8uxZR2N4AD8EC5QOnG1YyiqeePhRvMQCLcBGAsYHQ/s1600/d2836dbf-6f7b-42f0-901e-973b16b973b6.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-DySJk7Zmcro/XYEyT3NPEbI/AAAAAAAAE-c/xd8uxZR2N4AD8EC5QOnG1YyiqeePhRvMQCLcBGAsYHQ/s320/d2836dbf-6f7b-42f0-901e-973b16b973b6.jpg" width="240" /></span></a></div>
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; font-size: large;">Tart Hamuru;</span><br />
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">125 gr tereyağ</span><br />
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">1,5 su bardağı un</span><br />
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">1/2 pudra</span><br />
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">1/4 çay kaşığı tuz</span><br />
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">1 yumurta sarısı</span><br />
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Öncelikli tartı yapmanın kendisinden bahsedersek toplamda yapımı en az 2 saatinizi alıyor. Hatta bu elinizin hızına göre artabilir ama azalamaz. Öncelikle 125 gr tereyağı küp küp keserek 15 dk kadar buzlukta bekletiyoruz. Tart hamurunun en önemli özelliği içindeki tereyağın ve hamurun kendisinin hep soğuk kalması. Ben 125 gr tereyağı hassas terazimde ölçüyorum, hassas terazi tatlı yapmayı sever herkes için artık olmazsa olmazlardan biri. 15 dakika boyunca soğuyan tereyağı buzluktan çıkarıyoruz. Cafe Fernando'nun tarifine göre tartın tüm harcını mutfak robotunda vuruyoruz ama son zamanlarda iki mutfak robotumuz da bozulduğu için ben hamur karıştırma makinemin hızlı ayarında hazırlıyorum. Ama yine de mutfak robotu kesinlikle çok daha iyi oluyor. Önce un, pudra şekeri ve tuzu robota atıp karıştırıyoruz. Onlar iç içe geçtikten sonra tereyağları içine atıyoruz, tereyağları içine attıktan sonra zaten elinizle harca dokunursanız birleşmeye başladığını görüyorsunuz. Son olarak da yumurta sarısını bir kasede çatalla karıştırarak oldukça sıvı haline getiriyoruz ve toplam üç seferde azar azar şekilde robota ekleyerek her seferinden sonra vuruyoruz. Karıştırma işlemi bittikten sonra tart harcını tezgahın üstüne dökerek elimizle birleştiriyoruz fakat çok fazla elimizin ısısının tartın hamuruna geçmemesi için hızlı hareketlerle harcı bir araya getiriyoruz. Hamur tek bir cisim halini alınca streç filme sararak buzdolabına atıyoruz ve bir saat soğutmaya alıyoruz. Bir saatin ardından 23 cm'lik tart kalıbımızı yağlayarak harcımızı tarta yayıyoruz. Ve tart pişirmenin bir diğer püf noktasına geçerek kalıbın ortasına yuvarlıklığın çevresi kadar yağlı kağıt koyarak üzerine nohut döküyoruz. Böylece tartın ortası kabarmıyor. Önceden ısıttığımız 190 derecelik fırında nohutlarla birlikte 20-25 dakika kadar pişirip tartı fırından alıyoruz. Nohutları ve tartın üstündeki yağlı kağıdı alarak fırına tekrar atıp 10 dakika kadar daha pişirdikten sonra fırından çıkarıp tartımızın pişmiş halini elde ediyoruz.</span><br />
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; font-size: large;">Krema Tarifi;</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">2 su bardağı süt</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">6 yumurta sarısı</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">1/2 su bardağı şeker</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">1,5 çay kaşığı vanilya özütü ya da 1/3 su bardağı nişasta</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">1 paket vanilya</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">3,5 çorba kaşığı küp kesilmiş oda sıcaklığında tereyağ</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-qNAtJrz37L8/XYEzABsnLVI/AAAAAAAAE-k/JLW0ROh4U_QxMBKqMjpeO2BxLVZvbsE4QCLcBGAsYHQ/s1600/2f2ee14e-ceb2-423b-a268-d7bfe70d5cf5.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-qNAtJrz37L8/XYEzABsnLVI/AAAAAAAAE-k/JLW0ROh4U_QxMBKqMjpeO2BxLVZvbsE4QCLcBGAsYHQ/s320/2f2ee14e-ceb2-423b-a268-d7bfe70d5cf5.jpg" width="240" /></span></a></div>
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Öncelikle sütümüzü küçük bir tencereye alarak kaynama noktasına gelene kadar ısıtıyoruz. Bu sırada başka bir küçük tencereye şeker ve nişastayı koyup birbirlerine karışana kadar kaşık ya da çırpıcı yardımıyla karıştırıyoruz. Sonrasında 6 yumurta sarısını azar azar ekleyerek şeker ve nişastayla birleşmelerini sağlıyoruz. Kaynayan sütümüzü en az dört kerede yumurtalı tencereye ekliyoruz. Kaynayan sütü aşamalı şekilde ekliyoruz ki yumurtalarımız pişmesin. Sütü yavaş yavaş ekledikten sonra tencereyi ocağa alarak kısık ateşte kaynayana kadar karıştırıyoruz. Kaynadıktan sonra bir paket vanilin ekliyoruz. Beş dakika bekledikten sonra tereyağı yavaş yavaş ekliyoruz. Ve karıştırdığımız tencerenin üstünü kesinlikle streç filmle kapadıktan sonra buzdolabına soğumaya alıyoruz. Streç filmle pastacı kremasının üstünü kapayarak kabuk oluşmamasını sağlıyoruz.</span><br />
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Pişirdiğimiz ve soğuyan tartımızın üzerine soğuyan pastacı kremamızı ekliyoruz. Ben hem tartı hem de kremayı en fazla yarım saat bekletiyorum. Hatta şöyle yapıyorum genelde; tart hamurunu buzdolabına attıktan sonra kremayı yapıyorum. Tart hamurunu pişirip soğuturken de üzerine dizeceğim meyveyi ve şeffaf jölesini hazırlıyorum. Bu arada yarım kilo çilek her zaman için tartın üstüne yeterli oluyor.</span><br />
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; font-size: large;">Şeffaf Jöle Tarifi;</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">1 su bardağı su</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">1 tatlı kaşığı nişasta</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">1 tatlı kaşığı şeker</span></div>
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Suyu mini tencereye döküyoruz. Üzerine şekeri ve nişastayı; nişasta suya karışana kadar karıştırıyoruz, ardından ocağın altını açıp kaynayana kadar karıştırmaya devam ediyoruz. Eğer su ve nişasta birbirine geçmeden altını açarsanız nişasta çabuk pişip top top kalır ve ortaya çok kötü bir jöle çıkar. Kaynattığım jöleyi de beş dakika kadar bekletip pastacı kremamın üzerine dizdiğim çileklerin üzerine yumurta fırçası ile sürüyoruz. Bu aşamalar bittiği zaman zaten tartınız servise hazır oluyor. Çilekli tartın en güzel yanı cheescake ve diğer zahmetli tatlılar gibi geceden dinlendirme zorunluluğu olmaması. Bu tart ölçüsünden en fazla 10 dilim elde edebilirsiniz. En başından beri başarıyla tamamlayabildiğim için ölçeğini fazlalaştırıp diğer büyük tart kalıbımda denemeyi hiç kalkışmadım, kalkışmayı da düşünmüyorum.</span><br />
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: #4c1130; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Yine Cafe Fernando'dan bulduğum Tarçınlı Rulo Çörek'i de yakında bloguma ekleyeceğim. Ayrıca başka tart hamurları ve krema tarifleriyle farklı meyveli tartlarla da görüşmek üzere. Eğer yazdığım tüm maddeleri dikkate alırsanız siz de en az benimki kadar güzel bir çilekli tart elde edersiniz. İnanıyorum :)</span>Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-46964975150569482722019-09-07T03:00:00.002-07:002019-09-07T03:00:31.865-07:00Sharp Objects | Dizi Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-_BKlcRS0_Os/XXNuTVWxkjI/AAAAAAAAE9E/zBTVg7qm9cI_R154xJ8590npUm9y6L-lACLcBGAs/s1600/sharp_2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><img border="0" data-original-height="370" data-original-width="370" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-_BKlcRS0_Os/XXNuTVWxkjI/AAAAAAAAE9E/zBTVg7qm9cI_R154xJ8590npUm9y6L-lACLcBGAs/s320/sharp_2.jpg" width="320" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">İlk defa blogumda bu tarz bir dizinin yorumunu yapıyorum. Aslında kitap hesabım üzerinden ufak bir yorum girecektim fakat aklımda sadece spoiler içeren yorum bile birkaç paragraf süreceğinden bir blog yazısında yazacaklarımı derlemek istedim. Öncelikle diziyi daha geçen seneden arşivlemiştim fakat izlemek bir şekilde aklımdan çıkmıştı. Geçen günlerde bir film sayfasının diziden paylaştığı "Please don't tell mama." repliğini paylaşması ve bu repliğin izleyicileri şoka uğrattığını not etmesiyle bir anda aklımdaki tek şey diziyi izlemek oldu. Böylece hemen akşamında diziyi arşivlediğim tozlu klasörden çıkarıp izlemeye başladım. İlk bölümdeki karanlık hava ve bulunan cesedin geldiği hal sayesinde gereğinden fazla etkilendim. Aslında korku emaresi zerre taşımayan bu dizi benim tüm korkularım şaha kaldırmış oldu. Her neyse, ilk bir buçuk bölümü izlediğim gece hiç uyuyamamakla beraber sonraki gün güzelim sabah ışığında kalan altı buçuk bölümü izlemeye koyuldum.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-W55mBxYgCcw/XXNyNTTtL4I/AAAAAAAAE9Q/XqHRRMyfjrIN0vGnOqjeSN0zJ-bJyYtnwCLcBGAs/s1600/sharpobjects.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><img border="0" data-original-height="459" data-original-width="800" height="228" src="https://1.bp.blogspot.com/-W55mBxYgCcw/XXNyNTTtL4I/AAAAAAAAE9Q/XqHRRMyfjrIN0vGnOqjeSN0zJ-bJyYtnwCLcBGAs/s400/sharpobjects.jpg" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Amy Adams'lı çok fazla yapım izlemesem de oyuncuya karşı hep bir sıcaklık hissederim. O nedenle diziye biraz daha hevesli başlamıştım. Dizi ise karanlık ve sarsıcı bir geçmişe sahip olan Camilla'nın mesleği olan muhabirlik gereğince işlenen cinayetleri araştırmak üzere doğup büyüdüğü kasaba Missouri, Wind Gap'a dönmesini konu ediniyor. İlk bölümden Camilla'nın genç kızlığına ait kısa görüntülerle neler yaşadığına dair merak hissi en başından yükseliyor. Missouri ise dedikoduculuğu, domuz ticareti ve burjuva aileleriyle tanınan çok da kalabalık olmayan bir kasabadan ibaret. Camilla ise o burjuva aileler arasından en şaşalı eve ve dışarıdan da öyle görünen bir aileden gelme. İlk bölümden Camilla ile küçük kız kardeşinin cana yakın ilişkisine şahit oluyoruz. Ama kız kardeşinin öldüğü gerçeği daha ilk bölümden de gösteriliyor.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-eyHuTh1eT5I/XXNz_kfYZPI/AAAAAAAAE9c/58mERZRHuQUCzqtCEVL4QJBHgxyyeynBQCLcBGAs/s1600/b7bf7eeede49cd39b1bd5269125ef3dc0b6246fb.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><img border="0" data-original-height="1067" data-original-width="1600" height="266" src="https://1.bp.blogspot.com/-eyHuTh1eT5I/XXNz_kfYZPI/AAAAAAAAE9c/58mERZRHuQUCzqtCEVL4QJBHgxyyeynBQCLcBGAs/s400/b7bf7eeede49cd39b1bd5269125ef3dc0b6246fb.jpeg" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Ve tabii Camilla'yı bekleyen bir diğer sürpriz ise kaçıp kurtulduğu ailesinde yetişen üvey kız kardeşi Amma ile tanışacak olmasıdır. Amma kendini Camilla'ya kız kardeşi olarak tanıttığı sahneden itibaren garip karakteriyle seyirciye göz kıstırıyor. Camilla bir yandan cinayetleri çözmek için öldürülen kızların aileleriyle görüşürken, diğer yandan uzun yıllar uzak olduğu bu kasaba sürekli ona geçmişini hatırlatır. Ayrıca Camilla'nın kendi bedenine ait bile oldukça büyük sırları vardır. Dizinin her bölümünü yükselen bir heyecanla izlediğimi söyleyebilirim fakat ilk dört bölümden sonra cinayetlerin peşini kovalamak konusunda biraz ağırdan alınmaya başlandı ve olay daha çok Camilla ve ailesinin gerçek yüzüne dönmeye başladı. Cinayetleri kimin işlediği konusunda da aklımdan geçen yakın bir tahmin hiçbir zaman olmadı çünkü öldürülen kızların ağızlarındaki tüm dişleri katil şahıs tek tek çekmiş. Bu nedenle tıbbi incelemeler böylesine bir gücü ancak bir erkeğin gösterebileceğini belirtiyor. Öyle olunca da muhtemel suçlular ölen kızlardan birinin babası ve diğerinin de abisi gibi düşünülüyor. Fakat ben bu ihtimali pek aklımın ucundan geçirmedim, daha ziyade sürpriz bir katil bekliyordum.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-EZAFFt-dkLI/XXN1jNYFNaI/AAAAAAAAE9o/W_xtlz_xSjsrvearyqxgKs0C5lNuG06LACLcBGAs/s1600/sharp-objects.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><img border="0" data-original-height="525" data-original-width="1180" height="177" src="https://1.bp.blogspot.com/-EZAFFt-dkLI/XXN1jNYFNaI/AAAAAAAAE9o/W_xtlz_xSjsrvearyqxgKs0C5lNuG06LACLcBGAs/s400/sharp-objects.jpg" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Diziyi izlemeye devam ettikçe öldürülen kızların katilini merak ederken bir yandan Camilla'nın geçmişi ve ailesinin sır perdesi daha büyük bir gerilimle ilerliyor. Ve nihayetinde bizleri gerçekten soldan vuran bir final sahnesi bekliyor. Benim de etkilenip izlemeye karar verdiğim alıntının dizide geçmesiyle ağzım açık kaldı ama beni daha ziyade şaşırtanlar Camilla'nın ailesinin arka yüzüydü. Hatta o gerçek böyle bir tokat gibi patladı diyebilirim. Diziyi izlemeyi düşünenlere kesinlikle öneririm fakat dikkatli bir izleyiciyseniz bazı mantık hataları olduğunu belirtmeliyim. Ayrıca ilk bölümde gördüğümüz bazı şeylerin cevabını hep beklesem de bir türlü yanıt da alamadım. Bunları saymazsak gerçekten heyecandan tırnaklarınız dudaklarınızın kenarında izleyeceğiniz bir diziydi. Bu arada dizi aslında Gillian Flynn'ın aynı isimli kitabından uyarlama. Gillian Flynn'ın yine dünya çapında patlayan Gone Girl'in asıl kitabını yazan yazar olarak gözünüz bir yerden ısırabilir. Sharp Objects kitabı dilimize de Artemis Yayınları'ndan çevrilmiş fakat kitabın kapağında jilet olması bile beni okumak konusunda tereddüte düşürüyor. Ayrıca kitapta dizinin aksine olayların devamı da yazılmış. Okumayı kesin düşünüyorum ama kitabından daha fazla etkileceğimi düşünüyorum. Nihayetinde sizlere bol keyifli ve heyecanlı seyirler dilerim. Ve aşağıya aklımda kalan soru işaretlerini ve bulduğum mantık hatalarını ekleyeceğim. Diziyi izleyip bana katılan varsa aşağıya yorumunun başına spoiler olduğunu belirterek düşüncesini bırakırsa sevinirim. Keyifli seyirler tekrardan..</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-oFvPkgspZS8/XXN3leqDOUI/AAAAAAAAE90/vMmO5oWNWn8Ng0zjQvDT0NDyBeOYckOeACLcBGAs/s1600/screen-shot-2018-08-27-at-12-03-47-am.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><img border="0" data-original-height="595" data-original-width="1088" height="218" src="https://1.bp.blogspot.com/-oFvPkgspZS8/XXN3leqDOUI/AAAAAAAAE90/vMmO5oWNWn8Ng0zjQvDT0NDyBeOYckOeACLcBGAs/s400/screen-shot-2018-08-27-at-12-03-47-am.png" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><span style="color: red;"><b><u>SPOİLER: </u></b></span>İlk bölümde Camilla'nın ormanda gezerken içine girdiği kulübenin tuhaflığı benim hiç aklımdan gitmedi. Hadi o oldukça fazla cinsel içerikli fotoğrafları oraya liseli ergenler koydular, peki kurumuş ete benzeyen ama her tarafından kan damlayan o değişik uzun ince şeylerin etrafta ne işi vardı, onların anlamı neydi? Bu sorunun cevabını hep cinayetlerle bağlantılı sanarak bekledim fakat ellerim bomboş kaldı. En büyük hayal kırıklıklarımdan biri buydu. Bir diğer anlam veremediğim kısımlardan biriyse Camilla'nın tüm gün en az bir şişe 50'lik votka içmesine rağmen tüm günü sanki hiç alkol almamış gibi gayet kafası yerinde, titremeden, sendelemeden geçirebiliyor olmasıydı. Camilla'nın üvey babasıyla annesinin neden bu kadar berbat bir karı koca ilişkisine sahip oldukları, kendi öz kızına resmen zehirlendiği bilerek karısına nasıl izin verebildiğine şaşkınlıkla izledim. Eğer bilmediğini düşündüyseniz o halde son bölümde "çok abartma" tarzı bir şey demesini yoracak başka bir şey olamaz. Amma'nın tüm bu cinayetlerin faili olmasına aslında bu kadar şaşırıyor olmama ben de şaşırdım çünkü ilk bölümden beri o şımarık, hoyrat ve insanın boğazını sıkmak isteyen tavırlarından bu kız normal olmadığını bas bas bağırıyordu. Fakat Amma'nın katil olması mı yoksa annesinin munchausen by proxy sendromu mu daha beklenmedikti diye sorarsanız ben kesinlikle annesinden yanayım çünkü küçük bebeğinin hastalıklı olduğu için Tanrıya dua etmesi ve bebeğin yanağını ısırdığı sahne gerçekten inanılmaz ürkütücü ve şok ediciydi. Ve bence yine mantıksız olan durumlardan biri kız kardeşinin ölümünden sonra Camilla'nın ölümünden kendini suçlarmış gibi hayatını zehir etmesiydi. Ayrıca bir de Amma'nın dişleri çektiği penseyi evde tutması, her an tutuklanacak olma ihtimalinden delice zevk almasından mı yoksa katil olarak şüpheli olacağı ihtimaline asla inanmamasından mı bilemiyoruz. Ablası Camilla ile yaşadıktan sonra siyahi kızı öldürmesinin sebebi de bariz bir şekilde artık kıskanmaya başladığı kişinin ablası olmasıydı. Camilla'nın John ile basıldıktan sonra Richard'a gitmemesi için yalvardığı sahne çok dokunaklıydı. O sahneden sonra kesinlikle aralarında ciddi bir şeyler olacağını sanmıştım fakat Camilla'nın annesi hapse girdikten sonraki yeni hayatında Richard'ın silinip gitmesi de üzücüydü. Sonuç olarak kitabının daha net olacağını düşünüyorum. Okumak için sabırsızlanıyorum.. </span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-17242240377071120322019-08-31T16:09:00.001-07:002019-08-31T16:10:22.707-07:00Tüketici Değil, Üretici Olmak - Dikiş Dikmek<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-z5qDvBzMuSM/XWrmo8-udkI/AAAAAAAAE8E/6o2beOflEgo6zhcmchwdLGam4BQdCWXFwCLcBGAs/s1600/tumblr_ntnvbag7D31srvt77o1_400.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="255" data-original-width="346" height="293" src="https://1.bp.blogspot.com/-z5qDvBzMuSM/XWrmo8-udkI/AAAAAAAAE8E/6o2beOflEgo6zhcmchwdLGam4BQdCWXFwCLcBGAs/s400/tumblr_ntnvbag7D31srvt77o1_400.gif" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="line-height: 107%;"><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Merhabalar pek sevgili ohyoulovemetoo blog okurları!
Bu senenin bitimiyle iki senedir adam akıllı dikiş diken biri olarak kesinlikle
bu konu hakkında şimdiye kadar birkaç yazı yazmalıydım ama işte ne yazık ki
blogumla arama giren soğuk savaşı daha yeni ısıtıp eski haline döndürmeyi
deniyoruz. Bu yazı boyunca göreceğiniz moodboard fotoğrafları benim kendi
diktiğim parçalardan Şukufe üzerinde çekip portfolyo için hazırladığım el emeği
göz nurlarımdır. Kısaca dikiş maceramdan bahsedecek olursam benim dikişe
eğilimim küçüklükten beri vardı. Size basit bir hayal gibi gelebilir ama hep
dikiş dikmeyi öğrenmeyi çok istemiştim. Hatta yakın arkadaşlarımdan biri
kursuna gittiğinde o kadar özenmiştim ki sonraki sene hemen kendim de yazıldım.
Küçüklükten kendime kolyeler yapmaya, kutu kutu boncuk biriktirmeye, annemin
eski tüllerini kesip kesip bir şeyler işlemeye bayılan biri için bu hobimin bir
gün karşıma çıkacağı kesinlikle belliymiş. Neyse nihayet (dün gibi ama) iki
sene önce bir dikiş kursuna başlayabildim. Dikiş kursunun yanı sıra stilistlik
kursuna da başladım ve bir dönem boyunca ikisini çok güzel idare ettim. İkinci
dönemde stilistlik kursunu bırakmaya karar verdim ve sonrasında dikişe daha çok
ağırlık verdim. Ama dikişi nasıl öğrendiğimi sorarsanız dikiş hocamın en basit
teknikleri hiç öğretmediğini ileride kendimi geliştirdikçe fark ettim. Hatta
koca bir sene kursa giden biri için o kadar temel şeyleri öğrenmemiştim ki
kendim temiz dikişi nasıl yapacağımı anlamam çok uzun vaktimi aldı. Özellikle
en sevdiğim kısım olan bir ceketi astarlamayı kendim öğrenene kadar canım
çıktı. Bu süreç diliminde birçok dikiş sayfası bulup onları takip ettim, birçok
şeyin dikimini internetten blog vb. sayfalardan öğrendim. Dikiş kursunu
sevmeniz ve devam etmekte dirayetli olmanız tamamen hocanızın size kattığı
bilgiye bağlı ama ben sınıf ortamı olarak da çok şanslıydım. Kurstaki
ablalardan dikişe dair çok fazla tüyo öğrendim. Elim bu tarz meziyetlere yatkın
olduğu için ben dikiş konusunda pek zorlanmadım. İlk birkaç ay zorla gidiyordum
kursa ama sonrasında sabah yarım saat erken gittiğim ve hocaya son beş dakikaya
kadar dikiş masasından kalkmamak için yalvardığım oluyordu. İkinci dönemden itibaren
dikişin hayatımda hobiden ziyade bir eylem olduğunu fark ettim. Nasıl kitap
okumadan duramıyorsam dikiş dikmek de adeta nefes almak gibi bir şey oldu benim
için.</span></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<o:p><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"></span></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-Rs4NOP-z6ys/XWr7-xcQWvI/AAAAAAAAE8Q/LkwvQ-3OIUYRfoMprctBb5iH9Fj-JYDkgCLcBGAs/s1600/Ads%25C4%25B1z.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="752" data-original-width="699" height="400" src="https://1.bp.blogspot.com/-Rs4NOP-z6ys/XWr7-xcQWvI/AAAAAAAAE8Q/LkwvQ-3OIUYRfoMprctBb5iH9Fj-JYDkgCLcBGAs/s400/Ads%25C4%25B1z.png" width="371" /></a></span></div>
<br />
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Şu an dikiş dikmeye dair oldukça
deneyimli biriyim ve şunu kesinlikle söyleyebilirim ki; dikiş dikmeyi herkes
öğrenebilir ve dikebilir. Benim bugüne kadar girdiğim ortamlarda genelde dikiş
dikmek pek bir küçümseniyor. Bir yetenekten ziyade meziyet olarak bakılıyor.
Ama dediğim gibi isteyen herkes dikiş dikebilir fakat bu işin tek yeteneği sabrınızın
yeterli kotada olması. Daha en son diktiğim ceket için tam üç kere öndeki patın
dikimini beğenmediğimden bir sökme işleminin kırk dakikamı aldığını bilerek tek
tek dikişleri söktüm. Yani bir şeye sabrınız yoksa üzgünüm ama ya o sabrı elde
etmeyi öğrenmelisiniz, ya da bu "meziyette" size pek bir öneride
bulunamam. Konu dikiş olunca benim ağzımızın susması imkansız gibi bir şey. Aklıma
bir model koyup o modele gidecek kumaşı arama serüveni, aksesuarlarını
tamamlama ve makinenin başına oturmak benim için inanılmaz bir zevk. Hatta
bazen dikiş dikmekten bu kadar büyük zevk almama ben de şaşırıyorum ama güzel
giyinmeyi seven herkes için inanılmaz bir lüks.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-vsq0oDbs-3I/XWr8KvZlNrI/AAAAAAAAE8U/h8-ka8gXgIYXqH0gsHAKxiwkWCIdAiizgCLcBGAs/s1600/vgyhbjuk.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="465" data-original-width="610" height="303" src="https://1.bp.blogspot.com/-vsq0oDbs-3I/XWr8KvZlNrI/AAAAAAAAE8U/h8-ka8gXgIYXqH0gsHAKxiwkWCIdAiizgCLcBGAs/s400/vgyhbjuk.png" width="400" /></a></span></div>
<br />
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Ve asıl konumuza gelirsek artık
bendeniz tüketen değil üreten bir insanım. Kendi giysimi, çantamı hatta bazen
başımı örttüğüm başörtüyü bile kendim dikiyorum. Hayatın bir parçasında üretici
olduğunuzda gündelik yaşam da artık daha farklı görünmeye başlıyor. Biraz daha kapitalist
sistemin gerçeklerini fark ediyorsunuz. Mesela eskiden giysiye verdiğim paranın
belki de yüzde yirmisi gibi bir rakamla kendi giysilerimi dikebiliyorum. Bir diğer
ağır basan nefes alma nedenim kitaplar da bu huyumdan ağır nasibini aldı. Artık
ayda on iki kitap okuyorsam dokuzunu hatta bazen neredeyse hepsini kütüphaneden
okumaya çalışıyorum. Özellikle artık popüler kültürden uzaklaştığım için
kütüphane kullanmak benim için adeta cennetten bir dilim. Tabii ki bazen
kütüphanede bulamadığım ve okumak için sabırsızlandığım kitaplar oluyor fakat
onları da satın alıyorsam sonrasında etiket fiyatının yarısına satarak kitap
alışverişimi de bir döngü içine yerleştirdim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-ppuXFOP0NDw/XWr8vECKgNI/AAAAAAAAE8o/yAvgBOkysKAs5caYK0kEH4rnAH5JZXZEACLcBGAs/s1600/fghj%25C3%25BC.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="553" data-original-width="518" height="400" src="https://1.bp.blogspot.com/-ppuXFOP0NDw/XWr8vECKgNI/AAAAAAAAE8o/yAvgBOkysKAs5caYK0kEH4rnAH5JZXZEACLcBGAs/s400/fghj%25C3%25BC.png" width="373" /></a></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span></div>
<br />
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">İnsanlar tüketmeye, gösterişe,
birilerine hayatlarını kanıtlamaya o kadar aç ki bazen ben de kendimi
sorguluyorum öyle miyim diye çünkü artık bu hislerle sarmalanmayan kaldı mı ki?
Giyim sektörü inanılmaz bir şekilde pahalılaşıyor ve bu tüketimden sıyrılmak gün
geçtikçe imkansızlaşıyor. Sürekli yeni modeller, sürekli yeni akımlar,
sürekli yeni kreasyonlar ve daha birçok şeyle ne kadar ihtiyacımız olanı elde
etmeye çalışıyoruz? Ben kendime bile soruyorum, her gün başka giyinmeye
çalışıyorum. Dolaplara sığmayacak kadar kaban, ceket, gömlek takımları
dikiyorum ve dışarıdaki fiyatla kıyasladığımda arada uçurum olduğunu çok iyi
biliyorum. Böylece giysilere harcamadığım parayı çanta, ayakkabı vb. başka
şeylere harcıyorum. Bir diğer yandan başka sanat dallarıyla ilgileniyorum,
onların malzeme harcamalarına harcıyorum. Bir şekilde yine tüketici oluyorum,
olmamak gibi bir şey mümkün değil zaten. Kim sadece ihtiyacı olduğu kadar yemek
yiyor, niye kahvaltı sofralarında dört çeşit peynir olmadan sandalyelerimizi
çekmiyoruz, neden sırf bir deniz manzarası için serpme kahvaltılara bu kadar
para döküyoruz ve o kadar mübarek bir ayı insanları sömürmeye dönüştüren iftar
lokantalara bunca dehşet fiyatlar ödeniyor?<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<o:p><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"></span></o:p> <a href="https://1.bp.blogspot.com/-vFUhzjV4fe8/XWr8Yo8kNgI/AAAAAAAAE8c/hmW8VhAM0DUIIquovnXe4nS3sGMGWpB-QCLcBGAs/s1600/cfvhgjk.png" imageanchor="1" style="font-family: "Trebuchet MS", sans-serif; margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="556" data-original-width="608" height="365" src="https://1.bp.blogspot.com/-vFUhzjV4fe8/XWr8Yo8kNgI/AAAAAAAAE8c/hmW8VhAM0DUIIquovnXe4nS3sGMGWpB-QCLcBGAs/s400/cfvhgjk.png" width="400" /></a></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Sanırım insan olarak tüketici
ruhumuzu hiçbir şekilde ardımızda bırakamıyoruz. Ama eğer bu durum sizi
rahatsız ediyorsa gerçekten bir kez olsun kıyafetinizi kendiniz dikmeyi
deneyebilirsiniz. Kitaplarınızı kütüphaneden kullanmayı ve sinemalara bu kadar
para dökmeden film izlemekten keyif almanın bir yolunu bulmayı.. Marketten
aldığınız bir şeye zam geldiğinde buna dikkat etmeyi, ay içerisinde aldığınız
her şeyi not etmeyi ve daha birçok şeyi.. Yazının geneline değinirsek gerçekten
dikiş dikmeyi en ufak bir merakı olan herkese canı gönülden öneririm. Giyinmeyi
seven ve şu an içinde bulunduğumuz tüketim dünyasından ufacık da sıyrılmayı
düşünüyorsanız internetten bile öğrenmeniz için birçok yol var. Öyle bir
devirde yaşıyoruz ki bir şey yapmanın yolunu özellikle de internette İngilizce
yazıp arattığınızda önünüze çıkmayacak kapı yok.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-zS9kiDWswUI/XWr9B-yiibI/AAAAAAAAE8w/qRCg_9vsXjIfNsKK8FHgAXIWywEhhiwmwCLcBGAs/s1600/huu.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="586" data-original-width="658" height="355" src="https://1.bp.blogspot.com/-zS9kiDWswUI/XWr9B-yiibI/AAAAAAAAE8w/qRCg_9vsXjIfNsKK8FHgAXIWywEhhiwmwCLcBGAs/s400/huu.png" width="400" /></a></span></div>
<br />
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Hadi bu yazıyı okuduktan sonra
önerdiğim youtube hesaplarına bir göz gezdirin. Ardından kendinizi bir pazara
ya da uygun kumaş satan bir kumaşçıya atın. Son çıkan Burda sayısını alın, ilk
başta kendiniz mühendis gibi hissetseniz dünyanın en eğlenceli şeylerinden biri
olan kalıp patronunu çıkarın, kumaşın üzerine tutturun ve kesin, sonra
dikişiniz elinizden ne kadar gelirse dikmeye bakın. Ben buradan sesleniyorum,
başaracağınıza inanıyorum. Unutmayın bu işin sırrı sabrınızda! Sakın ola onu
yolun ortasında kaybetmeyin.</span><o:p></o:p></div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<o:p> <a href="https://www.youtube.com/channel/UCHjHvLxpPVDWNXzfCxKx0vQ" target="_blank">SEWİNG</a></o:p></div>
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/channel/UCPnSaAAVVo0q1tfWY5S3j7g" target="_blank">withwendy</a></div>
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/channel/UCThSghIvX7rOEWh_F_859cw" target="_blank">Some Serious Sewing Stuff</a></div>
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/channel/UCfvL1eCYXnLXqZZX2s8BDBQ" target="_blank">Lena Brit Sew&Wear</a></div>
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/user/madebyaya" target="_blank">mabedyaya</a> (favorim <3)</div>
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/channel/UCMY-xrRAAWe8dYIEt4ofmlA" target="_blank">Rabia Gül</a></div>
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/channel/UCwPCHL7Py751gRdWeTopMdQ" target="_blank">OVOKE</a></div>
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/channel/UCKs_qXqEwEfNzQ0UArzkmKA" target="_blank">Damla Toral</a></div>
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<o:p> <a href="https://www.youtube.com/channel/UCcUnsoipzgd5JJNsNMsgfNg" target="_blank">hiro hiro</a></o:p></div>
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/user/madetosew/featured" target="_blank">Made to Sew</a></div>
</div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/user/MYSTYLEDIARYY2/featured" target="_blank">MYSTYLEDIARYY</a></div>
</div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-43659006449743503142019-07-16T03:03:00.000-07:002019-10-27T09:53:06.845-07:00Feriköy Antika Pazarı<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="color: #4c1130;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-mV8DTRPG8aE/XS2bEWYx8tI/AAAAAAAAE4o/zAOuNUSA4Q0_Xl7csRr4lxu7ETc-8CxmgCLcBGAs/s1600/eafa.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: center;"><span style="color: #4c1130;"><img border="0" data-original-height="817" data-original-width="768" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-mV8DTRPG8aE/XS2bEWYx8tI/AAAAAAAAE4o/zAOuNUSA4Q0_Xl7csRr4lxu7ETc-8CxmgCLcBGAs/s320/eafa.jpg" width="300" /></span></a><span style="color: #4c1130;">Merhabalar! Bir zamanlar hatta çok eski bir zamanlarda blogumda gezdiğim yerleri de paylaşıyordum. Seneler sonra böyle bir yazı daha yazmak nasip oldu tekrardan. Bloga geri dönme fikri aklıma geldiğinden beri çeşitli yazılar hep aklımın bir köşesinde bekliyor. İki hafta önce gittiğim Antika Pazarı da aralarındaydı ve nihayet laptopun başına oturabildim. Öncelikle ismini pek çok kez instagramdan takip ettiğim kişilerden duymuştum ve yakın bir arkadaşım bu tarz yerlere çok meraklı olduğu için beraber gitme kararı aldık. Yenikapı-Hacıosman metro hattında Osmanbey durağında inerek sorduğunuz her manav, bakkal vb. dükkandan yerini kolayca bulabileceğiniz antika pazarı metrodan indikten sonra on- on beş dakika yürüme mesafesi uzaklığında.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="color: #4c1130;">Pazardan içeri girdiğiniz gibi her taraf antika çay takımları, pikaplar, oyuncaklar ve kitaplarla dolu sahaf tezgahlarıyla dolu. Her bir tezgahı başında durup incelemeden geçmedik. Tabii ki ben özellikle kitap tezgahlarını çok dikkatlice gezdim. İlk uğradığım sahaf tezgahında İnce Memed'in Remzikitapevinden çıkan ilk baskılarından biri vardı. Hatta kitabın son satırından sonra "SON" yazıyordu çünkü meğerse Yaşar Kemal aslında sadece ilk kitapla Memed'in öyküsünü bitirmeyi düşünüyormuş başta, sonradan seri olarak devam ettirmiş. Bunu da öğrenmiş oldum o tezgahtaki nazik bayan sayesinde.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-7Pm9Qxg6ie8/XS2cQHzA_FI/AAAAAAAAE40/5ILbZLwJ1zAww-tvdTIY43ZAWeRRGwXVgCLcBGAs/s1600/IMG-20190716-WA0007.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #4c1130;"><img border="0" data-original-height="768" data-original-width="1024" height="240" src="https://1.bp.blogspot.com/-7Pm9Qxg6ie8/XS2cQHzA_FI/AAAAAAAAE40/5ILbZLwJ1zAww-tvdTIY43ZAWeRRGwXVgCLcBGAs/s320/IMG-20190716-WA0007.jpg" width="320" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="color: #4c1130;">Her taraf eski broş, takı ve fincan takımlarıyla doluydu. Annem yanımda olmadığı için fincan takımlarını çok yakından incelemedim. Ama broşlar konusunda çok zarif ceket broşları bazen 50-60 aralığında olabiliyordu. Bir dahaki gittiğimde daha zengin olursam o tarz bir broşu bu sefer satın almak isterim. Onun yerine ben daha uygun ve çok tatlış birkaç broş aldım, taneleri 5 liraydı. </span></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-XFAPUu8ww-g/XS2cUZm1vHI/AAAAAAAAE44/VrfQnef9fVoVcVptZ0bHZQ0P3RZBx1bYQCLcBGAs/s1600/IMG-20190716-WA0008.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #4c1130;"><img border="0" data-original-height="768" data-original-width="1024" height="240" src="https://1.bp.blogspot.com/-XFAPUu8ww-g/XS2cUZm1vHI/AAAAAAAAE44/VrfQnef9fVoVcVptZ0bHZQ0P3RZBx1bYQCLcBGAs/s320/IMG-20190716-WA0008.jpg" width="320" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="color: #4c1130;">Ve pazarın kitap okurlar için en güzel yanlarından biri harika bir İngilizce kitap arşivi bulundurması. Her taraf Penguin baskılı klasik kitaplarla doluydu. Gerçekten bayılarak gezdim. Bunun haricinde çok dikkatli incelerseniz giysi tezgahlarında da kendinize yakışacak bir şeyler bulabilirsiniz.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-pa3mh1S71R4/XS2d6vSqAjI/AAAAAAAAE5I/mKiOW2C2cIU3BYbSSY_M-PO9AfYNk4frgCLcBGAs/s1600/IMG-20190716-WA0003.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #4c1130;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="768" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-pa3mh1S71R4/XS2d6vSqAjI/AAAAAAAAE5I/mKiOW2C2cIU3BYbSSY_M-PO9AfYNk4frgCLcBGAs/s320/IMG-20190716-WA0003.jpg" width="240" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="color: #4c1130;">Mesela ben Tom Jones'ın bu kitabını 15 lira gibi cuzi bir miktara satın aldım. Paul Auster'ında bir kitabı vardı fakat onu bir daha gelirsem alırım diye bıraktım. Ayrıca yine sahaf tezgahlarında Türkçe'ye ilk çevrilen klasiklerin baskılarını bulmak da bolca mümkün. Ben şansıma tam da dört cmlik lastiğe ihtiyacım varken tuhafiye malzemeleri satan bir tezgah bile bulabildim. Ayrıca benim en çok bayıldığım şeylerden biri de oyuncak tren setleriydi. Babam oyuncakçı olduğu için küçükken en sevdiğim oyuncağımız kahverengi tren takımıydı. Rayların altına lego parçaları sıkıştırıp trenin zıplamasını keyifle kıkırdayarak izlerdik. Hala tren takımlarına ve lego setlerine karşı asla tükenmeyen bir hayranlığım var. Belki bir dahaki gittiğimde uyguna bulabilirsem almayı çok ama çok isterim.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-5Yyd5sc8k8Y/XS2e3JHF3rI/AAAAAAAAE5Q/G5J6n9MzSMQtgAp7HGOZZxaSKge0ly81gCLcBGAs/s1600/IMG-20190716-WA0005.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #4c1130;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="768" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-5Yyd5sc8k8Y/XS2e3JHF3rI/AAAAAAAAE5Q/G5J6n9MzSMQtgAp7HGOZZxaSKge0ly81gCLcBGAs/s320/IMG-20190716-WA0005.jpg" width="240" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="color: #4c1130;">Mesela bu tarz bir sürü broşla karşılaşıyorsunuz. Ama bu broşlar daha çok Amerikan ve Alman markalı cafelerin, yiyeceklerin amblemlerinden oluşuyor. Ayrıca plak sevdalıları için o kadar çok çeşit mevcuttu ki bir gün oradan bir pikap satın almayı da delice isterdim. Lafın kısası bizim için çok güzel bir pazar sabahı oldu. Erkenden pazarı gezip sonra ünlü Yapı Kredi Bomontiada kısmına geçip orada bir kafede kahve içtik, bolca sohbet ettik. Sizlere de farklı bir gezi olacak Feriköy Antika Pazarı'nı gezmenizi öneririm. Sadece kitap arşivi için bile olsa gidilmeli. Bir sonraki gezi yazımla görüşmek üzere!</span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-25156528994044392242019-05-20T18:05:00.002-07:002019-10-30T14:20:06.379-07:00Film Köşemden Öneriler #5<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-t9dXGm__2cw/XOMztYJkVZI/AAAAAAAAE0k/GP4ebOn0K707rQdBc2KI79IBfvuHmBcEACLcBGAs/s1600/gege.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="331" data-original-width="501" height="263" src="https://4.bp.blogspot.com/-t9dXGm__2cw/XOMztYJkVZI/AAAAAAAAE0k/GP4ebOn0K707rQdBc2KI79IBfvuHmBcEACLcBGAs/s400/gege.png" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Game of Thrones'un berbat ötesi final bölümünü henüz sindiremeyen Betül'den selamlar! Son zamanlarda izlediğim filmlerden ufak bir öneri listesi oluşturmak istiyordum ve daha önce de dört adet yazı yazdığım film öneri köşeme bir yenisini eklemeye karar verdim. Önceki listelerimi inceledim de daha çok herkesin bildiği ve beğendiği filmleri önermişim. Bu sefer çoğunuzun adını bile duymadığı, daha uçta kıyıda kalmış muhtemeşem filmleri önermeye çalışacağım. Ayrıca bu filmler belki de benim birkaç sene önce hiçbir şey anlamayıp kenara çekilebileceğim filmlerdi, fakat artık ufkumun da gelişmesiyle birlikte hem kitap hem film olarak bu dallarda bakış açımın biraz daha geniş bir yelpazeye ve beğeni seviyesine sahip olduğunu söyleyebilirim. O halde lafı uzatmadan son zamanlarda izlediğim ve ufkumu açan hatta sınırlarımı oldukça zorlayan birkaç filmi size de önermek istiyorum.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>1. Girl (2018)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-J64WiFJCKLk/XOM0g4G7MWI/AAAAAAAAE0s/DkHBvf9kIlcTuIs5dFUUf2-a-xPQeWV4QCLcBGAs/s1600/af.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="311" data-original-width="220" src="https://4.bp.blogspot.com/-J64WiFJCKLk/XOM0g4G7MWI/AAAAAAAAE0s/DkHBvf9kIlcTuIs5dFUUf2-a-xPQeWV4QCLcBGAs/s1600/af.jpg" /></span></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Belçika - Hollanda ortak yapımı olan bu ödüllü filmimiz erkek bedeniyle doğup bir kadına dönüşme isteğiyle hayatını değiştirecek büyük kararları alan ve en büyük hayali olan dansçılığı gerçekleştirmeye çalışan azimli bir genç kızın hikayesi. Dürüst olmam gerekirse ben filmi önyargılarımı yıkmak için izledim ve gerçekten ağzımın payını aldım. Film tek kelimeyle empatinizi ayağa kaldırıyor. Başrol oyuncusu olan Victor Polster'in oyunculuğu muazzam ötesiydi. İçinde hissettiği her duyguyu, ağzından dökülen her kelimeyi seyirciyi tam anlamıyla muhteşem geçiriyor. Filme baştan sona bayıldım fakat son kısımlarda hiç beklemediğim bir hareket karşısında gözyaşlarına boğuldum. Bana oldukça dokunan bir film oldu. Bence bir başyapıt olarak bile nitelendirilebilir, gerçekten ayakta alkışlamak istedim.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>2. Us And Them (2018)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-swWiXN4Msm4/XOM2N4ZkSKI/AAAAAAAAE04/m8a_t_5y5VwPbym2wlxtj9b9npqKfaIMQCLcBGAs/s1600/us-and-them-1548682065.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="640" data-original-width="456" height="320" src="https://4.bp.blogspot.com/-swWiXN4Msm4/XOM2N4ZkSKI/AAAAAAAAE04/m8a_t_5y5VwPbym2wlxtj9b9npqKfaIMQCLcBGAs/s320/us-and-them-1548682065.jpg" width="228" /></span></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bir cuma akşamı Netflix'de gezerkene bu filmi gözüme kestirerek izlemeye karar verdim. Oyunculardan da başroldeki kızımızı Alıç Ağacının Altında filminden tanıdığım için gözüm kapalı izlemeye başladım. Öncelikle çok uzun bir film, iki saati aşan bir süresi vardı fakat ben filmde gerçekten zerre sıkılmadım. Filmde karakterleri iki ayrı zaman diliminde görüyoruz. Bir yandan geçmişteki halleri ki o zamanları renkli izlerken, şimdiki hallerini siyah beyaz bir görüntüyle izliyoruz. Çok iyi arkadaş olarak başladıkları ilişkilerine zamanla birbirlerine aşık olarak, her daim aynı yolda yürümeye çalışarak devam etmeye çalışan iki gencin hem ailevi olaylarını, hem birbirlerine hislerini hem de pişmanlıklarını en derinden izliyoruz ve hissediyoruz. Bana sorarsanız Çin sinemasındaki en iyi romantik-dram türünde izlediğim filmdi. Filmin sonunda ben yine gözlerimden yaşları tutamadım çünkü uzun bir süre kesintisiz izledim ve açıkçası romantik olmasına rağmen çok dikkatli izledim ve anlamadan filme çok bağlandım. Bitişine doğru film yavaş yavaş sona erirken ben de yavaş yavaş ağlamaya devam ettim. Gerçekten çok güzel bir romantik-dram filmiydi. Kesinlikle önerilerim arasında..</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>3. Dogthooth (2009)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-stYMOJuYSis/XOM5qy9oa2I/AAAAAAAAE1I/gbY0HauvRCw1DvxYnCTO22pZbm0jTAMwQCLcBGAs/s1600/gege.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: center;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="425" data-original-width="301" height="320" src="https://2.bp.blogspot.com/-stYMOJuYSis/XOM5qy9oa2I/AAAAAAAAE1I/gbY0HauvRCw1DvxYnCTO22pZbm0jTAMwQCLcBGAs/s320/gege.png" width="226" /></span></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Evet, sırada bir tık daha sınırları zorlayacak bir film var. Köpek Dişi filmini ben senelerdir izlemek istiyordum ama asla cesaret edemiyordum. Bir şekilde filmden sürekli olumsuz bir tepkime alıp kendimi uzak tuttum. İyi ki öyle yapmışım yoksa filmi ilk indirdiğimde izleseydim filme yazık etmiş olacağımı düşünüyorum. Yunan sinemasından ilk filmim olabilir ve bu filmi Yunan sınırına çok yakın bir yerde bulunurken izlemem de ayrı bir tezattı.. Filmi genel olarak rahatsız edici irrite hisleriyle izliyorsunuz ama bir yandan da oluşturulan düzen sayesinde ağzınız açık kalıyor. Sonunda insanın doğası yine ortaya çıkıyor ve ben böylece filme gerçekten hayran kalıyorum. Çok derin incelemelerini okuduğumda filmi çok daha beğendim. Sizlere sınırlarınızı zorlatacak ve yaşadığımız dünyadaki kuralları sorgulatacak bu film için çok keyifli olmasa da iyi seyirler dilerim..</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>4. I Killed My Mother (2009)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-fv8L7My2ITI/XOM63Phva_I/AAAAAAAAE1Y/Owk1KTHOJ7o29zfZVcwexZ2uNLPU_6-7wCLcBGAs/s1600/1424797.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="800" data-original-width="560" height="320" src="https://4.bp.blogspot.com/-fv8L7My2ITI/XOM63Phva_I/AAAAAAAAE1Y/Owk1KTHOJ7o29zfZVcwexZ2uNLPU_6-7wCLcBGAs/s320/1424797.jpg" width="224" /></span></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bu listede sizi iki tane Xavier Dolan filmi bekliyor çünkü diğer filmini de başka bir liste yazana kadar bekletemem. İlk defa Mommy filmiyle tanıştığım sonrasında Tom Çiftlikte filmiyle gitgide hayran kaldığım muhteşem çocuk Dolan'dan kendisine ait ilk yapımlardan birini izleyebildim. Yine senaryoyu kendi yazıyor ve yönetiyor. Bize de oradan oraya savrulan hislerle izlemek kalıyor. Mommy'den tanıdığımız başrol oyuncusunu da koluna takmış seyrine doyum olmaz bir dram filmi çekmiş. Ergenlik dönemizi çoktan atlatmış olabilirsiniz ama sonuçta hepimiz bir ebeveyn adayıyız. Bu filmi bence ebeveyn olmak isteyen herkesin izlemesi gerekir ve tabii sinema severlerin hemen üzerine atlaması..</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>5. Tokyo Godfathers (2003)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-pJk8udXzws8/XOM8ObPA8aI/AAAAAAAAE1o/mEsIy9-XJcMgN_tRaF10Bw5dhhVJhmEewCLcBGAs/s1600/0388473.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: center;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="444" data-original-width="300" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-pJk8udXzws8/XOM8ObPA8aI/AAAAAAAAE1o/mEsIy9-XJcMgN_tRaF10Bw5dhhVJhmEewCLcBGAs/s320/0388473.jpg" width="216" /></span></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Son yıllarda daha çok üzerinde durduğum anime manga sevdamdan sizlere nacizane bir öneride bulunmak istedim. Benim dolanıp durduğum imdb öneri listelerinde hep önüme çıkan ama hep ertelediğim bir yapımdı. Nihayet izlediğimdeyse sahneleri tekrar tekrar izlediğim için filmi bir seferde iki kere izlemiş kadar oldum. Sıcacık bir hikayeye, harika bir mizah anlayışına ve muhtemeşem karakterlere sahip bu animasyonu bence şimdiye kadar izlemeyen herkes farkında olmadan pişman.. Daha fazla uzatmadan kesinlikle önerimdir. Sanırım yakın zamanda tekrar izleyeceğim. Bazı sahnelerini hatırladım da şu anda çok canım çekti izlemek :)</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>6. Juste La Fin Du Monde (2016)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-UlTeE3odKKM/XOM-fS5JYDI/AAAAAAAAE10/OdyThI7BOaMuKSELbcX7aBfiRozMS69pQCLcBGAs/s1600/4645368.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1067" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-UlTeE3odKKM/XOM-fS5JYDI/AAAAAAAAE10/OdyThI7BOaMuKSELbcX7aBfiRozMS69pQCLcBGAs/s320/4645368.jpg" width="213" /></span></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bu filmi ben ilk çıktığı zaman hakkında hangi yoruma rastladım, hiçbir fikrim yok ama bir şekilde indirdim, hatta indirme tamamlanınca şöyle bir göz gezdirdim fakat filmi açıp baştan sona izlemedim. Hatta sonradan filmi hangi akla hizmetse sildim. Son zamanlarda birkaç kez karşıma çıkmaya başladı, önce o indirip sildiğim film olduğunu hatırlamadım. Hatta ben filmi izlemeye karar verdiğimde Xavier Dolan'ın filmi olduğuna bile dikkat etmemiştim. Her neyse bir gece yarısı filmi izlemeye başladım, ufak da bir beklentim var. Herkes son sahnenin çok dram yüklü olduğundan bahsetmiş yorumlarda. Böylece ben de güzel bir merak duygusuyla izlemeye devam ettim. Daha yarıya gelmeden filme tutuldum tabii ki. Ailedeki çarpık, soğuk ilişkinin sadece sözlerden değil, bakışlarla bile içinize aktığını söyleyebilirim. Filmde Lea Seydoux'un karakterini kendimle çok fazla özdeştirdim. Her şeye hızlı parlaması, sonra çabuk affetmesi tıpkı beni yansıtıyordu. Böyle olunca bu kıza ne zaman bir şeyler dokunsa zoruna gitse bana da bir şeyler olmaya başladı. Film baştan sona benim için bir başyapıttı. Bu abartıyı dile getiriyorum çünkü filmi bitirdikten sonra duygulandığım duygulanmadığım sahneleri tekrar tekrar izledim ve bir aile dramının bundan daha iyi aktarılamayacağını düşünmeye başladım. Filmin sonlarına yaklaşmadan bendeki beğeni arşa çıkmıştı zaten, final sahnesine geldiğimizde kendimi tutamadım. Bıraksalar hıçkıra hıçkıra ağlayacaktım. Yalnızca bir veda sahnesiydi, ama karakterlerin gözlerinden okunan o hüzün, kesik kesik konuşmalar beni mahvetti. Film bitti ve ben uzun bir süre ost parçalarını dinleyerek ağlamaya devam ettim. Film tam anlamıyla kalbime çok ince ama iğne gibi batan bir dokunuş yaptı. Filmi izlerken Xavier Dolan'dan bir şeyler izlediğinizi en iyi şarkıların kullanımından anlıyorsunuz. Hele son sahnedeki zeminin üzerindeki kuşun göğüs çırpınışları meğer orijinal şarkıda olan bir sesmiş. Sen orijinal ost parçasını değiştirme, öyle anlam dolu bir kuş sahnesi koy. Bu zekayı alnından öpmek istiyorum. Dolan'ın sıradaki filmi The Death and Life of John F. Donovan filmini ne kadar merak ettiğimi keşke bir bilseniz.. Son olarak izlemeyen çok şey kaçırır. Seneler sonra hafızamdan film yavaş yavaş silineceği için tekrar aynı hislerle izleyecek olmaktan büyük kıvanç duyacağım..</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>7. Bir Zamanlar Anadolu'da (2011)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-XAfPcYaBjio/XONAkFHjdDI/AAAAAAAAE2E/-rY0UFjGSzw8vvx5MrRLb7yWyCENO1FTgCLcBGAs/s1600/0388473.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: center;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="650" data-original-width="476" height="320" src="https://2.bp.blogspot.com/-XAfPcYaBjio/XONAkFHjdDI/AAAAAAAAE2E/-rY0UFjGSzw8vvx5MrRLb7yWyCENO1FTgCLcBGAs/s320/0388473.jpg" width="234" /></span></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Evet, sizler için belki de çok bilindik ama benim için sinemaya bakış açımı değiştirmemde en büyük payı olan yönetmenlerden biri Nuri Bilge Ceylan. Sinemasına ilk olarak geçen yaz izlediğim Ahlat Ağacı filmiyle atıldım, sonrasında Kış Uykusu'nu izleyerek hayran kaldım ve en son da Bir Zamanlar Anadolu'da filmiyle beğenimin büyüklüğü günden güne artıyor adeta.. Kitap zevkimi değiştiren, geliştiren bazı kitaplar varsa film zevkimi de geliştiren bir film olarak Ahlat Ağacı'nı ve yönetmenin diğer filmlerini söyleyebilirim. Eğer hala izlemediyseniz ve en ufak bir önyargınız bile varsa gerçekten bu ülkeyi en güzel şekilde temsil eden ve insanını bu kadar çeşitli ve çıplaklığıyla gösteren filmlerinin hepsini ağzım açık bayılarak izledim. Adeta bir el sanki ruhumu okşuyordu izlerken. Rica ederim izleyiniz..</span></div>
<h1 class="left" itemprop="name" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #1b1b1b; margin: 0px; padding: 0px;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span></h1>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>8. Ce Que Le Jour Doit A La Nuit (2012)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-TyhJYpPpROA/XONA8MN993I/AAAAAAAAE2Q/_j91SMfeOUcF-bgLvL9Eq7z-zpXkeCu_QCLcBGAs/s1600/ce-que-le-jour-doit-la-nuit-1388942390.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="640" data-original-width="471" height="320" src="https://2.bp.blogspot.com/-TyhJYpPpROA/XONA8MN993I/AAAAAAAAE2Q/_j91SMfeOUcF-bgLvL9Eq7z-zpXkeCu_QCLcBGAs/s320/ce-que-le-jour-doit-la-nuit-1388942390.jpg" width="235" /></span></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Filmi izleyeli biraz oluyor o yüzden hakkında çok net bir şeyler yazamayacak olsam da yine bir şekilde adını sanını bulduğum ve merak edip izlediğim bir film olmuştu. Torrent izlemenin gafletine düşerek sanırım Farsça dublaj izlemiştim fakat bu dublaj o kadar iyiydi ki uzun süre sanki aslında Fransızca konuşmuyorlarmış gibi filmi izlemeye devam etmiştim. Gerçekten farklı bir öyküsü, çok güzel bir işlenişi ve harika bir final sahnesine sahip aklımda yerini edinen romantik-dram türünde bir Fransız filmi oldu. Özellikle bana kazandırdığı Idir - A Vava Inouva parçası sağolsun o bile yeter. Farklı bir film arayanlar için güzel bir tavsiye olduğunu düşünerek bu listenin kıyı köşesine sıkıştırmak istedim.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>9. Manbiki Kazoku (2013)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="clear: right; float: right; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="963" data-original-width="650" height="320" src="https://4.bp.blogspot.com/-PBcK2xwBPCI/XONDtnce_BI/AAAAAAAAE2c/eAWWb-jtgJoYZYT_89f8rHT82FAfHNqJgCLcBGAs/s320/8075192.jpg" width="215" /></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Arakçılar ismiyle Türkiye'de vizyona giren ve Cannes ödüllü bu Japon filmini afişiyle hemen gözüme kestirmiştim. Hatta şöyle olmuştu ki; tam da Roma filmini izledikten sonra sinemalar.com sitesinde vizyondaki filmler arasında görmüştüm. Roma filminin afişi kumsalda geçiyor, Arakçılar'ın da afişini kumsal temalı görünce hemen izlemek istemiştim. uzun süre film nete düşmedi tabii ki ama ben hep aklımın bir köşesinde bekletiyordum ve nihayet izleyebildim. Aslında çok sıradan yaşıyormuş gibi görünen Japon bir ailenin etrafında şekillenen filmde sokakta buldukları sahipsiz küçük bir kızı genellikle çalarak geçindirdikleri ailelerine katmalarına tanıklık ediyoruz. Bu süreçte ailenin küçük kızı benimsemesi, küçük kızın üvey abisinden bakkallardan bir şeyler çalmaya dair taktikleri öğrenmesi ve büyükanneden diğer aile fertlerine kadar yaşamlarını izlerken bir zaman sonra ailenin asıl iç yüzü ortaya çıkıyor. Aslında çok da masum olmayan aile üyelerinin geçmişleri ve şu anda kurdukları ailenin alt yapısı ortaya çıkınca ipler kopuyor. Aile kavramını, iyi bir ebeveyn olmayı sorgulatan ve bunu gerçekten çizgisi farklı karakterler üzerinden anlatan bir filmdi. Filmde Japon dünyasının kadınların açısından iş sektörüne de ne yazık ki şahit oluyoruz. Japon kültürüne sevdalı biri olarak elbette bayılarak izledim. Sizlere de de kesin önerimdir.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="background-color: white; font-size: 14px;"></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>10. Kosmos (2009)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-Mf1eWjgU-Ss/XONJQJHkDII/AAAAAAAAE2o/6o4qWDAM--gfGKXm0ez-0xY1nYchL-jcQCLcBGAs/s1600/1371574.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; font-family: Georgia, "Times New Roman", serif; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="500" data-original-width="347" height="320" src="https://4.bp.blogspot.com/-Mf1eWjgU-Ss/XONJQJHkDII/AAAAAAAAE2o/6o4qWDAM--gfGKXm0ez-0xY1nYchL-jcQCLcBGAs/s320/1371574.jpg" width="222" /></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Nuri Bilge Ceylan'ın filmlerinden sonra elbette Türk yönetmenlere daha çok yer vermem gerektiğini düşünerek kendime ufak çaplı bir liste oluşturdum. Tabii ki bu listede daha önce adını ve filmlerini duyduğum fakat izlemeyi hiç düşünmediğim Reha Erdem de vardı. Kosmos filmini ben büyük beklentilerle izlemeye başladım ve yorumlarına baktığımda herkesin kesin fikirler yürütemediğini gördüm. Herkes tarafından onaylanacak belli başlı sahnelere yer verilmediğini anladım. Ama kendime ve sinema izleyiciliğime güvenerek filmi izlemeye devam ettim fakat benim de diğer herkes gibi "ya şu kesin bu anlama geliyordur" şeklinde yargılarım olmadı. Hatta öyle bir film ki Kosmos sahneleri bittiğinde ve sıradan bizim gibi insanların konuşmalarına rastladığımda içim rahatlıyordu. Çünkü Kosmos kendi aleminde, her sözünün arkasında derin bir mana barındırdığı bariz, karşılaştığım en kendine has karakterlerden biriydi. Baktığım yorumlarda herkes filmdeki hayvan sahnelerin neden konduğunu merak etmiş. Ben şu şekilde yorumladım; Kosmos'un da dediği gibi insanların da hayvanlardan farkı yok aslında.. Ee tabi bu filmin kadrosu da insanlardan oluşuyor, böyle olunca bence yönetmen en az insanlar kadar hayvanları da göstermek istemiş. Bu yüzden o güzel gözleriyle bize bakan ineklerin olduğu sahneleri bolca görebildik diye düşünüyorum. Filmi genel olarak çok mu beğendim diye sorarsanız kesin bir şey diyemem ama bir yerlerde bana bir şeyler kattığını düşünüyorum. Nuri Bilge Ceylan'ın sessiz ama bir şekilde anlatmak istediğini belli eden sinemasının yanında Reha Erdem'in sineması tahmin ettiğimden çok daha uç noktalardaydı. Farklı bir bakış açısı için size de filmi öneririm.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>11. Border (2019)</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-hXW4WaYVlVk/XONOXjm9e1I/AAAAAAAAE28/-EjTaMrJyzgepXMN9tD616F7MV_8DmLPACLcBGAs/s1600/border.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; font-family: Georgia, "Times New Roman", serif; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1067" height="320" src="https://4.bp.blogspot.com/-hXW4WaYVlVk/XONOXjm9e1I/AAAAAAAAE28/-EjTaMrJyzgepXMN9tD616F7MV_8DmLPACLcBGAs/s320/border.jpg" width="213" /></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Son sıraya bu listede izlenmesi en zor filmi sakladım. Belki listeye sonuna kadar göz gezdirmeyenler hiç göremeyecek bile.. Norveç yapımı bu filmi sanırım Girl filmini izledikten sonra ödüllü filmlere göz gezdirirken buldum. Filmleri izlemeden önce fragmanlarını izlemediğim için ve konusunu da baştan savma okuyunca pek fikrim olmadan filmi açtım. Ama böyle gecenin bir yarısı, tabii ben normal bir film sanıyorum. Meğerse filmde troller başrolde, ben bunları görünce bir tırs, çünkü pat diye karşıma çıktı. Tabii o gecenin sessizliğiyle biraz fazla etkilenerek filmi "bu ne be" deyip sinirle silip geri yattım. Hatta geri dönüşümden de sildim. Sonra sabah güneşiyle filmi biraz araştırdım, fragmanını falan izledim. Hakkında çok da iyi yorumlar var ve normalde asla izlemeyeceğim bir film. Akşam vakti gelmeden filmi tekrar indirdim ve oturup izledim. Hakkında okuduğum yorumlar kadarıyla epey rahatsız edici sahnesi olduğunu biliyordum ve kendimi biraz zorlamak istedim. Ama bir ara elimle laptopun ekranını kapadığım oldu. Filmi şu açılardan beğendim ki ana trol karakterin iç dünyasını anladığınız zaman insan kendi doğasını sorgulamaya başlıyor. Benim sorgum şöyle oldu ki; eğer masum bir insan kadar normal bir yaratıksa neden sırf normal insan statüsünden bir tık daha çirkin diye insanları sınıflandırıyoruz ki? Zaten filmde de görebilirsiniz ki başroldeki trol karakterin gayet sizin bizim gibi bir hayatı var ve insanların da bazıları ona öyle davranıyor. Diğer yandan filmde etkilendiğim sahneler de oldu. Aslında kendinden başka her şeyi küçümseyen insanoğlunun da nasıl şeytan kadar kötü olabileceğini yine gözler önüne seriyor. Oldukça tüyler ürpertici, irrite edici sahne sizi bekliyor. Ama Cannes da tam bu nokta üzerinden ödül vermiş ya filme; "Belirli Bir Bakış" ödülü. Biraz araştırınca gördüm ki daha önce film önerilerimde de bahsettiğim White God filmi de bu adaylıkta ödül almış. Border'i pek izlemesi keyifli sayılmaz ama siz yine de bir şans vermeye çalışın. İyi seyirler dilerim..</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-2BSAWvyG5jw/XbnxFonKl5I/AAAAAAAAFHw/vMpDxKLDAhIvT4ZEkrN8uKhf9aWDaUnJQCLcBGAsYHQ/s1600/DSC_3265.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1063" data-original-width="1600" height="212" src="https://1.bp.blogspot.com/-2BSAWvyG5jw/XbnxFonKl5I/AAAAAAAAFHw/vMpDxKLDAhIvT4ZEkrN8uKhf9aWDaUnJQCLcBGAsYHQ/s320/DSC_3265.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-D3nIAc9m-EE/XbnxGNWdJJI/AAAAAAAAFH0/7mK9VctsoikApagW3tcHY7Cp1_Mv3oKmwCLcBGAsYHQ/s1600/DSC_3266.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1063" data-original-width="1600" height="212" src="https://1.bp.blogspot.com/-D3nIAc9m-EE/XbnxGNWdJJI/AAAAAAAAFH0/7mK9VctsoikApagW3tcHY7Cp1_Mv3oKmwCLcBGAsYHQ/s320/DSC_3266.JPG" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-6241764874958449532019-05-15T14:03:00.002-07:002019-05-26T03:06:39.288-07:00Ufak Bir İç Döküş...Evet, bir zamanlar bu blogda içinden geçen her şeyi, hayatından parçaları yayımlayan, okuduğu kitapları, filmleri, dinlediği müzikleri her şeyi aktif bir şekilde yorumlayan bir Betülcük vardı. Sonrasında bir şekilde kitapları yorumladığım instagram hesabım internette en çok vakit ayırdığım mecra oldu. Aslında kitap hesabına vakit ayırmayı kısmaya çalıştım ve böylece sosyal medyadan biraz elimi ayağımı çekerek bloguma ayırdığım vakti de geri çekmeye çalıştım. Buna pişman mıyım?Evet, gerçekten biraz pişmanım çünkü ben bloggerda aktif olmayı bırakırken zaten çok az kişi vardı burada. Artık eski bloggerlardan kim kaldı ki gerçekten? Bu bakış açısından bakınca instagram tam anlamıyla bir canavar gibi.. Aslında böyle bir yazı yazmak hiç aklımda yoktu hatta beş dakika içinde karar verip laptopun başına oturdum cidden. Peki neyi içimden dökmek istiyorum, neyle bu kadar doluyum? Bu sene geçen yazki Betülle şu an bu masanın başında oturan kişi kesinlikle aynı kişi değil. Bir sene içerisinde kafa yapım nasıl bu kadar değişti, kendimi bazı yönlerden nasıl bu kadar geliştirdim, nasıl bu kadar geniş bir bakış açısı yelpazesine sahip oldum kendime sorduğumda tüm cevapları bulabiliyorum. Meğerse 21 yaşımın sonları kendimi bulacağım bir yaşmış benim için.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-xLho7VHtQ6c/XNx7OfB0CTI/AAAAAAAAExU/Fa2XEMKcorMB6gMFn8CWVKiY1XXXdKv9wCLcBGAs/s1600/4.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="583" data-original-width="582" height="320" src="https://4.bp.blogspot.com/-xLho7VHtQ6c/XNx7OfB0CTI/AAAAAAAAExU/Fa2XEMKcorMB6gMFn8CWVKiY1XXXdKv9wCLcBGAs/s320/4.png" width="319" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
Aslında her şey benim üniversite hedefimle başladı. Ama bu hedefi oluşturan şeyler kendimi geliştirmeyi istememden ziyade etrafımdaki insanların saçma sapan tavırları yüzünden oldu. Bu ülkede ön yargılar o kadar ağır ki bunu değiştirmeyi başarmaya ufak bir adımla denemeye çalışsanız da hep tökezliyorsunuz. Yeni bir ortama girildiğinde yanınızdaki kişi kendini şu üniversite okuyorum diye tanıtıp size gelindiğinde kendinizi en bariz tanıtabileceğiniz şey "özel dikim terziliği yapıyorum" olduğunda karşınızdaki insanın bakışı da küçümser oluyor. Ama aslında bazen yanımda oturan kızın benden o kadar farkı oluyor ki.. buna zamanla gözlemleyebiliyorum. Ben kendimi tanıtırken şöyle bir kitap hesabım var, aslında bir yabancı dilim daha var, ya da şöyle hobilerim var diye anlatamıyorum. Ki elimde olsa bile anlatmam. Bazı arkadaşlarım benim hala İngilizcemin gerçekten iyi olduğunu bilmiyor ki bu ülkede gerçekten ikinci dil küçümsenmemeli çünkü yerinde seken bir ülke sayılırız, bazı sanat kurslarında kitap hesabımı öğrenenler şaşırıyorlar. Ben de anladım ki bu ülkede üniversite okumadan kendimi hissettiğim konuma asla getiremeyeceğim. Çünkü gerçekten okumayan insanın değerinin olmadığı bir ülkedeyiz. İnsanlar okumadan meslek sahibi olduklarında da taşlanıyor, okumayı seçmek yerine başka ilgi alanlarına yöneldiğinde de küçümseniyor. Ben de bu duruma baş eğmek zorunda kaldım. Eğer kendimi o gelişmişlik seviyesinde hissediyorsam ama etrafıma bunu kanıtlayamıyorsam okumak zorundayım dedim. Bu yüzden ben de geç değil diyerek bu hedefi kendime koydum. Ha sorarsanız milletin görüşleri mi seni bu kadar etkiledi diye evet bir yandan öyle çünkü şuan düşünüyorum da bu kadar donanımlıyım ama dünyaya benden daha az meraklı insanların ceplerinde diploma var. İtiraf etmek gerekirse bu durum canımı yakıyor, kendime daha ağır yüklenmemi sağlıyor. Diğer yandan benim hep bir üniversite hayalim vardı. Sonunda bunu başarabilmek için adım atmış oldum.<br />
<br />
Çok fazla detaya girmek istemiyorum ama bu hedefi koymak öyle çok kolay olmadı. Hem de hiç kolay olmadı. Ailem zaten bir mesleğim olduğu konusunda beni ikna etmeye çalıştı. Evet, dikiş dikmek gerçekten bilekte altın bilezik. Ama ben senelerimi evde kitap okuyup, kurstan kursa koşup, bir yandan müşteri beklemekle geçirmek istemiyorum. Her neyse hedefimden ben pes etmedim. Gittiğim gelinlik tasarım kursunu bırakmak zorunda kaldım, dershaneye yazıldım. Ne okumak istediğime karar verip dikim ve tasarıma olan merak ve yeteneğimden ötürü güzel sanatlar fakültesine karar verdim. Bu sefer önüme başka bir taş takıldı. Tekstil okumak istiyorsam yetenek sınavına hazırlanmak zorunda olduğumu kabullendim. Böylece yetenek sınavına hazırlık kursuna başladım, dershaneyi bıraktım ve üniversite sınavına kendim çalışmaya başladım. Benim meslek olarak amacım başından beri kendi giyim markamı oluşturup bir atölye açabilmek. Belki inşallah okula başlarsam okulun ortasında bile bu işi bir yandan götürebilirim. İşler şuan nasıl gidiyor diye sorarsanız, istediğiniz kadar hocanın çizdiği resimleri izleyin. Kendiniz oturup eliniz kopana kadar çizmedikçe o figürler beyninize yerleşmiyor. Eğer tabii gerçekten bu işte ciddi yeteneğiniz yoksa. Çünkü benim için resim aslında tekstil bölümü için bir basamak..<br />
<br />
Bugünlerde pek sağlıklı bir ruh halinde olduğum söylenemez. Ama bir şekilde çalışmaya devam ediyorum. Yaz geldiğinde bu sınavlar için başka şeylerden feragat etmem de gerekecek. Ailem tatil yaparken ben muhtemelen sabah dokuz akşam dokuz atölyede olacağım. Bu sene bu üniversite sınavı karmaşısında bile araya ehliyet almayı koyabildim. Ayrıca dört senelik bir özel tezhip kursunun ilk senesini başarıyla tamamlamak üzereyim. Peki yazımın başında bahsettiğim kendimi geliştirdiğim şeyler neler? Geçen sene yaz tatilindeki bakış açımla şu ankinin bir olmadığını biliyorum. Bu aslında bir anlamda yaşadığım hayatın farkına varmak gibi bir şey. Gözlerimin biraz kapalı olduğunu düşünüyorum, ya da büyüdüğüm tarz sayesinde karşı tarafa sadece belirli bir saygı çerçevesi içinde baktığımı düşünüyorum. Lise eğitimini örgün görmenin aslında kendini bilen genç bireyler için aslında asla hafife alınmaması gereken bir şey olduğunu biliyorum. Hiçbir siyasi idolojinin körü körüne savunulmaması gerektiğini biliyorum. Bu hayattan ne istediğimi biliyorum. Yeni bir şeyler öğrenmekten asla pes etmeyeceğimi biliyorum. Tezhip sanatında eser vermek ve ileride en azından bir kere de olsa sergi açmak istediğimi ve bunu gerçekten istersem başarabileceğimi biliyorum, üniversitede öğrenmek istediğim şeyi biliyorum, belki kaleme alıp yayınlacağım bir kitap, daha önümde gezilecek çok yer, okuyacak çok kitap, giydireceğim çok insan, saygı duyacağım ve empati duygumun kabaracağı bir çok insanla tanışacağımı biliyorum, dikiş dikmeyi basit gören insanları bu dar görüşleri yüzünden hep karşı çıkacağımı biliyorum, mutfakta bir şeyler yapmaktan hep zevk duyacağımı, çilekleri üzerine dizdiğim bir tarta sanat eseri muamelesi yapacağımı biliyorum, aslında pek de harika bir ülkede yaşamadığımızı ve günden güne daha kötü duruma geldiğimizi biliyorum, izlediğim filmlerle ilgili de bakış açımın değiştiğini biliyorum, insanları artık daha iyi gözlemlediğimi biliyorum, bilinçsiz bir sosyal medya kullanıcı olmadığımı düşünüyorum, daha bir çok dil öğrenmek istediğimi ve bunlar için de kendimle cebelleşeceğimi biliyorum. Kendimle en çok gurur duyduğum şeyin özgüvenli duruşum olduğunu biliyorum. Bu kadar çok şeyin farkına varmanın insana bazı yerlerden yaralayacağını biliyorum. Kafa yapıma göre birini bulmamın zor olabileceğini biliyorum. Kendimi bu kadar geliştirirken dini yönden gerilediğimi bu yüzden kesinlikle baştan sona tefsir dersi almak istediğimi biliyorum. Ama herkes gibi bilmediğim hakkında atıp tutmaktansa İncil'i bile orijinal dilinde okumayı istediğimi biliyorum. Zaten etrafım kendi görüşümü savunan insanlarla doluyken, bir de diğer tarafın benim görüşüme nasıl baktığını bilmenin insana çok şey kattığını biliyorum. Ne kadar bilmiş bir kız oldum ya..<br />
<br />
Sonuç olarak kendimi bulduğum bu zaman dilimini kelimelere dökmek istedim. Açıkçası artık sadece boş muhabbet ettiğim arkadaşlarımdan biraz uzaklaşmaya çalışıyorum. Etrafımdaki hep olmasını istediğim arkadaşlarıma önerilerde bulunuyorum. Bol bol kitap okumalarını hatta daha geniş yelpazeli bakış açıları için distopik klasikleri okumalarını, insanın yaşadığımız dünyaya dair en çok bilgi edinip kendimizi geliştirecebileceğimiz coğrafyaya ilgi göstermelerini, dünya olaylarını takip etmelerini, sadece kendi savundukları görüşün insanlarını değil, diğer tarafı da takip etmelerini, farklı görüşlere empatiyle karşılaşmalarını, gereksiz insana hiçbir şey katmayan saçma sapan insanların ünlü olmasına meşale tutmamalarını öneriyorum. Ama istediğiniz kadar kitap okuyun, istediğiniz kadar film izleyin, istediğiniz kadar okul bitirin. Bize insan olmayı, düzgün bir birey olmayı, etrafındaki dünyanın farkına varmanda öncü olan, karakterinin oluşmasında, empati duygunun gelişmesinde en büyük nimetin kesinlikle AİLE olduğunu biliyorum. Her ne kadar benim ailem üniversite konusunda çekingelere sahip olsa da fark ediyorum ki bizi öyle farkındalıklı yetiştirmişler ki etrafımdaki diğer ailelerle karşılaştırdığımda (bizdeki diğer örneklerin kötü olması da bir sebep ki) kendiminkine şükrediyorum. Hani çok küçük gördüğümüz hayvan sevgisi, büyüklere saygı, anne babaya saygı ve sevgi, inancın doğrultusunda hangi sınırı geçmemen gerektiği, bu inancı manipüle etmemen gerektiği, yaşadığın yere saygı ve sevgi gösterme kavramları var ya aslında insanı insan yapan en nice şeyler bunlar. İşte bunları bilerek yetiştiğinde karakterin oluşuyor ve kendini nelerden törpülemen gerektiğini, o çok ince kalite çizgisinde nerede yürüyeceğini biliyorsun. Umarım bu yazım size en azından ufacık bir şey katmıştır da değerli vaktiniz boşa gitmemiştir. En yakın zamanda da eski zevkime göre ters düşen bir kaç film önerisi yapacağım. Görüşmek üzere..<br />
<br />Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-58172657600647244252017-08-21T14:28:00.000-07:002019-10-19T01:58:26.561-07:00Bunca Zaman Nerelerdeyim, Bu Sene Neler Yapıyorum?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-poiYEXFCl14/WZtQgOaVdNI/AAAAAAAAEWU/puNoqHMzIBE-fuajonffz6ZvrtpHAQ-OACLcBGAs/s1600/2017-08-22%2B00_20_09-Bet%25C3%25BCl%2BTosun%2B%2528%2540betultsun%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="547" data-original-width="476" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-poiYEXFCl14/WZtQgOaVdNI/AAAAAAAAEWU/puNoqHMzIBE-fuajonffz6ZvrtpHAQ-OACLcBGAs/s320/2017-08-22%2B00_20_09-Bet%25C3%25BCl%2BTosun%2B%2528%2540betultsun%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="277" /></a></div>
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Az önce bu sıralar zar zor kendime ayırdığım vakti nihayet kitap okuyarak geçirdiğim rahat zaman diliminde muhtemelen kitabın da çok ilgi çekici olmadığından dolayı kafamda düşünceler dolanıyordu. Sonrasında blogumda "benden nameler" kısmında yazdıklarımı beğenen bir arkadaşımla yakın zamanda görüşeceğimi hatırlayarak en son görüştüğümüzde bu tarz yazılara devam edeceğimi söylediğimi anımsadım. Birkaç kere daha aklıma gelse de bu sefer elimdeki kitabı bırakıp laptopu kucakladım. Sorsanız ne laptop.. benim biricik göz ağrım, biriciğim, canımın içi son günlerde can çekişiyor, yeni şarj aleti için yalvarıyor kendince. Her neyse öncelikle bunca zamandır şayet beni kitap hesabım haricinde önceden de buradan takip edip yazılarımı okuyanlardan, hayatımdan paylaştığım kesitleri görmekten keyif alanlardan ufak bir özür diliyorum çünkü tüm bunlar kitap hesabımın suçu aslında. İyi ki öyle bir hesap açmışım çünkü dünya güzeli insanlarla tanıştım ama bir yandan da buradan kişisel hayatımla yaptığım paylaşımlar çok okuyan dar insanların ağzını yormaya başladı. Bir süre ne okuduğum, ne yaptığıma dair o kadar saçma sorular aldım ki "aman kimine" diyerek "bu ay neler yaptım" yazılarımı blogumdan yazmaya son verdim. Belki de ara vermişimdir, tekrar heveslenirsem yazmaya devam edebilirim. Fakat bir yerden sonra ay sonu yazılarımın da keyif veren bir tattan ziyade sorumluluğa dönüp laptopun başına beni zorla geçirmesiyle birlikte eski aldığım zevki alamıyordum. Her neyse en son kasımda neler yaptığımı yazmışım.. Kasım neydi ki onca karmaşık ayın içinden. Ortadan dalıyorum izninizle... İstediğim meslekte bana yardımcı olmayacağına kesin olarak karar vererek stilistlik derslerimi ikinci dönemde yarıda bıraktım. Dikiş derslerimi sonuna kadar aşırı nadir devamsızlık yaparak büyük başarıyla tamamladım. Geçen senenin başında istediğin modeli kendine dikebilecek misiniz diye sorsaydınız tereddüt edebilirdim ama şu anda sadece kendime değil, yakınlarıma da dikmeye başladım. Ders sürecinden, öğrenme aşamalarından ve "mükemmel" ders hocamla dikiş eğitimime kattıklarımı boş verin. Sabrımı, enerjimi hakkıyla yedi bitirdi ama ben kazandım sonuçta!</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Her neyse geçen seneyi geride bırakıyoruz ve bu seneye dönüyoruz. Geçen sene temmuzda dikiş derslerim bittiğinde sonraki sene kesinlikle dikişe gitmeyi düşünmüyordum. En azından haftanın üç tam gününü alacak tarzda geniş bir sürece katılmak aklımın ucundan geçmiyordu. Çünkü kendi hocamdan ağzım yandığı için sıradakilere başarılar dileyerek bir seneyle dikiş derslerime nokta koyacaktım. Hatta seneye de aynı hocaya gitmeyi düşünen arkadaşlarımı baştan çıkarıp onları da bu sene yollamadım. Geçen sene ikinci döneme henüz yeni geçmişken aklımda kalıcı olarak filizlenen tek sabit düşünce seneye aşçılık eğitimi alacağımdı. İsmek'in Mutfak Okulları'ndan Davutpaşa Kampüsü'nde geçen sene açılanı gözüme kestirmiştim. Tüm yaz boyunca herkese seneye aşçılığa ve profesyonel pastacılağa gideceğim diye hava atıp, aylarca her sabah saat yedi buçukta uyanıp hazırlanıp metroya atladığım, kış boyunca renk renk diktiğim kabanları, etekleri, elbiseleri sergileyeceğim ders dönemini düşünürken içimde kuşlar kanat çırpıyordu. Böyle güzel hayaller içimi doldururken iki hafta önce laptopun başında kayıtları kaçırdığımı idrak ederek, her girdiğim aşçılık kurs biriminin dolu olduğunu görerek elime yeni bir peçete aldım. Sanırım henüz ömrümde geçirdiğim en uzun akşamlardan biriydi. Anneme dert yanarken "tüm sene ne yapacağım" diye ağlayıp duruyordum. Ne olur ne olmaz diye geçen sene yanlışlıkla yerine stilistliğe gittiğim modalistliğe kaydımı altın harflerle yaptırdım. Daha sonrasında annemin de havaya sokmasıyla bildiğimiz en profesyonel terzinin yanında üç gün staja girmeye karar verdim. O da kendine bir yardımcı arıyordu ve bu sayede tencere kapağını buldu. Anlayacağınız bu sene haftanın ilk üç günü staja, kalan iki gününü de modalistlikte geçiriyorum. Ağustosta tatilde olabilirsiniz ama bendeniz Betül son tatil ayımı koşuşturmaktan anlamadan geçirdim bile. Ayrıca bu sene sınava girip seneye açıktan başlamak için sosyoloji seçmeyi düşünüyorum. Sinema ve televizyon bölümünün de açık öğretime katıldığını duyduğumdan beri ona karşı daha çok gıdıklanıyorum ama annemler o bölüme pek hevesli değiller. Sinema ve televizyonu dışarıdan okumanın bile benim için ne kadar güzel bir şey olabileceğini az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. Bu saydıklarımın dışında bu sene inşAllah sonunda ehliyet kursuna yazılacağım ve yavaştan babamın arabasına göz dikmeye başlayacağım. Yalnız önümüzdeki seneler içinde yapmayı düşündüğüm şeyleri düşünürken bile aklıma metro kullanmaya devam eden bir Betül canlanıyor. Özellikle Üsküdar tarafında olan ders birimlerine olan aşkım sönmezse araba kapıda olduğu halde yine marmarayın yolunu tutarım diye tahmin ediyorum. Ha unutmadan terzide staja başlamamın nedeni dikişte daha profesyonelleşmeyi ve inceliklere daha çok kafa yormayı detaylı bir şekilde öğrenmek için çünkü bu cümlemden anlayacağınız kadarıyla harika "dikiş hocam" sayesinde öğrendiklerimin bir yarısı kadar diğer yarısı yığınla beni bekliyor. Dikişi geliştireceğim ve artık temiz dikişe daha çok önem vermeye başladığım için de yavaştan özel dikime başlıyorum. Önce tanıdıklarıma dikmeye başlıyorum diyeceğim ki başladım bile. Daha dün kuzenime mis gibi bir elbise diktim ve bir gün canınız isterse de dikiş öğrenirseniz göreceksiniz ki zamanla karşılığı olmadan dikiş dikmek insana durup durup kendini "saf" gibi hissettiriyor. Çok sevdiğiniz bir dostunuz için bir kerelik sırf karşınızdakinin mutluluğu için dikme hevesiniz oluyor. İlk başladığımda en yakın kuzenlerime birer tane hediye diktim mesela. Ama sonrasında karşılıksız olmuyor, bu yüzden ben de bu işte yeni olduğum için yavaştan karşılığını alarak dikmeye başladım. Sıradaki dikeceklerim teyzeme bayrama kadar yedi parça giysi ve yakın arkadaşlarımdan birine abaya. Böyle olunca akşam olmaya yakın eve vardıktan sonra başımı yastığa dayayıp kitap okumak isterken kendimi kumaş keserken buluyorum. Anlayacağınız henüz bir düzen oturtturamadım. Bir daha ki ay stajım olmadığı için bu ayın açığını kapatarak bol bol kitap okuyacağım, tabii kuzenlerime sıradaki düğün için kendimce abiye dikmezsem. Neyse bakın böyle konuşunca susasım gelmiyor. Buraya kadar okuduysanız görüyorsunuz ki beni çok dolu bir yıl bekliyor. Geçen sene yaza doğru dikişi meslek edinmek konusunda ağır şüphelerim vardı çünkü kendine dikmekle, parayla birine dikmenin arasında çok fark var ve özgüvensizliğim uzun zaman sonra merhaba diyerek bu konuda beni şüpheye boğmuştu. Bu sene aşçılığa gitseydim muhtemelen bu düşüncem devam edecekti ama bu sene gittiğim stajla birlikte, modalitstlik eklenince yavaştan bakıyorum da havaya giriyorum. Bu senenin sonunda dikişi meslek edinip edinmeyeceğime şahit olacağız. Bu arada modalistlik ne demek diye merak edersiniz? Hani internette bir kaban görürsünüz ya, işte iki ders döneminin sonunda o gördüğünüz kabanın kalıbını kağıda dökebiliyorsunuz. Dikiş dikmeyi de biliyorsanız bir bakıyorsunuz o resimdeki kaban üzerinizde. Yani modalistlik için çok heyecanlıyım. Geçen sene dikişten iki dostumla birlikte olacağım için ayrı mutluyum. Güzel, dopdolu, hevesli olduğum bir sene beni bekliyor. Umarım bir iki ayda bir eskisi gibi özetler geçerek ruh halimi buraya dökerim. Unutmadan Gökçeada tatilimizden İstanbul'a döndüğümüz gibi diyete girdim. Bir daha ki ay umarım platese başlayacağım. Diyette olduğum ve tatlıya son birkaç senede çok düşkün olduğum için pek hoş olmayan bir modla geziniyorum arada. Bende anlatılacaklar bitmez. Sağlıcakla kalın.</span>Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-12475314060903645502017-07-19T13:10:00.002-07:002019-10-19T01:58:20.751-07:00Çocukluğun Sonu - Arthur C. Clarke | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-uOCqpzjcArs/WW-7icR4hyI/AAAAAAAAEQw/1q0kvb1ggQc6PLnwo8bWKhOelUvQDYqXQCLcBGAs/s1600/2017-07-19%2B22_55_24-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="background-color: #eeeeee; color: #999999; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" data-original-height="437" data-original-width="599" height="291" src="https://2.bp.blogspot.com/-uOCqpzjcArs/WW-7icR4hyI/AAAAAAAAEQw/1q0kvb1ggQc6PLnwo8bWKhOelUvQDYqXQCLcBGAs/s400/2017-07-19%2B22_55_24-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="400" /></span></a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #666666; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kitap Adı: Çocukluğun Sonu</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #666666; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Orijinal Adı: Chilhood's End</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #666666; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yazar: Arthur C. Clarke</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #666666; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yayınevi: İthaki</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #666666; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Sayfa Sayısı: 256</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #666666; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Goodreads Puanı: 4,09/5</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #666666; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Benim Puanım: 5/5</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #666666; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><i><b>Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #eeeeee; color: #666666; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="text-align: start;">Bilinmeyenin korkusu, geçmişten değil de gelecekten kalma bir hatıra olabilir mi?</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">1953’te yayımlanan Çocukluğun Sonu, Arthur C. Clarke’ın bir bilimkurgu yazarı olarak tanınmasını sağlayan, yirminci yüzyıla damga vuran önemli romanlardan biri. 2015’te televizyona uyarlanarak dizi haline getirilen ve bilimkurgu takipçileri için yeniden gündeme gelen bu eserin gücü, insanlığın geleceğine dair en özgün ve düşündürücü yorumlardan birini sergilemesinde gizli.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Dünya üzerindeki uygarlığımızın kaderini, insan neslinin akıbetini irdeleyen Çocukluğun Sonu, ters köşeye yatıran bir “öteki” anlatısı, farklı bir uzaylı istilası öyküsü, ütopya ve distopya arasındaki ince çizgiye dair, kalın harflerle tarihe geçen bir bilimkurgu klasiği…</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="text-align: start;"><span style="color: #666666; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Bilimkurgu Klasikleri dizisinden okuduğum ikinci kitap oldu. Açıkçası bilim kurgu türünün bana pek hitap etmediği kanısına varalı çok olmuştu. En azından benim için sürekli okuyacak kadar zevk aldığım bir tür değil. Hem okuması normale göre daha fazla vaktimi alıyor hem de işin içinden çıkmak zor oluyor. Bundan önce sadece tam anlamıyla bilim kurgu olan iki tane kitap okudum. Bu kitapla beraber bu türde daha çok okuyup okumayacağıma karar verecektim. İlk elli sayfasını anlayabilmek için baya dikkatli okusam da elimden bırakmamak için çok direndim. Kitaba odaklanmamı en çok zorlayan kısım Karellen'in ne olduğunu bir türlü anlayamam ve Hükümdar kavramına mana yükleyemem oldu. Ne zaman ki Karellen'in kim olduğu anlaşıldı; o zaman kitabı da elimden bırakmadan sürükleyici bir şekilde okuyabildim.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="text-align: start;"><span style="color: #666666; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Kitabın ilerisinde Karellen'in ırkının dünya üzerinde söz almasının ardından yüz senenin geçmesinden sonrasını okuyoruz. İlk takıldığım kısım geçen yüzyılın ardından değişen dünyanın özellikleriydi. Tüm dünyada İngilizce bilmeyen tek bir kişinin bile kalmamış olması ihtimaline çok fazla gerçeklik sığdıramadım. Ama elbette Karellen'in türünün bunda nasıl bir etkisi olduğu belli oluyor. Bir de dinlerin tamamen ortadan kalkması da pek ihtimale sığdıramadığım diğer kısım oldu. Demek istediğim benim tahminimce bu ikisinin dünyada ne olursa olsun meydana gelmesi bana göre mümkün görünmüyor. George ve Jean'in katıldığı partide yaşananların devamıyla birlikte geri kalan tüm sayfaları merakla çevirdim. Böyle olunca yarıdan sonrasını daha büyük bir heyecanla okudum. Üçüncü kısım olan "Son Nesil" başlığının ardından okuduklarımız zaten insanın tüylerini diken diken ediyor. Bilim kurguya olan bakış açımı değiştirip, bu türde daha çok okumam gerektiğini en azından benim için kanıtlayan distopik bir roman oldu.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://uploads.disquscdn.com/images/e2899077992238761a5e6895607e044140829fccbb7ce90acd8239a19b3af181.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="800" data-original-width="593" height="320" src="https://uploads.disquscdn.com/images/e2899077992238761a5e6895607e044140829fccbb7ce90acd8239a19b3af181.jpg" width="236" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="text-align: start;"><span style="color: #666666; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Distopya türüne hitap eden günümüz serilerinden daha etkileyici, çarpıcı ve daha akılda kalıcı bir konusu vardı kesinlikle. Gerçekten çok beğendim ve dilinde başlarda zorlansam da sonrasında merak hissi sayesinde elimden bırakmadan okudum. Okuması biraz ağır olsa da buna gerçekten değdi. Öncesinde bu türde kitaplardaki okuduğum eksiklik hissini bu kitapta yaşamadım. Size de okumanızı kesinlikle öneririm. Bundan sonra daha çok bilimkurgu klasikleri yorumlamam dileğiyle..</span></span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-91276354613562695892017-07-19T13:04:00.001-07:002019-10-19T01:58:10.950-07:00Durgun Mavi'nin Ortasında - Veronica Rossi | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-5wAwjNb8cEw/WW-5oda4zlI/AAAAAAAAEQk/PZs9WgYMFbMAsaQ8NtF-0Arlis2l_jzqQCLcBGAs/s1600/2017-07-19%2B22_55_12-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="399" data-original-width="601" height="263" src="https://1.bp.blogspot.com/-5wAwjNb8cEw/WW-5oda4zlI/AAAAAAAAEQk/PZs9WgYMFbMAsaQ8NtF-0Arlis2l_jzqQCLcBGAs/s400/2017-07-19%2B22_55_12-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Kitap Adı: Durdun Mavi'nin Ortasında</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Orijinal Adı: İnto the Still Blue</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Yazar: Veronica Rossi</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Yayınevi: Pegasus</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Sayfa Sayısı: 368</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Goodreads Puanı: 4,17/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Benim Puanım: 4,5/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; font-size: large;"><i><b>Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Aria ile Perry için Durgun Mavi’ye ulaşma yarışı çıkmaza girmiştir. İki genç lider hem birbirlerinden ayrılmamakta hem de Eter fırtınalarına karşı bu son sığınağa düşmanlarından önce gitmekte kararlıdır. İki âşık, hem Durgun Mavi’yi bulup hayatta kalmak hem de Sable ve Hess’in elinde esir olan dostları Cinder’ı kurtarmak için zorlu bir göreve hazırlanmakta, diğer yandan da küçük bir mağarada, tek ortak noktaları içinde bulundukları durumdan nefret etmek olan iki halk arasında barışı sağlamaya çabalamaktadır. Her şeylerini kaybetmek üzere olan insanların güvenebilecekleri tek şeyse aralarındaki sarsılmaz bağdır. Üçlemenin bu son kitabında, Veronica Rossi çıtayı sonuna kadar yükseltiyor ve bu destansı aşk hikâyesini unutulmaz bir finale taşıyor.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Bir seriye daha veda ediyorum ama bu veda biraz hızlı oldu. Serinin üç kitabını üç gün içinde okudum. Zaten ilk kitabı bitirdikten sonra elime başka bir kitap almamı gerektirmeyecek kadar konusuna kaptırdım kendimi. Yine çok güzeldi ve harika bitti. İkinci kitap yorumumda bize veda eden bir karakterin bu kadar basit seriden ayrılmasını beklemediğimi ve üçüncü kitapta bu durum değişir diye umduğumu söylemiştim ama öyle olmadı. Üçüncü kitapta bu konuyla ilgili beklentim gerçekleşmeyince yazarın o karakteri boş yere seriden çıkardığını düşünmeye başladım çünkü o kadar pat diye gerçekleştirdi ki en azından o karakteri daha fazla okumayı beklerdim. Ya da bu veda üçüncü kitapta olsaydı kesinlikle daha can alıcı olurdu.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Bu kitapta Roar ve Aria'nın arkadaşlığı daha derin bir samimiyet kazanıyor. Perry olmadığında ikisi birbirine sığınıyor. Yazarın bunu klişeleştirmeyi reddetip tek taraflı bir aşka çevirmemesi en çok beğenimi kazananlardan biri oldu. Serideki en pislik karakter olan Sable'a veda etmek için bölümleri saydım resmen. Çocuğun millete çektirmediği kalmadı. Ayrıca İkmatçi ve Vahşi topluğunun uzun zamandır süren bu düşmanlığının hemen ortadan kaldırılmaması bu nefreti daha keskin bir çıkmaza sürükledi. Kitabın son bölümleri de her zamanki gibi çok güzeldi. Aria'nın babasına değinilmesini de çok beğendim. Perry ve Aria'nın aşkı zaten harikaydı. Kurgusundaki evren, konu gidişatı ve yan karakter derken her şeyiyle okunmaya değer bir seri. Umarım yazarın diğer serisi de yakın zamanda dilimize kazandırılır. Bol bol keyifli okumalar dilerim..</span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-12999100512339110032017-07-19T13:01:00.001-07:002019-01-05T03:50:11.370-08:00Bitmeyen Gecenin İçinde - Veronica Rossi | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-eOkgk03GgdU/WW-5fY4sfiI/AAAAAAAAEQg/3nQUrDLRXM8M_Nai0pPSYiNwAoJn_OenACLcBGAs/s1600/2017-07-19%2B22_55_00-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "courier new" , "courier" , monospace;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="599" height="267" src="https://1.bp.blogspot.com/-eOkgk03GgdU/WW-5fY4sfiI/AAAAAAAAEQg/3nQUrDLRXM8M_Nai0pPSYiNwAoJn_OenACLcBGAs/s400/2017-07-19%2B22_55_00-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" style="cursor: move;" width="400" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kitap Adı: Bitmeyen Gecenin İçinde</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Orijinal Adı: Through the Ever Night</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yazar: Veronica Rossi</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yayınevi: Pegasus</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Sayfa Sayısı: 352</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Goodreads Puanı: 4,17/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Benim Puanım: 4,5/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><b><i>Arka Sayfa;</i></b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span itemprop="description" style="background-color: #d9d2e9; border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; text-align: start;"><span style="color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">FIRTINALARIN HARAP ETTİĞİ BİR DÜNYADA ACIMASIZ GECEYE VE TÜM İHANETLERE RAĞMEN HAYATTA KALMAK İÇİN DİRENEN BİR AŞK Aria annesinin kaybını kabullenmiş ve artık Hayal’in dışındaki yabani dünyaya uyum sağlamıştır. Peregrine ise Tide kabilesinin Kan Lordu olarak yeni sorumluluklarına alışmaya çalışmaktadır. Birbirine umutsuzca âşık iki gencin yolları aylar sonra tekrar kesiştiğinde mutlulukları çok kısa sürer. Tide’lar, yarı kametçi olan Aria’ya güvenmemektedir ve Perry, yönetmesi gereken kabile ile sevdiği kadın arasında kalır. Eter fırtınaları her geçen gün kötüleşirken, emniyette olabilmek için tek umutları Durgun Mavi’yi bulmaktır. Üstelik bu efsanevi bölgeye ulaşmak isteyen sadece onlar değildir ve Perry’nin yeğeni hâlâ Konsül Hess’in tutsağıdır. Etrafları sahte dostlar, dosta dönüşen düşmanlar, doğal felaketler ve güçlü tutkularla çevrilen ancak asla yılmayan Aria ile Perry güzel bir gelecek kurmak uğruna bir kez daha ayrı düşecektir.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Çok ama çok güzeldi. Sadece ana karakterlerimiz değil, Roar ve Liv arasında geçenleri okumakla heyecan ikiye katlandı. Kitabın çoğunluğu Kan Lordu olduğu için Perry'den ayrılmak zorunda kalan Aria'nın Roar'la yollara düşmesini kapsıyor. Liv ortaya çıktığında Roar ve arasında bir şeyler geçecek mi diye parmaklarım gıdıklanarak sayfaları çevirdim. Bir yandan da Perry'nin bu ayrılığın acısının izlerini taşımasını okuyoruz. Bu kitapla beraber kaçırılan çocuklara ve Perry'nin abisinin yaptığı hataların hayatlarını nasıl etkilediğine daha çok değiniliyor. İlk kitap ikilinin aşklarının doğması bakımından çok güzeldi ama bu kitapta ilk kitabın aksine ikilinin aşkı haricinde diğer kısımları da çok beğendim. Ayrıca okuduğumuz ayrılığın gerçek olduğuna hala inanasım gelmiyor. Bence yazar üçüncü kitapta bizi şaşırtmayı seçicek. Her şeyiyle çok severek okudum ve ilk kitaba göre bir tık daha çok beğendim. Üçüncü kitabın yorumuyla görüşmek üzere.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/736x/bd/9d/ca/bd9dca10dc7595cdefd460387aaa44d9--rossi-veronica.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="750" data-original-width="500" height="320" src="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/736x/bd/9d/ca/bd9dca10dc7595cdefd460387aaa44d9--rossi-veronica.jpg" width="213" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-6Fo0KLndtOw/XDCZ3uwVG0I/AAAAAAAAEuc/vOX-VSRpFGcHAfB_UUuQW3_UBze0I4zswCLcBGAs/s1600/DSC_0192.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1063" data-original-width="1600" height="265" src="https://1.bp.blogspot.com/-6Fo0KLndtOw/XDCZ3uwVG0I/AAAAAAAAEuc/vOX-VSRpFGcHAfB_UUuQW3_UBze0I4zswCLcBGAs/s400/DSC_0192.JPG" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-61707674007351836932017-07-19T12:54:00.002-07:002017-07-19T12:54:43.637-07:00Sonsuz Gökyüzünün Altında - Veronica Rossi | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img border="0" src="http://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/originals/0000000610488-1.jpg" data-original-height="600" data-original-width="391" height="400" width="257" /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Kitap Adı: Sonsuz Gökyüzünün Atlında</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Orijinal Adı: Under the Never Sky</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Yazar: Veronica Rossi</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Yayınevi: Pegasus</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Sayfa Sayısı: 384</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Goodreads Puanı: 4,01/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Benim Puanım: 4/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: Georgia, Times New Roman, serif; font-size: large;"><i><b>Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; text-align: start;"><span style="color: #20124d; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">ÖLMENİN MİLYONLARCA, YAŞAMANINSA TEK BİR YOLU VAR </span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><span style="text-align: start;">TEHLİKE DOLU BİR DÜNYADA SIRADIŞI BİR İTTİFAK DÜNYALARIN AYIRDIĞI ANCAK KADERİN BİRLEŞTİRDİĞİ BİR AŞK</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Aria bütün yaşamını Hayal’in korunaklı kubbesi altında geçirmiştir. Genç kadının bütün dünyası bu izole şehrin duvarlarıyla sınırlıdır. Ona Dışarı’da soluduğu havanın bile ölümcül olduğu öğretildiğinden Hayal’in kapılarının ardında neler uzandığını tahmin dahi etmemiştir. Annesi kaybolunca onu bulmak için Dışarı’daki çorak araziye çıkmak zorunda kalır ancak hayatta kalmanın çok zor olacağının bilincindedir.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Dışarı’dayken Perry adında bir Yabancı’yla tanışır. Bu yabani adam da birini aramaktadır ve Aria’nın hayatta kalabilmek için tek şansıdır. İki genç, aradıkları sorulara cevap bulabilmek için birbirlerine umut ışığı olacak ve sıradışı birliktelikleri Sonsuz Gökyüzünün Altında yaşayan insanların kaderini belirleyecek bir bağa dönüşecektir</span></span><span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: Georgia, "Times New Roman", serif; text-align: start;">…</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://25.media.tumblr.com/9d456b4e066aa7785fb374c393516ea7/tumblr_mm4tkyrzKp1qew01bo1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://25.media.tumblr.com/9d456b4e066aa7785fb374c393516ea7/tumblr_mm4tkyrzKp1qew01bo1_500.jpg" data-original-height="376" data-original-width="500" height="300" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="text-align: start;"><span style="color: #20124d; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Çok uzun zamandır okumak istediğim bir seriydi ve okumak için geç kalmamayı umuyordum çünkü son zamanlarda okumak istediğim eski serilere öncelik veriyorum ve çoğu bu türde çok fazla okuduğum için beni ufaktan hayal kırıklığına uğratıyor. Bu seride ise ilk kitabı öyle mükemmel bulamadım ama seri ilerledikçe daha çok beğeneceğimden eminim. Öncelikle kitaba çok karmaşık bir havayla giriş yapılıyor. Aria'nın Hayal'de yaşadığı büyük karışıklığı okuyoruz ama elbette henüz okuduğumuz evren, yaşama biçimi ve ortam bize anlatılmadığı için ilk bölümler tam bir karmaşayla devam ediyor. Yani kitap benim için büyük bir eksiyle başladı. Tüm kitabı bir bölüm Aria'nın bakış açısından, bir bölüm Perry'nin bakış açısından okuyoruz. Böyle olunca kitap ilerledikçe daha çok beğendim. Kitaba ilk başladığımda hem çok karışık bir girişi olduğu için hem de İkametçi, Köstebek gibi takma isimler çok fazla kullanıldığı için bana 5. Dalga'yı anımsattı ama sonrasında bu düşüncem kayboldu.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-rLapwKc2-XI/Vhk1fAE5N5I/AAAAAAAAAX0/1HQFhocoSKY/s1600/fcc64bae-24bb-44e9-a3ad-27779bd7cfc6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-rLapwKc2-XI/Vhk1fAE5N5I/AAAAAAAAAX0/1HQFhocoSKY/s1600/fcc64bae-24bb-44e9-a3ad-27779bd7cfc6.jpg" data-original-height="530" data-original-width="1036" height="203" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="text-align: start;"><span style="color: #20124d; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Aria ile Perry'nin yolları bir araya geldikten sonra kitaba hemen ısındım. İkilinin arasındaki nefret, zoraki sohbetleri ve zamanla birbirlerine alışmaları çok güzeldi. Kitabın kurgusu da anlaşıldıkça gözüme güzel geldi ama kurgusunda benim en çok beğendiğim kısım; Bilici, İşitici gibi özelliklerin bulunmasıydı. Ruh halinin kokusunun alınması kitapta hiç okumadığım bir özellikle öne çıktı. Ne zaman bu olayın bahsi geçse daha çok hoşuma gitti. Kitap ilerledikçe karışıklığını geride bıraktı ama diyalarda dolaşmalarını sağlayan aletle iletişim kurmalarını daha açıklayıcı yazmalarını beklerdim. Bu olay geçtiğinde bazen satırları tekrar okurken buldum kendimi. Kitabın sonuna gelirsek Perry'nin verdiği kararı okurken içim gitti. Duygusal yönden de ağırlıklı bir kitaptı. Konunun devamında neler göreceğiz merakla ikinci kitabı elime almaya gidiyorum.</span></span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-26019926823844199152017-07-19T12:50:00.001-07:002019-10-19T01:58:44.065-07:00Çıplak Ayaklı Kraliçe - Ildefonso Folcones | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-LBz_8pX8maA/WW-2ygJQAnI/AAAAAAAAEQM/M8gzQNlDn40-ubPwYxl8mj6KPZ_93RumACLcBGAs/s1600/2017-07-19%2B22_42_43-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="598" data-original-width="478" height="400" src="https://2.bp.blogspot.com/-LBz_8pX8maA/WW-2ygJQAnI/AAAAAAAAEQM/M8gzQNlDn40-ubPwYxl8mj6KPZ_93RumACLcBGAs/s400/2017-07-19%2B22_42_43-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="318" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kitap Adı: Çıplak Ayaklı Kraliçe</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Orijinal Adı: La reina descalza</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yazar: Ildefonso Folcones</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yayınevi: Pegasus</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Sayfa Sayısı: 760</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Goodreads Puanı: 3,79/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Benim Puanım: 5/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><i><b>Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="text-align: start;">Çıplak Ayaklarımla Doğdum, Çıplak Ayaklarımla Öleceğim…</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Efendisinin ölmeden önce azat ettiği zenci köle Caridad, Sevilla sokaklarında tecavüzcülerle ve hastalıklarla savaşmaktadır. Bir gece vakti ölmek üzereyken karşısına yaşlı Çingene Melchor Vega çıkar. Melchor onu alıp yaşadığı yere götürür ve Caridad orada iyileşip Melchor’un torunuyla tanışır; genç, güzel ve asi Milagros’la… İki kadın kısa sürede birbirine can yoldaşı olur.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Günlerini annesiyle birlikte soyluların fallarına bakıp dans ederek geçiren Milagros, düşmanları olan García ailesinden Pedro’ya âşık olur. Caridad ise diğer erkeklerden farklı olarak yalnızca şarkılarını dinlemek isteyen yaşlı Melchor’a tutulur. İki arkadaş imkânsız aşklarının hayalini kurarken krallıktaki bütün Çingenelerin tutuklanmasına karar verilir. Böylece prangalarla, haksızlıklarla, ayrılıklarla, gözyaşlarıyla ve ağıtlarla dolu uzun geceler başlar. Kölelikten sonra sevilmeyi ve kadın olmayı öğrenmek için Caridad’ın; ailesinin ve köklerinin değerini anlayabilmesi için de Milagros’un ödemesi gereken bazı bedeller vardır. Fakat tek suçları Çingene ya da köle doğmak olan bu insanlar için sevgi ve özgürlük kadar değerli bir şey yoktur.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Aşk, tutku ve intikam ağıtlarının yankılandığı bu sayfaları okurken on sekizinci yüzyıl Madrid’inin meydanlarında gezinecek, tütün kokusu alacak ve o rengârenk dünyalarına rağmen Çingenelerin ve Afrikalı kölelerin acılarını ta içinizde hissedeceksiniz…</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://comunidadlectora.files.wordpress.com/2013/07/ocb5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="429" data-original-width="652" height="262" src="https://comunidadlectora.files.wordpress.com/2013/07/ocb5.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Bayılarak okuduğum bir roman oldu. Ama bayılmamın büyük çoğunluğu kitabın konusunun, kurgusunun gidişatı olmadı. Çünkü karakterlerin çektiklerini okudukça içimdeki sıkıntı büyütüp adeta patlamaya hazır bir balon halini aldı. Evet konusu da muhteşemdi ama bayıldığım kısım okurken beni diken üstü yapan, hatta yoran, bazı bölümlerin çaresizliği karşısında kitaba ara verdirmek isteyecek kadar büyüsüne kapılıp bana nadir tattığım tüm hisleri bir arada yaşatmasıydı. Sanırım okuduğum kitaplar arasında en çok zorlandığım kitaptı. Ama bunun nedeni kurgunun zorluğu ya da karakterlerin çokluğunun içinden çıkamam gibi kolay sebepler değildi. Okumaya devam ettikçe iki kadının da bir türlü feraha kavuşamaması beni de fena halde darladı. Ortaçağ Avrupası'nı konu alan okuduğum ilk kitaptı ve ayrıca çingeneleri konu edinmesi bakımından da okuduğum ilk kitaptı. Kitabın asıl konusu Caridad ve Milagros'un dostluğuyla başlıyor. Milagros düşmanları olan bir aileden gelen bir çingene. Diğer yandan Caridad ise kendini bildi bileli köle olan, efendisinin ölmesiyle özgürlüğü eline verilen zenci güzel bir kadın. İkisinin bir araya gelmesine vesile olan da Milagros'un dedesi Melchor.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-koNwoabf0KY/VheDXJG5NkI/AAAAAAAACEs/1I6DBKAApPE/s1600/haered-siglo-xviii.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="298" data-original-width="400" height="293" src="https://4.bp.blogspot.com/-koNwoabf0KY/VheDXJG5NkI/AAAAAAAACEs/1I6DBKAApPE/s1600/haered-siglo-xviii.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; text-align: justify;">Tüm erkeklerin tek amacının ona tecevüz etmek olduğu bu dünyada ondan sadece şarkı söylemesini isteyen Melchor'a yavaştan aşık oluyor Caridad. Tabii zaman zaman bu Milagros ile dostluğunu sarsıyor. Milagros ise düşman aile olan Garcia'lardan Pedro'ya deli divane aşık. Öncesinde bu düşmanlığın öylesine geçici olduğunu sanıyorsunuz ama Pedro'nun dedesi Milagros'un dedesi Melchor'un ömrünün yarısını çalarak kürek cezasına mahkum olmasını sağlayan adam. Böyle olunca da Vegalar ve Gabrieller arasında amansız bir düşmanlık söz konusu. </span><span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; text-align: justify;">Fakat Milagros henüz on beş on altı yaşlarında olduğu için bu düşmanlığın sonuçlarını tahmin edemiyor. Pedro ile evlenmelerinin ardından yaşadıklarıyla kalbim parçalandı resmen. Kadının bu kadar vasıfsız, bir zevk objesi gibi maruz kaldıkları acıları defalarca kez okuduk.Caridad'ın her başına geldiğinde de içim yanıyordu fakat Milagros'un bir ihtimal Pedro ile sadık bir aşk yolunda yüreceği yalanları kitabın yarısına gelmeden suratıma çarpmış oldu. Çingeneleri konu edinen okuduğum ilk kitap olduğu için haklarında oldukça fazla şey öğrenmiş oldum. Parayı bulduklarında sonradan görme davranıp asıllarını arkalarında bırakmak yerine çingene kanından gurur duyuyorlar. Oldukça değişik kuralları ve yaşam biçimleri de okudukça ilgimi çekti. Bir yandan kitap Ortaçağ Avrupa'sında yüzlerce çingenenin tutuklandığı zamana değiniyor.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://images.gr-assets.com/books/1409652517l/18873300.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://images.gr-assets.com/books/1409652517l/18873300.jpg" data-original-height="475" data-original-width="311" height="320" width="208" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Zaten Milagros'un annesi Ana'nın tutuklanmasıyla her şey daha karmaşık bir kördüğüme dönüşüyor. Caridad ve Melchor'un aşkı her ne kadar aslında tuhaf olsa da onları okumak çok güzeldi, hele de Caridad'ın yaşadıklarından sonra şefkatla tek bir erkeğe sığınması. Diğer yandan ikisi sayesinde kitapta müthiş bir alıntı ortaya çıkıyor. "Şarkı söyle, Zenci Kadın." ya da "Şarkı söyle, Çingene." cümleleri geçtikçe kitaba daha çok sarıldım. Son bölümlere kadar gözümde beğenisi hakkında tereddütlerim vardı ama son iki bölümde olanlar ve o son satırın iç yakan hisleriyle kitap tek kelimeyle mükemmeldi. Herkesin okuyabileceği bir roman olduğunu düşünmüyorum. Zaten içeriğinda kadınların yaşadıkları sayesinde belirli bir yaşın üstüne hitap ederken ayrıca okurken başlarına gelenleri sineye çekmek ve o tüm satırların o zamanlarda gerçekten yaşandığını bilmek sarısıcı oluyor. Ayrıca çok derin noktalara değinip ders çıkarılması gereken kısımları da yok değildi. Özellikle Milagros'un annesiyle son konuşmasında ailenin her şeyden önce gelmesi gerektiğini söylediği satırlar çok güzeldi. Açıkçası şunu da söylemeliyim benim çingenelere bakış açımı değiştirmemi sağlayan bir kitap oldu. Yazarın çevrilmiş diğer kitaplarını da okumayı çok istiyorum. Sırada Deniz Katedrali romanını okuyacağım ama aradan biraz zaman geçmesini bekliyorum. Diğer romanlarının da en az bunun kadar mükemmel ama yine aynı iç yakan olaylara değinip zihnimi dolduracağını tahmin edebiliyorum.</span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-83584010777035979652017-07-19T12:42:00.001-07:002019-10-19T01:58:55.879-07:00Serafina ve Siyah Pelerin - Robert Beatty | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-_xam8ZrFWjI/WW-0s5sChkI/AAAAAAAAEQA/zBV__5956U8Ue4xYaGA79NVjHFtoyQkIACLcBGAs/s1600/2017-07-19%2B22_35_11-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="428" data-original-width="599" height="282" src="https://4.bp.blogspot.com/-_xam8ZrFWjI/WW-0s5sChkI/AAAAAAAAEQA/zBV__5956U8Ue4xYaGA79NVjHFtoyQkIACLcBGAs/s400/2017-07-19%2B22_35_11-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #d9ead3; color: #274e13; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kitap Adı: Serafina ve Siyah Pelerin</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #d9ead3; color: #274e13; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Orijinal Adı: Serafina and the Black Cloak</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #d9ead3; color: #274e13; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yazar: Robert Beatty</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #d9ead3; color: #274e13; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yayınevi: Yabancı</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #d9ead3; color: #274e13; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Sayfa Sayısı: 328</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #d9ead3; color: #274e13; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Goodreads Puanı: 3,90/5</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #d9ead3; color: #274e13; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Benim Puanım: 4/5</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #d9ead3; color: #274e13; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><i><b>Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #d9ead3; color: #274e13; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="text-align: start;">Serafina hiçbir zaman babasının sözünden çıkıp Biltmore Evi’nin uzaklarına gitmemişti. Yaşadığı evin keşfedilecek bir sürü yeri vardı ama Serafina’nın kimse tarafından görülmemesi gerekiyordu. Yukarı katlarda yaşayan zenginlerden hiçbiri Serafina’nın varlığından haberdar değildi.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Fakat Biltmore Evi’nden çocuklar kaybolmaya başlamıştı ve sebebini bir tek Serafina biliyordu: Geceleri Biltmore’un koridorlarında siyah pelerinli bir adam dolanıyordu. Serafina, Siyah Pelerinli Adam'dan kıl payı kurtulduktan sonra Ev'in genç yeğeni Braeden Vanderbilt’le kafa kafaya verdi. Braeden ve Serafina, Siyah Pelerinli Adam’ın kim olduğunu bulmak zorundaydı… yoksa tek tek bütün çocuklar ortadan kaybolacaktı.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://i.ytimg.com/vi/uFZvSzfnm6I/maxresdefault.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="450" data-original-width="800" height="225" src="https://i.ytimg.com/vi/uFZvSzfnm6I/maxresdefault.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #274e13; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Çok beğendim! Okuduğum en güzel çocuk fantastik kurgularının başında gelebilir. Kitabı elime aldığım gibi bitirdim. Arada Seraphina'nın bazı şeyler üzerinde çok fazla düşünmesini uzatılmış bulsam da onun dışında elimden akıp gitti. Yazarın kitabın başında bu kadar uzun Seraphina'nın hayatını, yaşadıklarını ve özelliklerini bir anda değil, konu devam ederken araya serpiştirmesi daha güzel olabilirdi. Kitapta ilk beğenimi kazanan şey yazarın bu kadar güzel çocuk kafasıyla yazabiliyor olması oldu. Seraphina'nın kendisinde gördüğü en büyük tuhaflık olan ayak parmaklarının eksikliğini bu kadar kafaya takması, insanların bunu hissedilecek olmasını düşünmesinin tatlılığı çok hoştu. Yazarın kalemi sayesinde o yaşlardaki halime, şu anda düşündüğümde saçma olan ama o yaştayken aklımdan fıldır fıldır geçen soruları bana tekrar hatırlattı. Siyah pelerin olayının gizeminin aktarılması baya heyecanlıydı.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #274e13; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Ama benim kitap boyunca en çok merak ettiğim şey Seraphina'nın annesinin kim olduğuydu. Bunun için yeterli bir cevap aldığımda çok sevindim. Hayatında hiç arkadaş edinmemiş olan Seraphina'nın ilk defa bunu tatması ve babasıyla ilişkisi de çok güzeldi. Anlayacağınız sıcacık bir kitaptı. Sanki pazar günü televizyonun karşısına geçip arka planında biraz da olsa gizem içeren bir film izliyor gibi hissettim ve umarım filmi de çekilir. Seri devamında Seraphina'nın başına neler gelecek merak ediyorum. Siyah pelerinin gizeminin çözülmesi de heyecanlıydı. Kitap boyunca en çok gözüme batan şey Seraphina isminin bu kadar çok geçmesiydi. Aynı paragraf içinde bile defalarca kez okumamız beni rahatsız etti. Zaten kitabı tek bir kişinin görüş açısından okurken ismin bu kadar çok kullanılmasını gereksiz buldum. Muhtemelen kitabın orijinal yazım tarzı da öyleydi. Özellikle biraz daha yaşı küçüklerin bayılacağı bir kitap olabilir. Ama ilginizi çekiyorsa ben çok beğendiğime göre her yaşa da hitap ettiği ortada. Keyifli okumalar..</span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-86368228633745718532017-07-19T12:41:00.000-07:002019-10-19T01:59:06.765-07:00The Rose And The Dagger - Renee Ahdieh | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://images.gr-assets.com/books/1443797156l/23308084.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="background-color: #d0e0e3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><img border="0" src="http://images.gr-assets.com/books/1443797156l/23308084.jpg" data-original-height="475" data-original-width="315" height="400" width="265" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d0e0e3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kitap Adı: The Rose and the Dagger</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d0e0e3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Dili: İngilizce</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d0e0e3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yazar: Renee Ahdieh</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d0e0e3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Sayfa Sayısı: 416</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d0e0e3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Goodreads Puanı: 4.2/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d0e0e3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Benim Puanım: 5/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d0e0e3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><i><b>Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i style="text-align: left;"><span style="background-color: #d0e0e3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">The darker the sky, the brighter the stars.</span></i></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d0e0e3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="text-align: left;">In a land on the brink of war, Shahrzad is forced from the arms of her beloved husband, the Caliph of Khorasan. She once thought Khalid a monster—a merciless killer of wives, responsible for immeasurable heartache and pain—but as she unraveled his secrets, she found instead an extraordinary man and a love she could not deny. Still, a curse threatens to keep Shazi and Khalid apart forever.</span><br style="text-align: left;" /><span style="text-align: left;">Now she’s reunited with her family, who have found refuge in the desert, where a deadly force is gathering against Khalid—a force set on destroying his empire and commanded by Shazi’s spurned childhood sweetheart. Trapped between loyalties to those she loves, the only thing Shazi can do is act. Using the burgeoning magic within her as a guide, she strikes out on her own to end both this terrible curse and the brewing war once and for all. But to do it, she must evade enemies of her own to stay alive.</span><br style="text-align: left;" /><span style="text-align: left;">The saga that began with </span><i style="text-align: left;">The Wrath and the Dawn</i><span style="text-align: left;"> takes its final turn as Shahrzad risks everything to find her way back to her one true love again.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Öyle güzeldi ki aklıma geldikçe iç çekiyorum. İlk kitabına zaten tek kelimeyle bayılmıştım ve sonu çok heyecanlı bir şekilde bitmişti. İkilinin kavuşmasından ziyade kızların şafakla beraber öldürülmesinin ardında yatan sebebin ortadan kalkması bir nevi imkansız olduğu için ikinci kitapta bu durum nasıl son bulucak diye düşünürken kendimce nihai bir sonuca bile varamıyordum. Açıkçası böylesine güzel olmasını beklemiyordum. Okuduğum yorumlar kadarıyla çoğunluk ikinci kitabı ilk kitap kadar beğenmiyor ve ben de ilk yarıya kadar kesinlikle buna katılıyordum. İlk yarıyı baya sıkılarak okudum. İkinci kitabı seveceğimi biliyordum ama olayların refaha kavuşması bakımından ilerleyip sonlara doğru kalbimizi alır diyordum.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Ama diğer yarı zaten çok güzelken bir de son yüz sayfa öyle mükemmel gitti ki kalbimi ikiye böldü. İlk kitabın sonunda ortaya çıkan uçan halı sayesinde bu kitap daha büyülü bir havada ilerledi. Fakat bu büyülü hava benim çok fazla ilgimi çekip kitaba kapılmamı sağlamadı, hatta bir an önce eski normal haliyle devam etmesini bekledim. Normalde baş kız karakteri birden fazla erkeğin sevmesiyle çok sık karşılaşmıyoruz çünkü o kadar çok olay varken asıl karakterlerin kavuşması bile imkansızlıkta yüzerken yazarlar bir de artı erkek karakter koymayı çok fazla tercih etmiyorlar, özellikle fantastik kurgu serilerinde. Ama bu kitapta Tariq sağolsun, onun Shahrzad'a aşık halleri beni öyle hüzenlendirdi ki.. İlk kitapta kendisini pek sevememiştim ama bu kitapta aşkını kanıtladıkça içim gitti. İlk kitapta Jalal ve Destina arasında geçenleri bildikten sonra ikinci kitap onlar bakımından büyük bir boşlukla başlıyor çünkü Despina kendi isteğiyle saraydan ayrılıyor.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-fZj6SEnUpMs/WM1MHB23RvI/AAAAAAAAREU/hNLi1_deJr4BBS-KzEAWpGxBevMEIeyhACEw/s1600/008cdc47c6d242a2df4fdf8e63d5816b.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="500" data-original-width="500" height="320" src="https://2.bp.blogspot.com/-fZj6SEnUpMs/WM1MHB23RvI/AAAAAAAAREU/hNLi1_deJr4BBS-KzEAWpGxBevMEIeyhACEw/s320/008cdc47c6d242a2df4fdf8e63d5816b.png" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Böyle olunca kitabın sonuna kadar hep bir yerden Despina'nın çıkmasını bekledim. Meğerse yazar bununla ilgili büyük bir şokla bizi bekliyormuş. Kurgunun kendisinin güzelliği yetmezmiş gibi şaşkınlığa uğrayacağımız bir sürpriz yapmasını hiç beklemiyordum. İkinci kitapta gözlerim dolur diyordum ama özellikle bir karakterin veda sözleri ben anlamadan yaşları yanaklarımdan sicim gibi akıttı. Kitabın sonlarına gelirsek tam her şey rayına oturmuşken yazar öyle bir şey yazdı ki o şokla kendimi sakinleştirip "olamaz" diye mırıldanıp durdum. Eğer öyle bitirseydi kesinlikle gözümde güzelliğine hançer darbeleri alırdı ama gördüğünüz üzere öyle olmadı. Lafın kısası benim gözümde mükemmel bir devam ve seri sonu kitabıydı. Kesinlikle bu kitapları okumadan okuma serüveninize son vermeyin. Khalid gibi bir karakteri okumadan bu ömrü geçirmeyin. Bol keyifli okumalar. Elveda Sayyidi..</span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-32774747603153931162017-07-19T12:31:00.001-07:002019-10-19T01:59:28.240-07:00Belki Başka Bir Hayatta - Taylor Jenkins Reid | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-dWwWsnnCvTA/WW-yemLxvMI/AAAAAAAAEPw/RExUIE7BNswb9ADGKJ6BSafXb6gUveWXwCLcBGAs/s1600/2017-07-19%2B22_25_17-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #20124d;"><img border="0" data-original-height="461" data-original-width="599" height="306" src="https://2.bp.blogspot.com/-dWwWsnnCvTA/WW-yemLxvMI/AAAAAAAAEPw/RExUIE7BNswb9ADGKJ6BSafXb6gUveWXwCLcBGAs/s400/2017-07-19%2B22_25_17-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="400" /></span></a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kitap Adı: Belki Bir Başka Hayatta</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Orijinal Adı: Maybe in Another Life</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yazar: Taylor Jenkins Reid</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yayınevi: Yabancı</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Sayfa Sayısı: 336</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Goodreads Puanı: 3,74/5</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Benim Puanım: 5/5</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><i><b>Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><em style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; text-align: start;">Sonsuza Dek, Ayrı</em><span style="text-align: start;"> ve </span><em style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; text-align: start;">Evet, Dedikten Sonra</em><span style="text-align: start;"> romanlarının çoksatan yazarından kaderimizin verdiğimiz kararlara bağlı olduğunu gözler önüne seren nefes kesici bir roman. </span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Gece yarısından hemen sonra en yakın arkadaşı Gabby, Hannah’ya gitmeye hazır olup olmadığını sormuştu. Kısa bir süre sonra da Ethan, eğer kalmak istiyorsa Hannah’yı daha sonra bırakabileceğini söylemişti. </span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Hannah, Gabby ile giderse hayatı nasıl bir yöne gidecekti? Peki ya, Ethan ile kalırsa? </span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Farklı bölümlerle eşzamanlı ilerleyen hikâyede, Hannah verdiği farklı iki kararın sonuçlarını yaşıyordu. Birbirinden tamamen farklı iki sonuç. Bu iki alternatif gerçeklik yaşanırken </span><em style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; text-align: start;">Belki Bir Başka Hayatta </em><span style="text-align: start;">kader ve gerçek aşk ile ilgili soruları aklımıza getiriyor: Kader diye bir şey var mı? Şans, hayatımız üzerinde ne kadar etkiye sahip? Ve belki de en merak uyandıran soru: Ruh eşi diye bir şey var mı? </span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Hannah olduğuna inanıyordu. Ve her iki hayatta da onu bulduğuna… Peki ya siz? </span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/236x/a1/00/01/a100010086f1a8507a6616c98a58305d.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: #20124d;"><img border="0" data-original-height="330" data-original-width="236" height="320" src="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/236x/a1/00/01/a100010086f1a8507a6616c98a58305d.jpg" width="226" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Beklentimin çok çok daha üstünde mükemmel bir kitaptı. Yazardan ilk defa okudum ve diğer kitapları için parmaklarım kaşınıyor. Bu kitabı okurken aklımda hep düşünceler esip durdu. Başıma en ufak bir felaket geldiğinde olayların hangi adımlarla o noktaya vardığını düşünüp kaderin üzerimizdeki etkisi hakkında dalıp giden biriyim. O böyle olmasaydı bu olmazdı diye düşünüp dururum ama bu sıkıntılı düşüncelerle can sıkmaya hiç gerek yoktur çünkü yaşananlar geri alınamaz. Bu kitapta Hannah'ın bir akşam eve dönüşte karar vermesiyle kaderinde ne kadar büyük bir adım attığını görüyoruz. Yeni taşındığı şehirde ya en yakın arkadaşıyla eve dönecektir ya da eski sevgilisiyle gittikleri mekanda takılmaya devam edecektir.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><a href="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/236x/08/15/b7/0815b7444f5f980222c466496693e092.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="305" data-original-width="236" src="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/236x/08/15/b7/0815b7444f5f980222c466496693e092.jpg" /></a></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #20124d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Kitabın asıl kurgusu hemen önümüze seriliyor ve Hannah'ın iki seçimininin sonuçlarını da bölüm bölüm okuyoruz. Fakat Hannah'ın asıl seçimini kitabın sonuna kadar anlayamıyoruz. Ve şöyle ki; bu iki seçimi de onu o kadar farklı yerlere götürüyor ki hayatı iki türlü de tamamen değişiyor. Bunun en büyük nedeni de aslında Hannah'ın hamile olması. Bu durumun nereye varacağını Hannah'ın iki ayrı seçiminde de okuyoruz. Kitaba baştan sona bayıldım, tek kelimeyle elimden bırakamadım. İki seçiminin de kaçınılmaz sonlarla devam etmesi hangisinde neler olucak derken aralıksız okudum. Önce Ethan'ka kaldığı kaderinin devamını okumak isterken sonrasında Gabby'le kalmasını diledim. Ardından defalarca kez olayların gidişatı sonucunda tarafımı değiştirdim. Okuduğum en orijinal kurguların başında geliyor. Duygusal anlamda, aşk ve dostluğa da harika değinen bir kitaptı. Kitap boyunca o kadar çok tarçınlı çörek adı geçti ki öyle bir çöreği nasıl pişiririm diye kafamdan tarifler geçirip durdum. Anlayacağınız kesinlikle okumanızı önereceğim çok ama çok güzel bir kitaptı. Keyifli okumalar..</span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-12023054778429431442017-07-19T12:14:00.003-07:002019-10-19T01:59:36.741-07:00Çünkü Biz Karıncayız - Shaun David Hutchinson | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-d_J1nGiO9k4/WW-t7VG60xI/AAAAAAAAEPk/PWKn4EO5H1s31JaPMJORutKlH9KoPJOiwCLcBGAs/s1600/2017-07-19%2B22_06_12-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="516" data-original-width="596" height="343" src="https://1.bp.blogspot.com/-d_J1nGiO9k4/WW-t7VG60xI/AAAAAAAAEPk/PWKn4EO5H1s31JaPMJORutKlH9KoPJOiwCLcBGAs/s400/2017-07-19%2B22_06_12-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #a2c4c9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kitap Adı: Çünkü Biz Karıncayız</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #a2c4c9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Orijinal Adı: We Are the Ants</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #a2c4c9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yazar: Shaun David Hutchinson</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #a2c4c9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yayınevi: Yabancı</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #a2c4c9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Sayfa Sayısı: 360</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #a2c4c9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Goodreads Puanı: 4,24/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #a2c4c9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Benim Puanım: 4,5/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><i><b style="background-color: #a2c4c9;">Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #a2c4c9; color: #20124d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="text-align: start;">Henry Denton’ın bildiği bazı şeyler vardı. Fakat bazı şeyleri de bilmiyordu.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Henry, annesinin aileyi bir arada tutmak için çabaladığını ve bununla baş etmek için sigara ardına sigara yaktığını biliyordu. Abisinin üniversiteyi bıraktığını ve hamile bir kız arkadaşı olduğunu biliyordu. Anneannesini yavaş yavaş Alzheimer’a kaybettiğini biliyordu. Ve erkek arkadaşının geçen sene intihar ettiğini de.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Bilmediği şey ise, uzaylıların onu on üç yaşındayken neden kaçırdığıydı. Neden hâlâ onu kaçırıp gemilerine götürdüklerini de bilmiyordu. Dünyanın sonunun neden geldiğini veya uzaylıların ona neden büyük, kırmızı bir düğmeye basarak bunu durdurması için bir fırsat tanıdıklarını da bilmiyordu.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Fakat durum böyleydi ve karar vermesi için 144 günü kalmıştı.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Soru, Henry’nin dünyayı kurtarılmaya değer bulup bulmadığıydı. En azından gizemli bir geçmişi olan Diego Vega ile tanışana kadar öyleydi. Diego, Henry’ye bildiği her şeyi, evrendeki yerini ve bütün bunların bir anlamı olup olmadığını sorgulatıyordu. Fakat Henry dünyayı kurtarmadan önce kendisini kurtarmanın bir yolunu bulmalıydı ve uzaylılar ona bunun için bir düğme vermemişlerdi.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://www.penningtonlibrary.org/wp-content/uploads/2016/07/WATA-Cover.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="297" data-original-width="800" height="145" src="https://www.penningtonlibrary.org/wp-content/uploads/2016/07/WATA-Cover.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Bayıldım! Gerçekten beğenildiği kadar harika bir kitaptı. Konusunu okuduğumda okumak konusunda ertelemekle ilgili kararsızdım fakat övgü dolu yorumları görünce heyecanla ben de elime aldım. Kurgusunun absürt olması ama aslında yazarın bunun hem absürt olduğunu bilerek yadırgayamacağınız bir mantık çizgisinde iletletmesi beğenimi kazanan ilk şey oldu ve bu özelliğini kitabın sonuna kadar taşıdı. Henry hem ailesiyle, hem de okulla sorunlar yaşayan klasik Amerikan gençlik filmlerinde gördüğümüz tek isteğinin insanların onu rahat bırakması olan liseli bir arkadaşımızdır.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Sümüklü uzaylılar dünyanın sonu yaklaşırken eğer bunu durdurmak istiyorsa bir butona basması gerektiğini belirtirler. Bundan sonrasında Henry'nin hayatın yaşamaya değer olup olmadığını tartmasıyla devam ediyor. Açıkçası konusunu okuduğumda o uzay gemisinde kitabın devam edeceğini sanmıştım ama aksine bu teklifin ardından Henry dünyadaki yaşamına geri gönderiliyor. Yeni tanıştığı ya da tanıdığı insanlara "Dünyanın sona ereceğini ama bunu engelleyebilecek gücünüz olduğunu bilseydiniz, yapar mıydınız?" sorusunu yönelttiği kısımlar doğrultusunda aldığı cevaplar kitabın en iyi yanlarından biriydi. Bu cevaplardan en çok hoşuma giden de Jesse'nin babasının verdiğiydi. Artık bir zamandan sonra rahatsız olduğum tek kısımsa Henry'nin bir türlü Jesse'nin intihar olayını atlatamamasıydı. Ya da belki de bu durum o kadar çok kitapta geçiyordu ki itiraf ediyorum artık darlanmadım değil.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Diego gibi biriyle tanıştıktan, Jesse'nin ondan sakladığı yanını öğrendikten sonrasında bile ona olan özlemini çok büyük bir hasretle dile getiriyor olması bence biraz uzamıştı. Bunun dışında baştan sona çok severek okudum ve gerçekten insana bir şeyleri uzun uzadıya düşündüren bir kitaptı. Son bölümleri tek kelimeyle harika ve duygu yüklüydü. Okumanızı öneririm, lgbt temalı olduğunu belirterek yorumumu sonlandırıyorum.</span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-23588905152931446622017-07-19T12:12:00.000-07:002017-07-19T12:12:03.239-07:00Karanlık Sular - Paula Hawkins | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-ZsmkQocCs_U/WW-tnvJMZfI/AAAAAAAAEPg/BMZbSfcY_9ANh4Jsge3gOcLQX7etdJlpACLcBGAs/s1600/2017-07-19%2B22_05_25-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="background-color: #cfe2f3; margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="432" data-original-width="595" height="290" src="https://2.bp.blogspot.com/-ZsmkQocCs_U/WW-tnvJMZfI/AAAAAAAAEPg/BMZbSfcY_9ANh4Jsge3gOcLQX7etdJlpACLcBGAs/s400/2017-07-19%2B22_05_25-Bet%25C3%25BCl%2B%25F0%259F%258C%259E%2B%2528%2540harmonyofbooks%2529%2B%25E2%2580%25A2%2BInstagram%2Bfoto%25C4%259Fraflar%25C4%25B1%2Bve%2Bvideolar%25C4%25B1.png" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #351c75; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Kitap Adı: Karanlık Sular</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #351c75; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Orijinal Adı: İnto The Water</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #351c75; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Yazar: Paula Hawkins</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #351c75; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Yayınevi: İthaki</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #351c75; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Sayfa Sayısı: 400</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #351c75; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Goodreads Puanı: 3,55/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #351c75; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">Benim Puanım: 5/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #351c75; font-family: Georgia, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b><i>Arka Sayfa;</i></b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #cfe2f3; color: #351c75; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;"><span style="text-align: start;">Yayımlandığı andan itibaren çoksatan listelerini altüst eden, pek çoklarınca yılın kitabı seçilen, son yılların en önemli gerilim romanı TRENDEKİ KIZ’ın yazarı Paula Hawkins’ten gizem dolu yepyeni bir roman!</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">NEFES ALMAK GİDEREK DAHA DA ZORLAŞACAK.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Ölümünden birkaç gün önce Nel yardım istemek üzere kız kardeşine telefon eder. Ancak kardeşi Jules yanıt vermez ve yardım çağrısını geri çevirir. Birkaç gün sonra Nel’in ölüm haberi gelir. Jules ise kaçtığı ve gelmemeye yemin ettiği kasabaya, geride kalan yeğenine bakmak için dönmek zorunda kalır.</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Ancak Jules dehşet içerisindedir. Çok korkmuştur. Anımsamak istemediği hatıraları su yüzüne çıkarken, Nel’in intihar etmeyeceğine de giderek ikna olur. Bunların ötesinde Jules sudan korkmaktadır, özellikle de Ölüm Göleti dönen o korku verici yerden...</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://images-na.ssl-images-amazon.com/images/I/61OLegHQzvL._SX329_BO1,204,203,200_.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="499" data-original-width="331" height="320" src="https://images-na.ssl-images-amazon.com/images/I/61OLegHQzvL._SX329_BO1,204,203,200_.jpg" width="212" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #073763; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Yazarın Trendeki Kız kitabından sonra yeni bir kitabı çıkacağını duyunca içimi saran heyecanı anlatamam. Gerilim türü çok az okuyan biri olarak Trendeki Kız okuduğum en iyi kitaptı. Karanlık Sular ise son sayfasının son satırına kadar gözümde mükemmel bir kitaptı. Fakat yazar son satırda öyle bir cümle kurmuştu ki iki ölümden birinin tüm oyun kurgusunu tamamen değiştirdi. Kitabı bitirdiğim zaman bu oynama konusunda uzun uzun düşündüm ve hatta okuyanlarla tartışmalarım sonucunda nihayet kafamda her şeyin oturduğu bir sona varmamla kitabın da baştan sona mükemmel olduğuna karar verdim. Kitaba Nel'in yaşadığı kasabadaki Ölüm Göleti denen yerde boğularak ölü bulunmasının ardından kız kardeşi Jules'in seneler sonra doğduğu kasabaya geri dönüp yeğenine bakmasıyla başlıyor. Kitabın hemen başlarında bir sürü karakterin görüş açısından kısımlar okuyoruz. Böyle olunca kafamda kadroyu oluşturmak, kim kimin babası, kim kimin kocası diye oturtmak biraz zaman aldı. Nel'in ölümünden önce kızı olan Lena'nın en yakın arkadaşı Katie'nin de aynı gölde uçurumdan atlayarak intihar edip boğulduğunu okuyoruz.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.paperbackparis.com/wp-content/uploads/2016/11/paula-hawkins-announces-next-book-into-the-water-may-2017.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.paperbackparis.com/wp-content/uploads/2016/11/paula-hawkins-announces-next-book-into-the-water-may-2017.png" data-original-height="532" data-original-width="800" height="265" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="color: #073763; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Böyle olunca ortada iki ölüm var fakat ikisi de cinayet mi yoksa gerçekten intihar mı meçhul. Kitabın bu gerilimli tadının yanı sıra Jules'in geçmişte ablasıyla yaşadıklarını, seneler öncesine dönüp anılarını okurken Nel ile aralarındaki bu çıkmaza nasıl girdiklerini anlıyoruz. Kitap devam ettikçe bu aile dramının arka planı zaman zaman beni daha çok cezbetti. Kitabın ortalarında abla ve kızkardeş arasındaki taşlar oturduğunda senelerini boş yere kaybettikleri anlaşıldığında içime oturan hüzünle gözlerimden yaşlar dolup taştı. Hatta bir umut belki Nel kız kardeşine bununla ilgili bir mektup bırakmıştır diye bekledim ama yazar o bakımdan yüzüme gülmedi. Kitabın gerilimli havasına dönersek yazardan beklediğim gibi çok daha çetrefilli, tahminden uzak olaylar sonucunda ölümlerin meydana gelişi sonuca ulaştı. Bir yandan da yasak aşkın arka planını okuyoruz ve karakterlerin acizliğini okumak, aşkın ne kadar yakıcı ve bu kitapta geçtiği gibi öldürücü olduğunu okumak içimi yakmadı değil. Anlayacağınız her türlü hissi yaşadığım harika bir kitaptı. Yazardan işte tam olarak böyle elimden bırakamadığım, hem gerildiğim, hem gözlerimin dolduğu, hem de karakterlerin yaşadığı dramla hüzünlendiğim bir kitap bekliyordum. Yorumumun başında söylediğim gibi kitabın son satırına kadar gözümde her şeyiyle mükemmeldi fakat son cümlesiyle ölümlerden birini öyle karmaşık bir yola koydu ki böyle bitirdiğine önce inanamadım. Sonrasında kurgu üzerinden defalarca kez düşünüp, yazdığı bu sonu bazı kısımlardan hiçbir kaba sokamadım. Her şey yoluna girip tüm sonuçlar ortaya serilmişken yeni ve hiç beklenmedik bir zanlıyı ortaya çıkarmasıyla önce o son cümleyi öylesine yazdığını düşündüm. Tek bir cümleyle böylesine tüm kurguyu değiştirdikten sonra uzunca üstünde düşününce taşlar yerine oturdu. Ayrıca bu kişi hakkında hiçbir şekilde göz kırpmadığı için daha çok şaşırmamı sağladı. Beklentimi gerçekten karşıladı. Okumanızı şiddetle öneririm. Gereğinden çoklu bir anlatımı olduğu halde kadroyu aklınızda belirlediğinizde elinizden bırakamayacaksınız. Umarım çok beklemeden yazarın kaleminden nefes kesen bir romanı daha bir an önce okuruz.</span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-87572687193234323312017-07-19T12:04:00.001-07:002019-10-19T02:00:41.188-07:00Lord of Shadows - Cassandra Clare | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-9685eDtXigo/XarQqPQKRUI/AAAAAAAAFGM/DMZzmdwNdhYsaOV-pYHLL6j97tD80a3awCLcBGAsYHQ/s1600/35229563._SY475_.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="475" data-original-width="315" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-9685eDtXigo/XarQqPQKRUI/AAAAAAAAFGM/DMZzmdwNdhYsaOV-pYHLL6j97tD80a3awCLcBGAsYHQ/s320/35229563._SY475_.jpg" width="212" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #0c343d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kitap Adı: Lord of Shadows (The Dark Artifices #2)</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #0c343d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Dili: İngilizce</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #0c343d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yazar: Cassandra Clare</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #0c343d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Sayfa Sayısı: 701</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #0c343d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Goodreads Puanı: 4,58/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #0c343d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Benim Puanım: 5/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #0c343d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><i><b>Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #d9d2e9; color: #0c343d; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span id="freeText11982250203058552655" style="text-align: left;">A Shadowhunter’s life is bound by duty. Constrained by honor. The word of a Shadowhunter is a solemn pledge, and no vow is more sacred than the vow that binds <i>parabatai</i>, warrior partners—sworn to fight together, die together, but never to fall in love.<br />Emma Carstairs has learned that the love she shares with her <i>parabatai</i>, Julian Blackthorn, isn’t just forbidden—it could destroy them both. She knows she should run from Julian. But how can she when the Blackthorns are threatened by enemies on all sides?<br />Their only hope is the Black Volume of the Dead, a spell book of terrible power. Everyone wants it. Only the Blackthorns can find it. Spurred on by a dark bargain with the Seelie Queen, Emma; her best friend, Cristina; and Mark and Julian Blackthorn journey into the Courts of Faerie, where glittering revels hide bloody danger and no promise can be trusted. Meanwhile, rising tension between Shadowhunters and Downworlders has produced the Cohort, an extremist group of Shadowhunters dedicated to registering Downworlders and “unsuitable” Nephilim. They’ll do anything in their power to expose Julian’s secrets and take the Los Angeles Institute for their own.<br />When Downworlders turn against the Clave, a new threat rises in the form of the Lord of Shadows—the Unseelie King, who sends his greatest warriors to slaughter those with Blackthorn blood and seize the Black Volume. As dangers close in, Julian devises a risky scheme that depends on the cooperation of an unpredictable enemy. But success may come with a price he and Emma cannot even imagine, one that will bring with it a reckoning of blood that could have repercussions for everyone and everything they hold dear.</span><span style="text-align: left;"> </span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.thefandom.net/wp-content/uploads/2016/07/tda.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.thefandom.net/wp-content/uploads/2016/07/tda.jpg" data-original-height="346" data-original-width="800" height="170" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #0c343d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Gölge avcıları dünyasında geçen yazarın tüm kitaplarını okuyan biri olarak Geceyarısı Leydisi, Karanlık Sanatlar serisinin ilk kitabı olmasına rağmen tek kelimeyle mükemmeldi. Serinin başlangıcında karakterlere öyle bağlanıp, gölge avcıları dünyasında yazarın her kitabında geçen parabatai bağlantısını farklı bir şekilde konu edilmesini böyle imkansızken ilk kitap bitince öyle canımızı yakmıştı ki tüm okurlar olarak bir sene nasıl bekleyeceğiz diyerek kara düşüncelere boğulduk. Özellikle de sonunun vurucu bölümü sayesinde ikinci kitap için deli gibi bekliyordum. Seri olan kitaplarda ilk kitabı çok beğenip ikinciyi bir tık daha az beğenme durumu bende çok fazla oluyor ama bu seride öyle bir şeyin olacağına hiç ihtimal yormuyordum. O yüzden aynı beğeni hissiyatı ve beklentisiyle ikinci kitabı elime aldım. Öncelikle fantastik bir dünyada geçtiği için orijinal dilinde yazarı ilk defa tamamıyla okuyacağımdan elime aldığımda içimde doğan bir tereddüt vardı fakat özellikle kitapları çok fazla replik barındırdığı için beklediğimin aksine hiç zorlanmadan tüm kitabı okuyor olmam çok sevindirdi beni. İlk önce şunu belirtmem gerekiyor; baştan sona harika bir kitaptı.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/736x/ce/32/38/ce3238a8e81f0043bd8df8d9cb8325b7--lady-midnight-cassandra-clare-the-dark-artifices.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="757" data-original-width="540" height="400" src="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/736x/ce/32/38/ce3238a8e81f0043bd8df8d9cb8325b7--lady-midnight-cassandra-clare-the-dark-artifices.jpg" width="282" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #0c343d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Ancak ilk kitaptan sonra aylardır beklediğim ikinci kitap beklentisini ufaktan içimde ukte bıraktı. İlk kitabı hala daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Bunun başlıca en büyük nedeni ilk kitabın sonundan sonra asıl konu olan Emma ve Julian arasındaki parabatai engeline daha çok odaklanmasını, hatta bu imkansız çıkmazla ilgili daha çok canımızı yakıp, gözlerimizi şokla irileştirecek bir patlak bekliyordum. Ama bunun yerine kitapta da çok fazla karakter olduğu için ve yazar sırasıyla her birine değindiğinde fazlasıyla olay okuduk ve bunların çoğu da yayılarak anlatılmıştı. Değindiğim kısımdan içimde bir eksiklik kaldı. Bir diğer eleştirebileceğim kısımsa Cristina ve Mark'ın arasında devam eden bu yakınlaşmanın bu kadar gergin geçmesiydi. Aralarına Kieran'ın girmesi büyük bir engel oluşturuyor fakat Mark ve Cristina da hislerinden eminken, Kieran'ın aslında olayların arka planında geçersiz eleman olduğunu ikisi de bilirken Mark'ın hislerini itiraf etmeyi bu kadar uzatması canımı sıktı. Fakat ilk kitapla beraber yavaştan sevdiğim Cristina'ya bu kitapta bayıldım. Mark ve arasında geçen o büyü faslını okuduğum gibi içim eridi. Gözümde son eksik kısım da Julian, Emma ve Mark üçlüsünün biraz erken refaha kavuşmasıydı. Evet, Julian'dan beklediğimiz tepkiyi görerek kalbimiz parçalara bölündü.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/736x/85/0d/68/850d68105e3b208a36fba5aee8e4ac10--the-dark-artifices-book-worms.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="634" data-original-width="736" height="275" src="https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/736x/85/0d/68/850d68105e3b208a36fba5aee8e4ac10--the-dark-artifices-book-worms.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #0c343d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Fakat Emma ve Mark'ın bunu baya uzun tutmasını beklemiştim ve aynı şekilde bu çakma ilişkinin de bu kadar basit söndürülmemesini. Yani genel olarak şunu söylemeliyim ki; kitabı bitirdiğimde bir türlü içimden tam puan vermek gelmedi. Bu bahsettiğim kısımlar kitap boyunca benim gözüme çok battı. Karakterleri ne kadar çok sevsem ve konu akışına aşık olsam da hele de parabatai olayının bu kitapta beklediğim kadar şiddetli işlenmemesine haliyle üzüldüm. Fakat sonrasında uzun uzun düşününce gönlümün en ufak bir puan kıramayacağını da aynı şiddetle fark ettim. Kitabın sonlarına gelirsek o son on beş sayfayı böyle gözlerim iri iri, suratımda garip bir ifadeyle bir diğer paragrafa geçerken derin nefes alarak okudum. Kesinlikle böyle bir son beklemiyordum ve yazar kalbimizi parçalamayı öyle mükemmel bir şekilde biliyor ki sanki olayın gerçekleşmesi yeterince canımızı yakmamış gibi son satırlara eklediği geçmişten ünlü bir cümleyle dolduğu halde ısrarla akmayan gözyaşlarımı şakır şakır akıttı. Çok kalın olduğu için aşırı dolu dolu bir kitaptı, zerre sıkılmadım ve her seferinde okumak için elime şevkle aldım.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-vmy1K5i8yd4/V5FMu8FrRJI/AAAAAAAAAng/bVj-LZ3FdCkuCQxVqUYM-6tniLmVtooSQCLcB/s1600/Tarot_7.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="479" data-original-width="278" height="400" src="https://4.bp.blogspot.com/-vmy1K5i8yd4/V5FMu8FrRJI/AAAAAAAAAng/bVj-LZ3FdCkuCQxVqUYM-6tniLmVtooSQCLcB/s400/Tarot_7.jpg" width="231" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #0c343d; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Kit ve Ty'a da çok fazla ayrılmış bir kitaptı. Unlisee King ile Annabel'in geçtiği bölümler ayrı heyecanlıydı. Üçüncü kitapla seriye veda ettiğimiz için bizi çok fazla şey bekliyor ama şunu da söylemeliyim. İlk kitap bittiğinde ikinci için bir sene bekledik ve baya sabırsızlanmıştım fakat üçüncü kitap için her ne kadar heyecanlıysam da beklediğim şeyler gerçekleşmediği için Emma ve Julian arasında ne olur, ne olmaz diye kurup kendimi heyecana sokamıyorum. Yalnızca bizi nasıl bir yasın beklediğini düşünerek yüzümde hüzünlü bir ifadeyle acı acı iç çekiyorum. Ayrıca bu kitapla beraber yazarın yazdığı kitapların hepsini sırasıyla okumanız gerektiğini şiddetle not düşüyorum. Aksi halde kendi serilerinde ana karakter olup, diğer serilerde yan karakter olan ana kadromuzun değerini anlayamazsınız. Ölümcül Oyuncaklar serisinin okumasaydınız bu kitapta Magnus ve Alec'in olayların gidişatı konusunda üzerlerine ne kadar büyük rol düştüğünü anlayamazsınız. Unutmadan bu kitapta Jace ve Clary'le ilgili çok önemli bir bölüm okuduk. Onların serisi bitmişken sürekli Emma ve Julian'a yardım ettikleri için aslında onlara ayrılan hikaye kısmının bitmediğini görüyoruz. Hatta büyük bir heyecan içinde üçüncü kitapta aşkları nereye varacak diye merakla okumayı bekliyorum. İlk kitapta zaten Julian'ın aile kavramına aşık olmuştuk ama inanın bu kitapta o sevgi bağı kat be kat artıyor. Ayrıca ilk kitabın sonunda Mark'dan aşırı hoşlanmazken bu kitapta bir yerden sonra Julian ve Emma'dan çok Cristina ve Mark'ı okumak istiyorsunuz. Üçüncü kitabın yorumuyla seneler sonra görüşürüz. Türkçe'ye çevrilmeden okuyabilenlere ne mutlu, umarım yayınevi çok bekletmez. Bol heyecanlı okumalar!</span></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-2598689420538150424.post-56871063537759279662017-07-19T11:58:00.002-07:002019-10-19T02:00:29.259-07:00Asi Yürek - Moira Young | Kitap Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://cdn.1000kitap.com/resimler/kitaplar/60721_1462569628.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="300" data-original-width="210" src="https://cdn.1000kitap.com/resimler/kitaplar/60721_1462569628.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #fce5cd; color: #7f6000; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kitap Adı: Asi Yürek</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #fce5cd; color: #7f6000; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Orijinal Adı: Rebel Heart (Dust Lands #2)</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #fce5cd; color: #7f6000; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yazar: Moira Young</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #fce5cd; color: #7f6000; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yayınevi: Ephesus</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #fce5cd; color: #7f6000; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Sayfa Sayısı: 416</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #fce5cd; color: #7f6000; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Goodreads Puanı: 3.89/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #fce5cd; color: #7f6000; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Benim Puanım: 4/5</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #fce5cd; color: #7f6000; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><i><b>Arka Sayfa;</b></i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: #fce5cd; color: #7f6000; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="text-align: start;">Saba arkadaşlarının da yardımıyla Tontonları yenişinin ve kaçırılan erkek kardeşi Lugh’un kurtuluşunun ardından dünyasının normale döneceğini düşünmektedir. Fakat zorlu bir düşman yükseliştedir ve Saba’nın başına bir ödül koymuştur. Çünkü genç kız sadece Lugh’u kurtarmakla kalmamış, aynı zamanda acımasız bir tiranı da alt etmiştir. Tabii her zaferin korkunç bir de bedeli vardır…</span><br style="text-align: start;" /><span style="text-align: start;">Bu süreçte Saba en çok Jack’e, onun ay ışığı gözlerine, hoyrat kalbine gereksinim duyar. Ancak Jack uzaklardadır. Üstelik Saba’nın Jack’e bir daha asla güvenmemesi gerektiğine dair haberler de genç kıza ulaşır. İhanete uğradığını düşünen Saba, hayatta kalmak ve gerçeği ortaya çıkarmak için yine var gücüyle mücadele etmek durumundadır.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #7f6000; font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Kitabın sonları çok iyiydi hatta ilk yarıda sıkıldığım kadarının üzerini örtecek kadar elimde bırakmadan okudum. Fakat ilk yarı zaten Jack'in yokluğunun yanında bir de Saba'nın hayal ile gerçek arasında yaşamasıyla karmakarışıklığıyla gitgide canımı sıkan bir havada ilerledi. İkinci kitapta hikayeye DeMalo karakteri daha bir başrol edasıyla dahil oluyor. Bu sırada Jack'in Tonton birliğine katılması büyük bir olay olurken, Saba'nın bunun aksini hiç düşünmemesi, bir kere bile belki de onları korumak için Jack'in bu birliğe adım attığını aklından geçirmemesi oldukça saçma ve sinir bozucuydu. DeMalo ile aralarında geçenlerin bu kadar hızlı bir şekilde yaşanması da gözüme batan bir diğer kısım oldu. Bunun haricinde Jack'in gerçekten neler sakladığı, DeMalo arasında geçenlerin heyecanı ve Saba'nın ardında bıraktığı kişilerin acısını çekmesiyle birlikte ikinci kitabı da ilki kadar çok beğendim. İkisi arasında seçim yapmam gerekirse kesinlikle oyum Jack'den yana. Aynı puanı versem de ilk kitabın beğenisinin gözümde daha yüksek olduğunu belirtmeliyim. Umarım olayların nihayete kavuşacağı üçüncü kitap seride en çok beğendiğim olur. İkinci kitabın sonundan sonra ihanetin bedeli neler olacak, Jack ve Saba gerçekten kavuşup rahat nefes alabilecekler mi göreceğiz..</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Şiirsel Hislerhttp://www.blogger.com/profile/01692770260697505345noreply@blogger.com0