10 Haziran 2017

,

Kan Ateşi - Karen Marie Moning | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Kan Ateşi
Orijinal Adı: Bloodfever
Yazar: Karen Marie Moning
Yayınevi: Epsilon
Sayfa Sayısı: 288
Goodreads Puanı: 4.31/5
Benim Puanım: 4,5/5
Arka Sayfa;
Dünyanın en çok okunan yazarlarından biri olan KAREN MARIE MONING, New York Times, USA Today ve Publishers Weekly'nin en çok satanlar listelerinde yer alan Ateş Dizisi'nin ikinci romanı
Kan Ateşi ile yeniden okurlarıyla buluşuyor.
Kan görmekten korkar mısınız?
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve yeri geldiğinde insanlar gördüklerine de inanmamalıdır...
MacKayla, Jericho Barrons ile beraber yaşamaya başlamıştır. Hem fiziksel olarak, hem de ruhen o kadar çok değişmiştir ki kızının peşine düşen ve onu ararken perişan olan babası bile Mac'i tanıyamaz.
Karanlık, gölgeler, çeteler ve sonu gelmeyen birçok cinayet ile artık her şey daha çok içinden çıkılmaz hale gelir. Güvenlik güçleri her konuda Mac'ten şüphelendikleri için her an onun peşindedirler. Mac'i takip eden sadece polis değildir. Zaten cevapsız sorular da işte tam burada başlar.
Net olan tek şey, Mac'in artık kan görmek istememesidir..
İlk kitaptan kurguya bayılıp bitmiştim ve ikinci kitapta da öyle devam etti. İlk kitapta ortaya çıkanlar ve yaşayan doğa üstü canlıların serinin devam etmesiyle yüzeysel işlenmemesini çok beğendim. Aşk yine arka planda bırakılmıştı diyeceğim ama zaten ortada bir aşk henüz filizlenmedi. O yüzden Barron'u bu kitapta ne zaman görsek "oh şükür" deyip durdum. Mac bu kitapta biraz daha kendi başına takılıyor ve mantıklı bir şekilde kimseye güvenmemeyi kafasına koyuyor. Kitabı genel olarak tabii ki yine çok beğenerek okudum. Kız kardeşinin ölümünün sır perdesinin aralanmasıyla doğa üstü dünyanın gerçekleri seriye daha çok döküldü. Sonlarında Mac'in gördüğü zarar karşısında yaptıkları yine ne kadar güçlü bir karakter olduğunu kanıtladı. Barron hakkında "Allah razı olsun" zerre bir şey öğrenemeden geçirdik ikinci kitabı da -ki bunun daha uzun süre böyle gideceğini de biliyorum artık.- İkinciyi bitirdiğim gibi de üçüncüyü elime aldım. Bu kitapla birlikte yazarın kaleminde övmek istediğim bir kısım daha ortaya çıktı. Kadın her şeyi nasıl olması gerekiyorsa öyle yazmış ve hislerin abartısında ya da detayında hiç çekinmemiş. Serinin içeriğinin yetişkin türüne giren kısmını kast ediyorum.
Yazar Mac'in ya da herhangi bir karakterin şehvete yaklaşmasını üstünden işlememiş. "Ben bu türü olduğu gibi yazarım" diyerek istediği kadar detaya girmiş. Fantastik türüne hitap ettiği için açıkçası bunu beklemiyordum ama resmen "herkes gerektiği yaşta okusun o zaman" diyerek kurgunun içine V'lane diye bugüne kadar okuduğum en değişik ölümcül özelliğe sahip fae'yi koymuş. Ve bu V'lane'nin Mac'e yaptırdıklarını da hiçbir çekince olmadan yazmış. Bu kısmı takdir ediyorum çünkü fantastik türde bu değindiğim şey de çok ince bir çizgi üzerinde. Çoğu yazar türünden ötürü elbette bunda detaya girmiyor ama bazı yazarlar detaya girmiş gibi görünüp süslü kelimelerle gereksiz yere uzatıp duruyorlar. Bu yüzden Karen Marie Moning'in nasıl istiyorsa kalemine öyle dökmesine sevindim. Eleştirebileceğim bir kısım da keşke yazar fae ile diğer canavar türü olan canlıları biraz daha keskin bir dille ayırt etseydi. Hala V'lane'i okurken aklıma Gri Adam gibi bir şey geliyor ve bu beni rahatsız ediyor. Prens olduğu için muhtemelen insana benziyor fakat ilk baştaki izlenimimden ve henüz okuduğum fae'lerin davranışlarından ötürü aklım hep tuhaf canlılara kayıyor. Umarım üçüncü kitapta bu konuda hayal gücümü geliştiririm. İntikam Ateşi'nin yorumuyla görüşmek üzere. Ayrıca rica ederim bir an önce seriye başlayınız.

0 yorum:

Yorum Gönder