2 Nisan 2017

, ,

Throne of Glass - Sarah J. Maas | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Throne of Glass
Dili: İngilizce
Yazar: Sarah J Maas
Sayfa Sayısı: 404
Goodreads Puanı: 4/5
Benim Puanım: 4.25/5
Arka Sayfa;
After serving out a year of hard labor in the salt mines of Endovier for her crimes, 18-year-old assassin Celaena Sardothien is dragged before the Crown Prince. Prince Dorian offers her her freedom on one condition: she must act as his champion in a competition to find a new royal assassin.
Her opponents are men-thieves and assassins and warriors from across the empire, each sponsored by a member of the king's council. If she beats her opponents in a series of eliminations, she'll serve the kingdom for four years and then be granted her freedom. Celaena finds her training sessions with the captain of the guard, Westfall, challenging and exhilarating. But she's bored stiff by court life. Things get a little more interesting when the prince starts to show interest in her ... but it's the gruff Captain Westfall who seems to understand her best.
Then one of the other contestants turns up dead ... quickly followed by another. Can Celaena figure out who the killer is before she becomes a victim? As the young assassin investigates, her search leads her to discover a greater destiny than she could possibly have imagined.
 
Yazarın diğer serisini okuduğumdan bu yana sırf sindirerek okumak için uzun süre beklettiğim bir kitaptı. Nihayet seriye başlamaya karar verdim ve ilk kitabını çok güzel bir beğeniyle okuyabildim. Öncelikle kitabın kurgusunu çok sevdim. Özellikle de Celeana'nın yaver olması için yirmi üç kişinin bulunacağı ucu ölümcül bir oyuna dayanan sınavları geçmesi gerekiyor ki kitap sırf bu ana konusuyla bile orijinal bir giriş yapıyor. En başta gözüme batan ise Celeana'nın genç yaşında en iyi suikastçı olarak anılması oldu. Celeana son zamanlarda okuduklarım arasında oldukça değişik bir kız karakterdi. En azından J. Maas'dan okuduğum diğer kız karakterlere nazaran kendini ziyadesiyle sıyırabilir. Küçüklüğünden bu yana yaşadıkları, çektiği acılara karşı dişini sıkması ve diğer tüm geçmişiyle aşırı ilgimi çekti. Fakat daha sonrasında gereğinden çok alaylı oluşu, bazı şeyleri kale almaması arada canımı sıkmadı değil. Arka kapağını okuduğum zaman Dorian'ın ilk kitap boyunca çok güçlü bir karakter olacağını sanmıştım ama özellikle ilk yarı için kesinlikle öyle değildi.
Daha çok Chaol'un baskın olduğu bir ilk yarı okuyoruz ve tabii bu sayede Chaol'a tahmin ettiğimden daha hızlı ısındım. Önümüzdeki kitaplarda ana erkek karakterin haddinden fazla değişeceğini bildiğim için ilk kitapta kimseye bağlanmamaya çalıştım fakat az daha Dorian beni bu kararımdan vazgeçiriyordu. Celeana'ya davranış biçimi ve aralarında geçen diyaloglar sayesinde suratıma sürekli sıcacık bir sırıtış yayıldı. Celeana'yı tekrar ele alırsak Dorian'a karşı salt bir arzu beslemesi beni biraz rahatsız etti. Ayrıca yazarın bunu dile getiriş şekli falan da bana ağır klişe geldi. Açıkçası yazarın diğer serisi gibi bu serinin de büyü barındırdığını bilmiyordum, bu yüzden değindiği fantastik dünya yine beğenimi kazandı. Kitabın sonlarına gelirsek  heyecanla okudum ama sonuçta ilk kitap olduğu için nasıl sonuçlanacağını az çok tahmin edebiliyordum.
Kitabın son bölümlerine kadar baya beğenerek okuduğumu keyifle söyleyebilirim. Hatta hala hatırladığımda çok ama çok güzel bir kitap olduğu tekrar tekrar aklıma geliyor ama tam sonlarında benim çok basit bulduğum bir olay bulmasaydı kesinlikle daha da övebilirdim. Aşkın bir anda alevlenip bu kadar hızlı söndürülüp arkadaş ayağına çevrilmesi çok basite indirilmişti. Bunu bu güzel yazarımızdan beklemiyordum. Sonuç olarak çok severek okudum ve sıradaki kitaplarını okumak için deliriyorum. Sadece seri olan kitaplarda en çok sevdiğim şeylerden biri; ilk kitabı öyle çok seversiniz ki serinin sıradaki kitaplarının ilkinin güzelliğine ulaşmasına beklersiniz. Yani demem o ki ilk kitap o kadar muhteşem bir giriş yapmıyor ve anlayacağınız üzere aklınızda öyle büyük bombalar patlatmıyor. Artık serinin sıradaki kitaplarının yorumlarıyla görüşmek üzere..

0 yorum:

Yorum Gönder