4 Eylül 2016

,

Passenger - Alexandra Bracken | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Passenger (Passenger #1)
Dili: İngilizce
Yazar: Alexandra Bracken
Sayfa Sayısı: 480
Goodreads Puanı: 3.89/5
Benim Puanım: 4/5
Arka Sayfa;
In one devastating night, violin prodigy Etta Spencer loses everything she knows and loves. Thrust into an unfamiliar world by a stranger with a dangerous agenda, Etta is certain of only one thing: she has traveled not just miles but years from home. And she’s inherited a legacy she knows nothing about from a family whose existence she’s never heard of. Until now.
Nicholas Carter is content with his life at sea, free from the Ironwoods—a powerful family in the colonies—and the servitude he’s known at their hands. But with the arrival of an unusual passenger on his ship comes the insistent pull of the past that he can’t escape and the family that won’t let him go so easily. Now the Ironwoods are searching for a stolen object of untold value, one they believe only Etta, Nicholas’ passenger, can find. In order to protect her, he must ensure she brings it back to them—whether she wants to or not.
Together, Etta and Nicholas embark on a perilous journey across centuries and continents, piecing together clues left behind by the traveler who will do anything to keep the object out of the Ironwoods’ grasp. But as they get closer to the truth of their search, and the deadly game the Ironwoods are playing, treacherous forces threaten to separate Etta not only from Nicholas but from her path home... forever.
Alexandra Bracken tartışmasız favori yazarlarımdan. Kalemine dair övgüyle bahsedebileceğim bir çok nokta var. Passenger kitabı da zamanda yolculuğun nasıl bir dille anlatılacağını çok merak ettiğim bir kitaptı. Öncelikle kitabı çok beğendim. Dili tahmin ettiğim gibi hem bazı yerlerde zorluydu, hem bazı yerlerde akıcıydı. Konusundan kısaca söz edersek yıllardır keman çalacağı ilk sahnesine çıkmaya hazırlanan Etta, hayatının bu en önemli gününde yakın birisini kaybeder ve kendini Atlantis'te süzülen bir gemide bulur. Etta, kemana olan sevdası sayesinde etrafında yakını olacak kimsenin kalmadığı, annesiyle çok sıkı fıkı olmayan bir kızdır. Nicholas ise aslında Etta'yı Ironwood ailesi için yerine getirmesi gereken bir göreve ulaştırmakla yükümlüdür, ayrıca Ironwood ailesinin yardımcısıdır fakat aslında tek istediği şey bir an önce özgürlüğüne ulaşıp sevdiği tek şey olan denize kendine ait gemisiyle açılmaktır.
Kitap çok yavaş ilerliyor, genellikle bir olayın bitişe ulaşması elli sayfayı rahat buluyordu. Bölümler çok uzun olduğu için akıcılık bakımından elden bırakmadan okunacak bir kitap değildi. Ama sıkıcı desem de ben oraları bile ilgi çekici buldum çünkü olayın arka perdesini çok merak ediyordum. Etta benim için sade bir karakterdi, aslında Alexandra onu bize özel göstermek için her ne kadar çok az uğraşsa da özellikle Alice'e olan bu bağlılığı beni baya etkiledi. Nicholas kitapta en çok sevdiğim karakterdi çünkü kendisine dair harika özellikleri vardı.

Kitapta ilgimi çeken ilk şey; aslında umursamaması gerekirken Nicholas'ın sürekli Etta'ya karşı bir koruyucu tavır sahiplenmesiydi. Kitapta daha çok geçmişe ait anlatım tarzı vardı ve yazar bu kısmı çok güzel ve şiirsel bir dille oturtturmuştu çoğunlukla. Bilmediğim çok güzel kelimelere tanık oldum bu kitapla beraber. İlk yüz elli sayfa itibariyle Etta'nın görevini edinmesi, yapacağı şeyi başarması sonucunda olabilecekleri öğrenmemizle asıl yolculuğumuz başlıyor. Kitapta aşkın arka planda kalacağını tahmin ediyordum ama hiç de öyle değildi. Etta ve Nicholas arasında geçen tüm bölümler açık ara favorim. Zaman yolculuğu konusu da çok hoş işlenmişti ama açıkçası ben beklediğim heyecanı bulamadım. Etta'nın annesi Rose ve Ironwood ailesi hakkında öğrendiklerim beni şaşırtsa da genel olarak çok heyecanlı bir koşuşturmaca içinde hissetmedim.
Fakat bazı satırlar öyle güzeldi ki betimlemeler, kelime kullanımları satırları işaretlemeye doymamamı sağladı. Ayrıca Ruhlar Üçlemesi serisinde denk geldiğimde de çok severek merakla okuduğum bir konuya burada da değinilmişti. Aslında gelecekte karşılaştığın birini geçmişte ziyaret etmek. O kısımları büyük beğeni ve içtenlikle okudum. Alexandra'nın kaleminde en sevdiğim şey de biraz üstüne gitse beni çok kolay ağlatabilecek olması. Kitapta bazı duygu dolu bölümlerde öyle güzel, içten paragraflar vardı ki.. Ayrıca kitabın sonu kesinlikle en heyecanlı kısımdı. Bazı yerler çok dolu doluydu, bazı satırlar da bir an önce başka bir olaya atlamak istemenizi sağlıyordu. Gözümde tam anlamıyla mükemmel bir fantastik kitap değildi ama gerçekten çok güzeldi. 

0 yorum:

Yorum Gönder