20 Eylül 2016

,

Locke Lamora'nın Yalanları - Scott Lynch | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Locke Lamora'nın Yalanları (Centilmen Piç #1)
Orijinal Adı: The Lies of Locke Lamora (Gentlemen Bastard #1)
Yazar: Scott Lynch
Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 584
Goodreads Puanı: 4.29/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
Camorr şehri, tarihi boyunca pek çok soysuzluğa, yolsuzluğa, uğursuzluğa, hırsızlığa tanıklık etmiş, büyülü atmosferinde her birini tek tek sindirebilmiştir; Camorr’un Belası’nın ismi şehrin nemli duvarlarında yankılanana dek…
Camorr’un Belası’nın yenilmez bir silahşor, usta bir hırsız, duvarlardan geçebilen bir hayalet ve fakirlerin dostu olduğu söylenir.
İşte o efsanevi “Bela” narin yapılı, gözü kara ve becerikli Locke Lamora’dır. Locke kimsenin beceremediği bir ustalıkla zenginleri soymasına rağmen, bir başka efsanedeki büyük okçunun aksine çaldıklarından fakirlere tek bir kuruş bile koklatmaz. Locke’un tüm kazancı kendisi ve isimlerinin hakkını fazlasıyla veren hırsızlar çetesi Centilmen Piçler içindir.
Onların sahip olduğu tek ev olan ve her türlü dümen, hile ve numaralarını gerçekleştirdikleri kadim Camorr şehrinin kaprisli ve renkli yeraltı dünyası, içten içe çürümekte ve gizli bir savaş yüzünden parçalanmaktadır. Tek ayak üzerinde onlarca yalan söyleyen Locke ve çetesi, bu büyülü dünyada bu kez tek ayaklarını bile yere basamadan içerisine düştükleri ölüm oyunundan kurtulmak zorundadır.

Sonunda deli gibi merak ettiğim bu serinin ilk kitabını bitirebildim. Son zamanlarda büyük bir sabırla ve satırları çoğunlukla daha iyi anlayıp hafızama kazımak için iki kez okuduğum ve böylesine mükemmel bir kurguya ağzım açık kalırken, hem saf saf gülümsediğim, hem espriler karşısında kıkırdadığım, hem de bana çok fena dokunan olaylar karşısında ağladığım, yani kısacası beni oradan oraya savuran bir kitaptı. Kitabın başlangıcında Locke Lamora'nın ufaklık hallerini okuyoruz. Oralar pek kafa karıştırıcı değildi. Hırsızbaşı'nın neden Locke'den kurtulmaya çalıştığını büyük bir merakla okudum.

Asıl başlangıç ise Locke Lamora'nın dahil olduğu Centilmen Piç çetesinin Don Salvara'yı soymaya çalışmasıyla başlıyor. İlk seksen sayfa kadar bu soygun olayına pek anlam veremiyorsunuz çünkü karakterleri tanımıyorsunuz ve ana kurgudan haberiniz yok. Fakat seksen sayfadan sonra kitap öyle güzel açılıyor ki size hem geçmişi ışık tutarken hem de şimdiki zamanda Centilmen Piç çetesinin ne haltlar yediğini uzun uzun anlatılıyor. Bugüne kadar okuduklarım arasında açık ara en çok mekan ve karakter ismi barındıran kitaptı. O yüzden pür dikkat okumanız gerekiyor. Saatte elli sayfa okuyarak en yavaş okuduğum kitap olarak da tarihe geçebilir. Kitabı okudukça yazarın kalemine bayıldım. Fütursuzca arga barındırken bu küfürlü anlatımla sizi de baya güldürebiliyor. Özellikle de Zincir'in Locke'yi Bağlıbüyücü konusunda uyarmasını hatırladıktan sonra Locke'nin "Kuşun güzelmiş götoş" demesi beni kahkahalara boğdu. İlk yarı boyunca Lamora'nın planlarına zihnimden alkış tutarken beni alabora edense Gri Kral'ın yaptığı mükemmel plan oldu. O satırları nefesimi tutarak okudum. Zaten malum bombadan sonra sürekli "Locke ne çektin be" deyip durdum. Çok kalın ve kafa patlatarak sabırla okumanın şart olduğu bir kitap ama kesinlikle bir an önce üstüne atlamalısınız.

2 yorum:

  1. Yazar ve çevirmen uyumu diyorum ve susuyorum. :D Mükemmel bir kitaptı. Yorumunuz için teşekkürler!

    YanıtlaSil